2. KARDEŞLİK BAĞLARI

113 26 80
                                    


Keyifli okumalar!
Şarkı:Nükhet Duru ~Ben sana vurgunum

Sene 2010

Tan mutfakta yemek masasının üzerine oturup annesini izlemeye başladı. Onun için en güzel aktivite olabilirdi annesini izlemek. Masada hemen Tan'ın yanındaki plaktan yine aynı şarkının melodisi dolduruyordu mutfağın içini, defalarca üste üste dinlerdi annesi bu şarkıyı. Tan sevmezdi bu şarkıyı ve şarkının annesine hissettirdiği duyguları.

Annesinin sırtı dönüktü Tan'a . Yavaş hareketlerle yemek hazırlıyordu. Şarkı yine tüm benliğini esir almış gibiydi.
Defalarca dönüp duran sözler onun için yazılmış gibiydi.

Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme sana dargınım
Ben gene sana vurgunum

Başkalarına gülsem de
Senden uzak kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum

Şarkının ikinci kısmı annesinin elindeki bıçağın yavaşça durmasını sağladı. Pek hızlı olduğu da söylenemezdi otuz saniye süren şarkının bu kısmı kim bilir kaç yılını anlatıyordu.

Şarkı plakta dönmeye devam ederken yavaş hareketlerle tekrardan devam etti yaptığı işe. Tan'ın ne masaya oturup onu izlediğini ne de artık acısını anladığını fark etmişti.

Belkide en çok Hera Avesta fark edilmemişti.

Hera içine sesli bir nefes çektiği sırada bıçak parmağına minik bir kesik bıraktı. Hera eliyle parmağını tutup geriye döndü. Tan'ın geldiğini daha yeni fark etti. Tan'ın bakışları ise annesinin parmağına kaydı. Küçücük sıyrık bile Tan'ın hemen masadan atlayıp annesine koşmasına sebep oldu. Masadan atladığı zaman sandalyenin sırtına çarpan dirseği bile onu durdurmamıştı.

"Anne!" Dedikten sonra annesinin elini tutup parmağına baktı.

"Bekle beni tamam mı şimdi gelicem."Cümlesi son bulduğu gibi odasına koştu. Yatağının altına eğilip baktı. Gördüğü kutuyu hemen alıp yatağına koydu. Kapağını açıp içinden birazcık pamuk ve üzerinde yıldızlar olan bir yarabandı aldı. Ve kutuyu dikkatlice tekrardan aldığı yere bıraktı. Annesi için hazırlamıştı bu kutuyu.

Bazen yaralar görürdü ellerinde bazen yerde kan izleri. Anne ve babasının sesleri ne zaman yükselse ne zaman bağırışlar tüm evi inletse alır birazcık pamuk ve yarabandını koyar cebine. Bekler sonra babasının gitmesini, babası gittiği gibi koşar annesine, bakar ilk başta yerlere kan izleri var mı diye. Sonra ise bakar annesinin gözlerine.

Annesinin yüzüne yerleştirdiği sahte maske gözlerinde etkili değildi. Gülümserdi annesi Tan'a sıkı sıkı sarılırdı sonra, sanki hiç bir şey yaşamamış gibi. Ama Tan annesinin gözlerinde olan yıkımı görürdü. Koskocaman bir yıkımın ortasında mahsur kalmış gibiydi. Tan'ın gücü yetmezdi onu oradan çıkartmaya.

Tan eline aldıkları ile mutfağa koştu, annesi sandalyeye oturmuş çalan şarkıyı dinliyordu hâlâ. Oğlunun geldiğini gördüğü an yüzüne yerleştirdi gülümsemesini.

Tan annesine yaklaşıp kesilen parmağını, minik elleriyle kendisine çekip pamuğu parmağına bastırdı. "Acırsa söyle tamam mı." Demesi bu sefer gerçek bir gülümseme yerleştirdi annesinin dudaklarına. Tan dikkatlice pamuğu geri çekip yarabandını sardı. Çekilmeden hemen önce minik bir öpücük kondurdu parmağına.

Annesi ise kollarını iki yana açtı Tan annesine kocaman sarılırken annesi kafasının üzerine birden fazla öpücük kondurdu. Tan geri çekildiği gibi masadaki plağın susmasını sağlamıştı.

SÖNMÜŞ YILDIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin