4. Bölüm: İpleri Bağlayan Kâbus

9 2 0
                                    

Gözlerimi açtığımda hastanedeydim.
Gözlerim odada dolaşırken onu gördüm. Yanımdaki sandalyede oturuyordu.
Kapıda bir hareketlilik vardı.
Karaca ise uyandığımı fark etmemişti.
Ah hadi Beren, neler oldu da buraya geldin sen? Düşün, düşün, düşün... Hatırladım! Hatırlamaz olaydım.
O adam... Kimdi ki o? Nereden biliyordu o ismi? Nasıl bulmuştu beni?
Kafamdaki tüm soru imlerini bir kenara kaldırdım ve hâlâ uyuduğumu sanan Karaca'ya seslendim.

"Karaca, kapıda neler oluyor?"

Evet. Bayıldım, uyandım ve uyanır uyanmaz ilk olarak bunu soruyorum.
Çok zekiyim.
Karaca ise bana önce heyecanla sonra endişeyle ve hemen ardından deliymişim gibi baktı.

"Büyük ihtimal o şahıs içeri girmeye çalışıyordur."

"O şahıs? Haa kapıdaki talihsizliğin sebebi olan şahıs."

"Ta kendisi..."

Bir şeyler demek istiyordu ama tedirgindi. Sanki söylemekten çekiniyordu. En sonunda konuşmaya başladı.

"Yanlış anlama ama sen neden bayıldın?"

"Konuyu kapatalım."

Cevabını vermek demek o anı tekrar ve tekrar yaşamak demekti benim için.
Zaten uyuduğum esnada yeteri kadar yaşamıştım o anı, birde anlatarak tekrar yaşamayı kaldıramam.

"Ee, ne zaman evime gidiyorum?"

"Doktorun söylediğine göre serumun bitince."

Cevap vermedim. Canım sıkılıyordu ama yapacak bir şey de yoktu burada.

"Seni de peşimde sürüklüyorum."

"Sorun değil, hep göreve çıkmaktansa bu daha iyi."

"Ne daha iyi?"

"Bu işte..."

"Hastane odasında, bir deli ile kalmak mı?"

"Hayır... Yani en azından..."

"Sen İntikamcı olmaktan bıkmışsın belli."

"Nasıl anlamak istiyorsan öyle anla."

"Malsın, salaksın ve delisin." Dedim gülerek.

"Deli olan sensin."

"Yoo, benim kafam yeri..."

Aniden kapı açıldı. İnsan bir kapıyı tıklatır!
Heh bir o eksikti. Başımdaki yetmiyordu birde sen gel tanımadığım o şahıs.

"Rahatsız ettim özür dilerim ama konuşabilir miyiz?"

"Şimdi ve burada, siz iyi misiniz?" Dedim alayla.

"Biliyorum bana kızgınsın ve haklısın! Ama lütfen bir beni dinle... Beren, değil mi?"

"Evet."

Yanıma geldi ve bana bir dosya uzattı. O ismi görünce yine kötü olsam da hızla orayı geçerek dosyaya baktım. Oysa göreceğim diğer şey hiç beklemediğim bir şeydi...

"Öz kardeş: Alp Çağalar."
"Öz kardeş: Eren Çağalar."

Gördüklerime ve okuduklarıma inanamıyordum ama bu dosyada evlat edinilme bilgilerim bile vardı!
Sonra bir dosya daha uzattı.
Orada gördüğüm isim gerçek olamazdı ama bas baya orada "Eren Çağalar" yazıyordu.
Aynı kardeşlik isimleri. Oysa bir defa evlat edinilmişti. Karşımda duran bu kişi benim abimdi.

Peki diğer isim?
Alp kimdi?
Alp denen kişi neredeydi?

Yutkundum... Sadece yutkundum ve onun, Eren abimin yüzüne baktım.
Gözlerinde özlem vardı...
Karaca ise "Bunlar ne yaşıyor?" Bakışı atıyordu.

Kanlı Zambak (Beren Ela 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin