17

698 113 174
                                    

~Biricik benin anlatımıyla~

Derin bir iç çekip yavaşça arabadan indi Jisung. İçinde bir türlü anlayamadığı bir his vardı. Peki neydi bu his? Bilmiyordu, lanet olsun ki bilmiyordu!

"Jisung, hareket etmeyi düşünüyor musun?"

Kafasını hafifçe sağa sola sallayıp düşünceleri beyninden çıkartmaya çalıştı. Ama sadece çalıştı. Olmuyordu, çıkarmıyordu beyninden.

Arabanın kapısını kapatıp yavaşça yürümeye başladı. İlk defa bir bara geliyordu. Hâliyle ortamı da bilmiyordu.

Kapıyı açıp ilk başını uzattı, ardından tüm bedenini soktu içeri. Aniden gelen ağır içki kokusu ile yüzünü buruşturdu. İçkiyi ve içki kokusunu sevmiyordu.

Gözlerini etrafta dolaşırdı sakince. Gözleri tanıdık birini aradı. Chan hyungunun omzuna dokunması ile ona dönmüştü ve gözüyle işaret ettiği yere bakmıştı. Minho'yu görmesi ile gözleri patlamıştı.

Adımlarını o tarafa yönlendirdi. Ortalarında sabır dilercesine alnını ovan biri vardı. Büyük ihtimalle Taehyun'dur diye düşünerek geçiştirdi Jisung.

Yanlarına vardığı zaman Minho geveleyerek birşeyler anlatıyor, Seungmin Chan'a olan aşkından bahsediyor, uzun saçlı bir çocuk ise yanında oturan diğer çocuğa yavşıyordu. Pek karşılıksız kaldığı söylenemezdi tabii.

"Şeyy, Taehyun siz misiniz?"

Taehyun kafasını kaldırıp minnet duyan bakışlarını çevirdi Jisung'a. Dört tane sarhoş salakla ilgilenmek kolay değildi sonuçta.

"Ah evet benim. Lütfen al şu Minho'yu. Kafayı sıyırmama az kaldı."

Jisung hafifçe kıkırdayıp Minho'nun yanına gitti. Chan ise ona kendini anlatan Seungmin ile uğraşıyordu.

"Jisuuung, sen misin?"

Sarhoş olduğundan dolayı kelimeleri doğru düzgün telaffuz edemiyordu. Şirin gözüküyordu. Jisung Minho'nun bu hâline hafifçe kıkırdayıp Minho'nun kolunu omzuna doladı.

"Evet Minho benim. Hadi gel eve gidiyoruz."

"Yoksa beni eve mi atacaksın?"

Minho'nun aniden dediği şey ile şaşırmıştı.

"Hayır. Ama eve gelmen gerekiyor. Yoksa baban merak eder."

"Yani annem etmez mi?"

Jisung duyduğu soru ile olduğu yere çivilenmişti. Ne demeliydi? Sarhoş da olsa kalbi kırılsın istemiyordu.

"O da eder elbet. Hadi gel"

"Sen beni öpmeden gitmem"

"Ama şuan öpemem evde öpsem olur mu?"

"Eğer beni sevseydin şuan öperdin Jis. Demek ki beni sevmiyorsun."

Minho'nun gözleri dolmuştu. Jisung ise onun bu sevimliliği karşısında ne yapması gerektiğini kestiremiyordu.

'Öpsem ne olabilir ki' diye geçirdi içinden. Zaten yarın hatırlamayaktı.

Yavaşça yaklaşıp dudaklarına bir buse kondurdu. Önlerinde gülerek onların videosunu çeken bir Chan olduğunu bilmeden...

"Öptüm seni. Artık gidebilir miyiz?"

Yüzündeki aptal gülümseme ile başını salladı Minho.

Minho'nun sarhoşluğudan ötürü yavaşta olsa arabaya varmışlardı. Arabaya biner binmez Minho'da Seungmin'de sızmıştı.

Minho'nun ağzı hafif açıktı ve kafasını cama yaslamıştı. Jisung yavaşça elini kafasının altına koyup başını kendi kucağına koydu. Minho ilk başta biraz huysuzlansa da sonra uykuya kaldığı yerden devam etmişti.

Başını omzuna eğip kucağında uyuyan kediye baktı Jisung. Kalp krizi geçirmek üzere gibi hissediyordu kendini.

"Geldik"

"Teşekkürler Chan hyung"

Jisung kucağında uyuyan bedeni hafifçe dürtüyordu uyanması için. Ama uyamıyordu.

"Minho, uyanman gerek!"

"Hm"

"Hadi kalk eve geldik"

"Tamam Jisungie"

Minho yavaşça başını kaldırıp uykulu gözlerle etrafına bakmaya başladı. Jisung kapıyı açıp aşağı indiğinde Minho'nun da elinden tutarak indirmişti. Chan ise bunları diğerlerine anlatmak için sabırsızlanıyordu.

Kapıya vardıkları zaman Jisung cebinden anahtarı çıkartıp kapıyı açtı. Asıl sorun şuydu; Minho'yu nasıl yukarı çıkartacaktı?

Yavaşça kolunu boynuna dolayıp yürümeye başladı. Minho uyku ile uyanıklık arasında gidip geliyordu. Ara sıra merdive basamaklarına takılmaları dışında sağlam bir şekilde varmışlardı yukarı.

"Minho sen şimdi burada yat ben geliyorum tamam mı?"

"Hm hm"

Hızlıca aşağı inip bir bardak su ve ağrı kesici aldı Jisung. Sabah kalkınca içer diye yatağının yanında ki küçük bir masaya koydu. O sırada Minho kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

'Tatlı' diye geçirdi Jisung içinden. Ellerini Minho'nun saçlarına daldırıp okşadıktan sonra derin bir iç çekip çıktı odadan.

Odasına gidince elini deli gibi atan kalbinin üzerine koydu. Nedense bu his hoşuna gitmişti.

Ardından uyuyamayacağını bilerek üzerini bile değiştirmeden uzandı yatağına.

Slm bitti

Bi tık bok olmuş olabilir çünkü daha önce hiç 3. kisi ağzından yazmadım

Şifren Ne? // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin