Elimdeki Ember'in yaptığı sandviçi yerken, Cameron'ın ona aldığım hediyesini açmasını bekliyordum.
Amerika'ya öğrenci değişikliği ile gelmiştim ve host ailede yaşıyordum.
Yani gönüllü olarak beni evlerine almışlardı ve bir odasını bana vermişti. O oda için devletten kira alıyorlardı.
Ben de teşekkür niyetine Türkiye'den küçük hediyeler almıştım onlara.
Ember için evin hanımı demek uygun olurdu.
Cameron 12 yaşında evin en küçüğüydü. Ona aldığım legoyu görmesi ile gülümseyerek yanıma gelip boynuma sarıldı.
"Teşekkür ederim Selen."
Adımı doğru telafuz edemeselerde bu bir haftada alışmıştım.
"Rica ederim."
Ember'e aldığım hediyeyi bu sefer yerden alıp ona uzattım.
"Bu da senin için."
Dedim tebessüm ederek.
Ember mahcup olmuş şekilde gülümseyerek bana baktı.
"Hiç gerek yoktu."
"İçimden geldi."
Ona uzattığım kutuyu aldı ve açtı.
Ona fincan takımı hediye almıştım. Üstünde bizim yöremize göre süslenmişti.
"Çok şık. Teşekkürler."
"Ne demek."
"Jacob hâlâ uyanmadı mı? Okul saati geldi."
"Üstünü değiştiriyordu."
Dedi Cameron ve peşinden merdivenlerden bir ses duyuldu.
"Geldim."
Jacob, kumral ve uzun boyluydu. Amerikan Futbolu oynaması yüzünden hafifte yapılıydı.
Buraya geleli bir hafta olmuştu ama bugün okulun ilk günüydü. Yaz bitmiş ve okullar açılmıştı.
Buraya yerleşip bu aile ile tanıştıktan sonra tekrar Türkiye'ye dönüp dün tekrar gelmiştim.
"Yakup sana da hediye aldım."
"Kamuran daha güzeldi."
Dedi Cameron övünerek.
Evet, Jacob'a Yakup
Cameron'a da Kamuran diyordum.
Çünkü aynı şeylerdi.
Hediye paketini ona uzattım.
Kaşlarını çatarak hediyeye baktı ve pakete baktı.
"Gerek yoktu."
"Evinizi bana açtınız benim de içimden geldi. Hevesimi kırma"
"Tamam, heves falan kırmıyorum. Teşekkür ederim."
Diyerek paketi açtı.
Ona ok takımı almıştım ama oyuncak olanından.
"Okçuluk konusunda gelişeceğine inanıyorum."
Jacob'ın gözleri bir süre hediyeme baktı ve ardından bana döndü.
"Güzel, sevdim. Akşam ok atma yarışı yapalım. Eminim milli sporunda seni yenerim."
Ortaya attığı meydan okuması ile heyecanla kafa salladım.
"İddialısın."
"Öyleyim."
Dediğine omuz silktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touchdown|Yarı Texting
JugendliteraturTouchdown| Yarı Texting (daha çok düz yazı demek doğru olur) Yakup: Bazen yan odanda birinin yattığını unutuyorsun. Yakup: Müziğin sesini ne zaman kesersin yaklaşık. Selen: Tanju Okan'ın Kadınım şarkısını başka ne zaman dinleyeceksin. Güzelim şarkı...