---
Sinirler gergin, tribünler coşkuluydu. Sezon boyunca uğrunda çalıştıkları, ter döktükleri, kimi zaman uykusuz kaldıkları şey gerçekleşiyordu. Zirve mücadelesi için Real Madrid ve Güney Kore, finalde karşı karşıya kalmışlardı. İkinci yarısında oldukları maç şimdiden onları çok yormuştu. Fark açmak çok zordu. biraz öne geçseler karşı takım hemen onlara yetişiyordu. Bu yüzden ilk yarıyı 45-45 bitirmişlerdi.
Soyunma odasına sessiz bir kaos hakimdi. Suho'nun dediklerine kulak verebilen bir tek Jeff ve Jackson'dı. Jungkook, Taehyung ile mesajlaşıyor, Soobin dört dönüyor, Yoongi ise zemini izliyordu.
Telefonunu kenara bırakan Jungkook teker teker arkadaşlarına göz attı. Aşağı yukarı yapan Soobin'i görünce gülerek ''Biri Soobin'i tutsun. Bayılacak gerginlikten haline bak.'' dedi.
Tınlanmadığını hisseden Suho ellerini birbirine vurarak ilginin kendine dönmesini sağladı.
''Toparlanalım çocuklar. Bırakın sevgililerinizi de. Buraya gelene kadar ne yaptıysak yine onu yapacağız. Gerilmeyin, her birinizi ayrı ayrı gözlemlemiş olarak yeteneklerinizi, çalışkanlığınızı ve kararlılığınızı biliyorum ve ben size güveniyorum. Geriye kalan iki periyotta da her şeyinizi ortaya koyup güzel bir maç çıkaracağınıza inanıyorum. Bu maçın ülkemiz için ayrı bir anlamı olduğunu da unutmayın. Sevdiklerinizi, ailenizi, milletinizi temsil ediyorsunuz bu size güç versin. Hazır olun ve odaklanın.''
Jungkook, koçun konuşmasından sonra yanında duran suyunu aldı ve ağır ağır içti. Sahaya geri döndüklerinde bir süre sonra çalan zille yerine doğru yürüdü, yeniden pozisyon alıyorlardı.
İki takımın yerlerini almasıyla Real Madrid'in atışıyla ikinci yarı başlamıştı. Jeff yakaladığı topla potaya yaklaşırken sıkıştırılınca hızlıca atışını gerçekleştirdi. Karşı takımın engellemesi yüzünden potaya giremeyen topu yakalayan Jackson olmuştu. Tereddüt etmeden potaya bir atış gerçekleştirdiğinde sayı onlardaydı. Hızla düşen top karşı takımın elindeydi. Ne kadar açılmamalarına, kendi potalarına yaklaştırmamaya çalışsalar da karşı takım da en az onlar kadar iyiydi.
Karşı takım hızla üç sayılık bir atış gerçekleştirdikten sonra yeniden topun hakimiyetini almış ve bir atış daha gerçekleştirmişlerdi. Potanın altında duran Jungkook aldığı topu en uzakta olan Yoongi'ye pasladı. Karşı takımın iki oyuncusu tarafından sıkıştırılan Yoongi geri doğru kaçmaya çalışsa da mümkün olmayacağını anlayıp Soobin'e gönderdi.Topu kaptığı gibi potaya atış deneyen Soobin de başarılı olmuştu.
Topu alıp kalabalıktan sıyrılan Jackson takımına tekrar isabetli bir atış kazandırdı. Karşı takımın oyuncusunun Jungkook'un topu almasını engellemek için tutuşunda ikisi de beraber yere düşmüştü. Faul düdüğü anında çalarken Jackson, Jungkook'a el uzatmış ve kalkmasına sebep olmuştu. O sırada hamle tartışan karşı takımın oyuncusu en sonunda faul almıştı. Bu da onlara serbest atış hakkı kazandırmıştı.
Topu alan Jungkook'un attığı üçlükle oyun kaldığı yerden devam ediyordu. İkinci yarı iyi başlasa da öyle devam etmemişti. Son periyotta Real Madrid farkı çabucak kapatmıştı. Şimdi yine baş başa gidiyorlardı. Kimin kazanacağını söylemek şu noktada imkansızdı. Oyun iyice kızışmıştı. Oyunun son saniyelerinde Yoongi'nin riboundu sayesinde maçı 79-78 olarak önde bitirmişlerdi.
Tribünlerdeki coşkulu seslerin eşliğinde Taehyung ve Jimin sahaya iniyordu. Jungkook gördüğü gibi ona doğru ilerlemişti.
''Dur, aşırı terliyim Taehyung.''
Taehyung onu dinlemeden kollarını ona sarmış ve yanağını öpmüştü.
''Tebrik ediyorum Jungkook! Çok çalıştın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Design For Me - Taekook
Hayran KurguÜnlü tasarımcı, TY. markasının sahibi, Kim Taehyung Güney Kore milli basketbol takımının yeni sezon formalarını tasarlamak üzere anlaşma imzaladı. Revy & Wiss