Merhaba sevgili okur.
Bu benim ilk çalışmam. Bu çalışmayı Osmanlı döneminde bahsedilen bir rivayetten yola çıkarak yapmış bulunmaktayım.
Rivayete göre Medusa nın mumyasının içinde bulunduğu lahit yere batan sarnıcının gizli dehlizlerinde bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet döneminde medusa lahtini almak için gelen heyeti padişah reddetmiş fakat bu rivayetten haberdar olan 2. Abdul Hamit Han dehlizleri açtırıp, lahti bulmuştur. Lahtin içindeki mumyayı çıkarttırıp, boş lahti Fatih camii avlusunda sergiletmiştir. Bir müddet sonra boş lahit çalınarak ortadan kaybolmuştur.
İşte bu hikâyede geçmişte olduğu var sayılan rivayetten esinlenilmiş olup, tamamen benim hayal gücümün bir yansımasıdır.
Keyifli okumalar....
Beklenmeyen
"Baharrr"Dişlerimin arasından adeta tıslayarak çıktı kelimeler. Beynimi patlatmak üzereydi. Sorduğu sorulardan gına gelmişti artık. Milyon kere aynı cevapları vermekten sıkılmıştım.
İyi bir arkadaştı, belki dost bile diye bilirdim. Küçük dairemizde birlikte yaşıyorduk. Yetimhaneden ayrıldıktan sonra tanışmıştım tesadüfen.
İri yeşil gözleri, acık kahve kıvırcık saçlı, hafif toplu bir kızdı. Bana nazaran daha konuşkan, daha şevkatli ve dobra bir yapısı vardı. Seviyordum Baharı. Anne ve babası ayrı olduğundan kendi yolunu çizmiş, bu keşmekeşte tutunmaya çalışıyordu.
Bense yetim hanede büyümüştüm. Annem ve babam hakkında hiç bir bilgi yok. Sadece yetimhaneye getirildiğim günün tarihi doğum günüm olarak yazılmış.
Bir altmiş beşlik, hafif kumral sariya çalan uzun saçlara ve çikolata kahvesi gözlere sahibim. Çokta zayıf sayılmayan bedenimde hangi özelliliklerimi kimden aldığımı bilmiyorum.
Baharla aynı evi paylaşsakta pek karşılaşamıyorduk. O geceleri çalışıyor bense gündüz o uyuduğu zaman okulda oluyordum.
Taksimde İstiklal caddesinin arka sokaklarındaki bir barda barmenlik yapıyordu. Okuldan arta kalan zamanlarda bende yanında takılırdım. aldığım burs pek yeterli gelmiyordu. Canlı müzik yapan bir bardı.
Birbirimizin ailesiydik.
"Şu tavuğu çöpe at yada ben yokken pişir." Diye çıkışım. Burnuma gelen kokusuyla midem kaynamaya başlamıştı. Camı açıp hava almaya çalıştım. derin nefesler çekerken dışarıdaki ayaz çiğerlerime dolmuştu. Camı kapatmadan içeriye geçip çift kişili kanepeye yayıldım.
"Ne yapmayı planlıyorsun Ela?" sorusuyla arkama baktım, bir yandan tavuğu çöpe atarken bana azarlayıcı gözlerle bakıyordu.
"Bilmiyorum daha kara veremedim." dedim düz bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEHLİZ 'Kanlı Varis'
FantasíaArkeoloji son sınıf öğrencisi olan Ela, istemeden hamile kalması sonucunda kendini karanlık bir dünyanın içerisinde bulur. Geçmişten gelen kabusların tekrar esiri olan Ela, gerçekliğini yitirmek üzeredir. "Kabuslar geri geldi Bahar. Korkuyorum!" Re...