22

455 88 139
                                    

Güzel insan oy verebilir misin? Yazmışım o kadar.

Kapımın tıklatılmasıyla yavaşça gözlerimi açtım. Dün akşam ağlayarak kapının önünde uyuya kalmıştım ve şuan heryerim ağrıyordu.

Ayağı kalkıp kapıyı açtığımda karşımda Jisung'un annesi duruyordu. Beni görünce yüzünde ki mutlu ifade yok olmuş, yerini endişeli bir ifadeye bırakmıştı.

"Minho, ne oldu? İyi misin?"

Çenemi parmakları ile tutup bir süre yüzüme bakmış sonra yanağımı okşamaya başlamıştı. Aynı annem gibi hissettiriyordu.

"Hadi gel yemek hazır. Sonra yüzüne krem falan süreriz."

"Teşekkür ederim, aç değilim"

"Hiç olmazsa bir iki lokma ye"

"Gerçekten hiç aç değilim. Eğer acıkırsam ben birşeyler yaparım."

"Peki o zaman. Mutlaka ye ama"

Başımı olumlu anlamda sallayıp Jisung'un annesinin gitmesini bekledim. O gidince de kapıyı kapatıp balkona çıktım ve bir sigara yaktım. Annemin ölümünden sonra en çok canımı yakan şey sanırım onu öpmeme rağmen ona aşık olduğumu anlamayan salak bir kardeşe sahip olmaktı.

Balkonun korkuluklarına sırtımı dayayıp oturdum. Jisung Suho'yu seviyordu. O aptal kuzenimi seviyordu. Yine çabalayan benim, yine kazanan bu aptal.

Sigaranın zehirli dumanını içime çekecekken bitmiş olduğunu fark ettim. Bir tane daha çıkartıp onu yaktım. Sanırım bu gün bu paket bitecekti.

~Jisung'un anlatımı ile~

'Jisung hadi kalk kahvaltıya"

"Hm, ne?"

"Kahvaltı yapacağız diyorum kalk hadi"

"Tamam"

Annem odadan çıktıktan sonra yavaşça doğrulup oturdum. Dün Minho'yla film izlemiştik. O yüzden biraz uykum vardı. Uykumu alamamıştım.

Sincaplı terliklerimi giyip lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Annemle üvey babam sofrada oturmuş konuşarak yemek yiyordu. Minho ise herzaman ki gibi yoktu.

"Anne Minho nerde?"

"Odasında. Çağırdım ama aç değilim dedi. İstersen birde sen çağır. Sen çağırınca geliyor çoğunlukla"

Başımı sallayıp yukarı kata geri çıktım. Minho'nun kapısının önüne geldiğimde yavaşça kapıyı tıklattım. Ses gelmemişti.

İkinci defa tıklattığım da yine ses gelmeyince kapıyı açıp içeri girdim. Yatağında görmeyince odasında ki lavaboya baktım. Orada da yoktu. Son çare olarak balkona çıktığımda sırtını korkuluklara yaslamış elinde sigara ile yerde oturuyordu. Ben içeri girince başını kaldırıp bana bakmıştı.

"Ne oldu Jisung?"

"Seni aşağıda göremeyince çağırayım dedim"

"Yemeğe inmeyeceğim gidebilirsin"

"Minho"

"Hm"

"Konuşmak ister misin? Yanii... uzun zamandır kötü gözüküyorsun ve daha fazla sigara içmeye başladın. Belki içini dökmek sana iyi gelebilir"

Şifren Ne? // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin