15. bölüm Asıl Tanışma

1.1K 38 4
                                    

Oturduğum yerde kalktım. İlk bi adama dik dik baksamda birşey demedim.

Arkama bakmadan aşağıya Evinimin yanına gittim. Asansörde ettiğim yemini düşünüyordum. Yakacaktım evet.

Bu düşünceler ile Evin'in odasının kapısına kadar gelmiştim. Derin bir nefes aldım. En sonunda kendime gelip içeri girdim.

Evin'in gözleri beni bulunca gülümsedi. Yorgun gözüküyordu. Yanına gidip oturdum.

Abileri ile sohbet ediyordu. Çok tuhafıma gidiyordu. Bebeğini kaybetti abisini annesini kaybetti ama hala ayakta kalmak için direniyor.

Evin'in gözlerine bakıyordum. Üç abisi de yan yanayken gözleri sürekli Deniz'in yanında kalan boş kısma kayıyordu. Bir an yutkundum. Tüylerim diken diken oldu.

Orada Kadir'i mi görüyordu yoksa?

Düşüncelerim Doktor'un odaya girmesi ile dağıldı. Kendimi pek iyi hissetmiyordum. Doktor'un açtığı kapı kapanırken aradan Evin'in babasını gördüm.

"Evin hanım gayet iyi serumu da bitmiş taburcu işlemlerini başlatalım mı Baran bey? "

Gözlerim hala kapıdaydı. Evin'in elimi dürtmesi ile doktora baktım.

"Başlatın doktor bizde hazırlanıp çıkalım. "

Evine baktığımda gülerek gözlerimin içine bakıyordu. Kadınım benim kim bilir o küçücük yüreğinde ne acılar biriktirdi. Doktorun arkasından herkes dışarı çıktı.

Evin'in giyinmesine ve toparlanmasına yardım edecektim. Gözlerim ise elindeki serum iğnesine takıldı.

"Baran çantadan kıyafetleri ver de giyeyim. "

Başımı hafiften sallayıp etrafta çanta aramaya başladım. Koltuğun üstünde duran çantayı alıp Evin'e verdim. İçinden günlük bir elbise çıkarttı. Üstünde ki kıyafeti çıkartmasına yardım ettim. Bi on dakika içinde hazırlanmıştık. Evin ayağa kalkmaya çalıştığında eli karnına gitti.

(Bu bölümü full Baran anlatacak)

Acıdığını anlamıştım. Onu bu halde yürütemezdim. Çantayı sırtıma Evin'i de kucağıma aldım. Küçük bir kız çocuğu gibiydi kucağımda. Beraber odadan çıktığımızda Azad elinde tekerlekli sandalye ile bekliyordu.

Aslında Evin'i kendim taşıyacaktım ama doktora sormam gereken sorular olduğu için sandalyeye bıraktım Evin'i.

"Azad ben doktorla konuşup gelicem sen Evin'i dikkatlice benim arabama götür. "

Evine gözlerim değdiğinde yavru kedi gibi bakıyordu. Dizlerimin üzerine çöktüm, ellerini tutup öptüm.

"Hemen gelicem bebeğim sen merak etme beni tamam mı güzel karım benim."

Başını tamam anlamında salladı. Ayağa kalkıp Doktor'un odasına gitmeye başladım. En sonunda odaya gelmiştim. Kapıyı tıkladığımda içeri girdim.

"Buyrun Baran bey"

"Doktor sana bir sorum olacak. "

"Buyrun dinliyorum"

"Şimdi Evinimle bizim bir daha bebeğimiz olabilir mi? Yani olmama gibi bir risk falan var mı? "

"Endişeniz olmasın Baran bey Evin hanım gayet sağlıklı bebek sahibi olmanız için bir engel yok"

Rahatlamıştım. Bu haber benim için gayet iyiydi. Odadan çıkıp hızlı adımlarla arabaya yürümeye başladım. Evinim daha fazla beklemesin. Arabaya geldiğimde Azad Eyüp Deniz ve babaları Evin'in başına toplanmıştı. Evin babası ile konuşuyordu.

Elbette konuşması hakkıydı ama o adama güvenmiyordum. Hızla yanlarına gidip Evinle babasının arasına girdim. Gözlerim tamda Evin'in gözlerine bakıyordu. Evin anlamamış bakışlar atıyordu bana.

Bu sefer başımı çevirip babasına baktım. Bakışlarımın ne kadar sert olduğunu tahmin ediyordum. Evin'i yavaşça arabaya bindirip kapıyı kapattım. O sırada Deniz lafa atladı.

"Baran konuşmaları bitmemişti. "

Sinirime hakim olmam gerekiyordu. Onlara doğru dönüp bir adım attım.

"Konuşacakları ne varsa sonra konuşsunlar. Farkında mısınız bilmem ama Evin bebeğini kaybetti. Sizce de dinlenmesi gerekmiyor mu? "

Sesimin kalınlığından ve kararlılığından korkmuş olmalılar ki birşey demediler.

"Haklısın Baranım hadi al Evin'i götür evinize de dinlensin. "

Aralarında beni tek anlayan Azad'dı zaten. Onu başımla onaylayıp arabaya bindim. Ben arabaya binince Evin elini karnından çekti. Onu üzmemek için görmemiş gibi yaptım.

Arabayı dalgınlıkla sürüyordum. Kafamda Evin'in babasının dedikleri dolanıyordu. Fark etmeden kırmızı ışıkta geçmiştim. Tırın altına girmekten son anda kurtulmuştuk.

"Baran napıyorsun? "

Evin'in de korkması üzerine arabayı sağa çektim. Kafamı direksiyona dayadım. Kafamdaki sorular beni delirtiyordu. Evin'in acı çektiği gerçeği delirtiyordu beni. Saçımda hissettiğim parmaklar ile Evin'e baktım. Korkmuştu beni ilk defa böyle görüyordu.

"Karam sen iyi misin?"

Değildim. Hemde hiç iyi değildim. Bebeğimi kaybettim karımın neler yaşadığını öğrendim. Hiç iyi değildim.

Evinle yanlız ve sessiz bir ortamda konuşmak istedim. Aklıma ilk gelen yer dağ evi oldu. Arabayla U dönüşü yapıp gaza bastım. Yol boyunca Evin'in sorduğu soruları yanıtsız bıraktım.

En sonunda 1 saat sonra dağ evindeydik. Evin ile eve girdiğimizde ilk banyoya gittim. Yüzüme su çarptım ve kendime gelmeye çalıştım.

Kafamı kaldırdığımda aynadan bana bakan Evin'i gördüm. Korkulu gözlerle bakıyordu bana. Şuan ona çok ihtiyacım var dı.

Evin'i kolundan tutup yatak odasına götürdüm. Sevgiye ihtiyacım vardı. Onu yatağa atıp göğüsüne yattım. O ise ihtiyacım olduğunu anlamış ve saçlarımı okşuyordu.

Bi süre öylece kalmıştık. Ne ondan bir ses ne benden bir ses çıkmıştı. Bu sessiz geçen dakikaları Evin bozdu.

"Karam sen iyi misin? "

Kafamı kaldırıp baktım. Şuan oda bende iyi değildik. Bu gece konuşmak iyi fikir değildi. Yarın sabah herşeyi konuşur halleder dik.

"Evinim bu gece ne sen sor ne ben sorayım. Özledim be kadın gel koynuma uyuyalım. "

Evin kucağıma doğru gelip kollarımın arasına yattı. Huzur buluyordu kollarımın arasında. Bunu çok iyi biliyordum.

Bu geceyi konuşmadan sadece sarılarak uyuyarak bitiricez.

(Arkadaşlar telefonum bozuldu. Uzun süredir elimde değil. Bu yüzden çok geç attım.)

(Bölümü nasıl buldunuz daha uzun olacaktı ama geciktim. Oy kullanmayı unutmayın seviliyorsunuz:)

Ben Masumum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin