Okul bitmesiyle Jacob'ın dediği gibi arabasının önünde bekledim fakat uzun süre gelmemesi streslenmeme sebep olmuştu.
Neredeydi bu?
Hem bekle diyip hem de niye gelmiyordu.
Arabanın önünde dikildiğimi gören Carson hızlıca yanıma geldi.
"Jacob'ın arabasının önünde ne yapıyorsun?"
"Onu bekliyorum."
"Neden?"
Merakla bana bakıyordu.
"Bekle demişti."
"Jacob ile ne zaman konuştun da bekle dedi. Sabah konuştuklarımızın ilgisi yok değil mi?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Biz aynı evde yaşıyoruz."
"Siktir."
Dedi şaşkınca.
"Neden söylemedin?"
"Gereği olduğunu düşünmemiştim"
Sadece onunla yaşadığımı söylersem hakkında az şey konuşursunuz yanımda diye sessiz kaldım...
"Bak sabah konuştuk..."
Lafını böldüm hızlıca.
"Aramızda merak etme. Benden sır çıkmaz."
Kafasını olumlu anlamda salladı.
"Seni ben bırakayım. Onun antrenmanı uzadı. Geç çıkacak."
Dediğine kaşlarımı çattım.
"Senin yok mu?"
"Koç her zaman Jacob ile ayrı ilgilenir."
Ne Jacob'mış arkadaş. Neyi önemli bunun bu kadar.
"Gel ben bırakayım."
Onunla ilerlerken bineceğim şeyin araba değil de motosiklet olduğunu gördüm.
"Şaka yapıyorsun. Çok güzel bir şey bu."
"Değil mi benim de en özel parçam."
Kaskı bana uzatmasıyla kafamı geçirdim ve Carson'un arkasına oturdum.
Evin yolunu ayrı şekilde anlatmamı istemedi çünkü evi biliyormuş zaten.
Eve gelmemizle kaskı çıkartıp ona verirken bir an da aklıma gelen planla gülümsedim.
"Gelsene sen de. Sana Türkiye'den getirdiğim Türk kahvesini yapayım. Bu kadar geldin benim için."
Carson bana burukça baktı.
"Sence iyi olur mu?"
Endişesi vardı. Jacob ile karşılaşmak istemiyordu.
"Jacob daha gelmez. Görmez seni."
Tereddütle bakıyordu bana ben ise çoktan eve doğru ilerlemiştim.
"Peki o zaman."
Dedi arkamdan sessizce...
Evin anahtarı ile kapıyı açıp girmemle Ember salondan bana seslendi.
"Jacob, Selen."
"Benim Ember. Jacob gelmedi."
Salona önde ben arkada Carson girdi.
Ember ilk bana baktı sonra bakışları Carson'a döndü ve ardından tekrar bana baktı.
"Arkadaşım getirdi beni de. Ben de ona Türk kahvesi yapacağım. Sen de ister misin?"
Ember'e sorduğum soruya tebessüm etmiş ve "Çok istedim ama şimdi Cameron'ı okulundan almam lazım. Dönüşte bir sade kahveni alırım." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touchdown|Yarı Texting
Teen FictionTouchdown| Yarı Texting (daha çok düz yazı demek doğru olur) Yakup: Bazen yan odanda birinin yattığını unutuyorsun. Yakup: Müziğin sesini ne zaman kesersin yaklaşık. Selen: Tanju Okan'ın Kadınım şarkısını başka ne zaman dinleyeceksin. Güzelim şarkı...