---
Jungkook:
Taehyung
Rica ediyorum,
geçirdiğimiz zamanın hatrına, en azından yüz yüze konuşabiliriz diye düşünüyorum.
Taehyung bak gerçekten pişmanım ve konuşursak halledebileceğimize inaniyorum.Taehyung:
Pişmanlığının olması ne hoş Jungkook.
Bence de yüz yüze konuşmanın zamanı geldi, uygun bir zaman içerisinde konuşalım.
Görmek istiyorum pişmanlığını Jeon.
Dediklerinin gerçekten farkında mısın görmek istiyorum.Jungkook:
Sinirlisin|
Göreceksin, görülmeyecek gibi değil.Taehyung:
Bu akşam sahildeki iskeleye gel.
20.30'da orada ol.
Bir dakikadan fazla beklemem Jungkook.Jungkook:
Bekletenin ayağı sikilsin|
Anlaştık.
görüldü ✓✓---
Jungkook gerçekten bekletmemek adına erkenden iskeleye gitmişti ve tam olarak kırk dakika beklemesi gerekiyordu. Onun için beklemek sorun değildi şu an, beklerdi. Zamanın çabucak geçmesini istiyordu. Taehyung'un geldiğini görmek ve ona kendini açıklamak, affettirmek istiyordu.
Söyleyeceği her bir cümleyi kafasına düşünüp duruyor, geldiğinde nasıl karşılasam diye kendi kendine düşünüp duruyordu.
Sarılmalı mıydı? Elini mi uzatmalıydı? Sadece merhaba diyip konuşmaya mı başlamalıydı? Taehyung'un bir şey yapmasını mı beklemeliydi?
Çok karışıktı bunlar. Her bir şeyi düşünüyordu, Taehyung ona ne derdi acaba? Gergin ve heyecanlıydı Jungkook sanki ilk defa buluşuyormuş gibi. Daha çok vakit vardı fakat Jungkook her an Taehyung gelecekmiş gibi bekliyordu.
Parmaklarıyla oynuyor, yerinde durmuyor, kalbi havalanacakmış gibi atıyordu. Cebinden telefonunu çıkarıp arkadaşı Yoongi'yi aramış, heyecanının biraz olsun dinmesini istemişti.
"Yoongi, çok gerginim. Yanlış bir şey yapamam."
"Elbette yanlış yapamazsın aptal! Sana buluşmak için şans verdi, iyi kullan."
"Kullanacağım tabii ama sanki onu ilk defa görecek gibiyim. Niye böyle oldu?"
"Bir hafta konuşmadıktan sonra normal Jungkook. Bak düzgün şekilde ifade et kendini eğer yine kızarsa sana alttan al, haklıdır çünkü.""Sen Jimin'e böyle mi yapıyorsun?"
"Ben Jimin'e öyle şeyler söylemiyorum ama kavga ettiğimizde alttan alır suyuna giderim. Sana ne be!"
"Ya affetmezse? Naparım o zaman?"
"Jungkook dünyanın sonu değil. Kendine gel bi', sakin ol. Ne zaman gelecek?"
"Sanıyorum ki 30 dakika sonra falan gelir."
"Niye bekletiyor seni o kadar? Ya da sen aptalsın erken gittin."
"Bekletmiyor, ben çok erken geldim bekletmemek için. Bana dedi ki "bir dakika bile beklemem seni" öyle diyince, böyle oldu."
"Köpek etti seni, iyi oldu lan sana. Bekle şimdi orada."
"Kapat telefonu Yoongi, ağzını yamultmayayım canım."
"Kapat hadi işim gücüm var benim de."
Gerginliği gitmemişti. Yoongi bir tık daha gerilmesine neden olmuştu. Artık ayakta beklemekten yorulmuş ve iskelenin kenarına oturmuştu. Eline tekrar telefonunu alıp gezinmeye başlamıştı. Aklı biraz gerginlikten uzaklaşmış daha da sakinleşmişti, denizden gelen pek de şiddetli olmayan dalga sesleri hoşuna gitmiş, kulaklarına melodi gibi gelmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Design For Me - Taekook
FanfictionÜnlü tasarımcı, TY. markasının sahibi, Kim Taehyung Güney Kore milli basketbol takımının yeni sezon formalarını tasarlamak üzere anlaşma imzaladı. Revy & Wiss