Design For Me - Taekook

11

---

Sigarasını dudaklarının arasından çıkardı ve dumanı havaya üfledi Taehyung. Jungkook onu eve bıraktıktan sonra Jimin ile konuşmuş, sinirlerini yatıştırmış ardından da uyuması için Jimin'i yalnız bırakmıştı. Şimdi ise kendisi balkonda öylece oturuyordu.

İçinde anlamlandıramadığı bir sıkıntı vardı. Rahatlamak amacıyla soluklarını düzenlemeye çalışıyor ama aldığı nefes ona yardımcı olmuyor sanki onu zehirliyor gibi hissediyordu.

Hızlı ve üst üste gelişen olaylar Taehyung'u hep yorardı. Şu anda da öyle bir dönemden geçiyordu; işi yoğundu ve o kadar titiz olmasına rağmen sürekli onu uğraştıracak pürüzler çıkıyordu, çevresi yoğundu gelişen olaylara yetişemiyordu.

Zamanında uğraşmayıp beyninin arka odasına süpürdüğü olaylar, hafif tatsız anını bekler, yakaladığında da hemen ortaya çıkardı. En yalnız anında, acımadan yüzüne çarparlardı. Taehyung'u her şeyin altında eziliyor gibi hissettirir, sabah olunca yine kaybolurlardı. Böylece sorunlar yine çözülmez sadece bastırılırdı.

Kendisi için zorlu bir hayatı var denilemezdi. Ama harikalar içerisinde yaşadığı da söylenemezdi. Hayatında gelişen olayları izler dururdu. Sonra düşünürüm diyerek ertelerdi.

Mükemmelliyetci ailesinden ona kalan alışkanlıkla hayatını sürdürüyordu. İşinde, arkadaşlarında, ilişkilerinde.

Derin bir nefes verdi, bitmiş sigarayı söndürüp gözlerini kapattı.Kafasından sabahki işlerini düşünüyor ve canı sıkılıyordu.

Hiçbir konuda ortası yoktu Taehyung'un; zaman zaman çalışmayı çok sever ve sürekli bir şeyler kovalardı, zaman zaman ise işinden hoşlanmazdı, en çok da insanlarla uğraşmak ona zor geldiği zaman olurdu bu.

Geldiği aile dolayısıyla buna ihtiyacı olmadığından işini hiçbir zaman para kazanma amacıyla yapmamıştı. İşinin ona getirdiği saygınlık, ün gibi statüleri severdi. Bu işte onu azimlendiren kavramlar bunlar olsa da her şeyden çekilip sessiz bir hayat yaşama fikri onu korkutmazdı. Yine de şu an için böyle bir planı yoktu. Böyle bir planı yoksa da çalışmaya devam etmeliydi.

Kafasındaki düşünceler çok karışık bir seyir izliyordu. 'Biraz daha dişimi sıkacağım, iki haftaya işler hafifleyecek ve dinlenebileceğim. Bundan sonrası için de çözümü müşteri sayımı stabil tutmada bulacağım.' dedi kendine.

Düşüncelerini bölen telefon arama sesi ile yerinden kalkıp telefonunu almaya içeri gitti. Gelen aramayı cevapladı.

"İşten çıktığında her zaman gittiğimiz bara gel. Chen ve Hoseok da geliyor."

"Gelebileceğimi düşünmüyorum, yorgunum. Bensiz gidin tatlım."

"İyi tamam, gelmezsen gelme ama bir dahakine kesinlikle kaçamazsın."

Taehyung Jimin'in söylediklerine gülüp aramayı sonlandırmıştı. Yardımcısının önceden hazırlamış olduğu yemekleri buzdolabından çıkarıp yemek üzere hazırladı. Yemek masasına geçip tabakları hazırladı.

Yemeğini bitirdikten sonra ortalığı toparladı ve kendini koltuğuna attı. Televizyonu açıp izleyecek bir şeyler bulmaya çalıştı. En son bulduğu saçma bir kanalı izlemeye başladı.

Bir süre sonra bunaldığı için tekrar balkona çıktı ve sigara paketine uzandı.
Acaba Jimin'lere katılsa mıydım diye düşünüyordu.