"Ay bugün maç için çok heyecanlıyım. Harika fotoğraflar çekmemiz lazım."
Ellie heyecan ile oturduğu yerden kalkmıştı.
"Maç sonrası da partileriz."
Diyerek devam etti.
Daha geçen parti yapmamışlar mıydı?
Ne bu her gün parti mi olur?
"Üzgünüm maçtan sonra koşturarak eve gitmem gerekiyor."
Kurduğum cümleyle herkes dikkatlice bana baktı.
"O niye?"
"Milli maç var Türkiye'nin. İzlemem şart."
"Hadi ama, tekrarını izlesen olmaz mı?"
Aaron'ın kurduğu cümleyle kaşlarımı çattım.
Töremize göre senin ölüm hakkın gelmiştir.
"Bu benim için imkansız. Kenan Yıldız'ı izlemekten daha cazip bir plan önüme seremezsiniz."
Dediğime kaşlarını çatsalarda umursamadım.
Kenan Yıldız oğlum bu, boru değil.
"Ee, o zaman akşam birlikte olalım. Beraber canlı olarak izleriz."
Harvey'in kurduğu cümleyle dikleştim.
"Harbi mi?"
"Bana uyar."
Dedi Ellie.
Ay buna çok sevinmiştim.
"Hadi şimdi oyalanmadan Carson'un yanına inelim."
Carson ve diğer takım arkadaşı, onlardan biri Yakup, antrenmandaydı.
Hızlıca yemekhaneden kalkıp sahaya doğru ilerledik.
Çoğu kişi şimdiden gelmiş kenarlara oturmaya başlamışlardı bile.
Tanıdık gözle göz göze gelmemle gülümsedim.
"Selen."
Diyerek el salladı Kamuran. Yanında olan Ember ve eşi Darrel da bana dönmüştü.
Ben de onlara el sallayarak çocuklardan izin isteyip yanlarına gittim.
"Selen biz de sana bakınıyorduk."
Dedi Ember gülerek.
"Arkadaşlarımlaydım. Maç başlayınca yanınıza geçerim."
"Tamam canım."
Kamuran ile sarılıp tekrar arkadaşlarımın yanına gittim.
Onlarda Carson'ın yanına gitmişti.
"Başarılar."
Dedim gülerek.
"Teşekkür ederim. Elimden geleni yapmaya çalışacağım."
"İlk defa mı okullar arası maçta oynuyorsun?"
Gergin bir şekilde olumlu anlamda kafa salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touchdown|Yarı Texting
Teen FictionTouchdown| Yarı Texting (daha çok düz yazı demek doğru olur) Yakup: Bazen yan odanda birinin yattığını unutuyorsun. Yakup: Müziğin sesini ne zaman kesersin yaklaşık. Selen: Tanju Okan'ın Kadınım şarkısını başka ne zaman dinleyeceksin. Güzelim şarkı...