18

661 115 168
                                    

~Minho'nun anlatımı ile~

Yavaşça gözlerimi açıp atrafa baktım. Dün içkiyi biraz fazla kaçırmıştık ve bu yüzden başım ağrıyordu. Gerçi ben eve nasıl gelmiştim? Sarhoş bir şekilde yürüyerek gelecek halim yoktu sonuçta.

Yavaşta yatağımdan kalkıp lavaboya gittim. Orada ki işimi hallettikten sonra ellerimi yıkayıp çıktım. Başım fena ağrıyordu.

Havlumu alıp duşa girdim. Berbat bir şekilde içki kokuyordum. Suyu ayarlayıp yavaşça altına girdim. Yıkanırken bir yandan da dün gece ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. Fakat sorun şuydu ki hatırlamıyordum. Umarım salakça birşey yapmamışdır.

Duştan çıktıktan sonra havlumu belime sarıp çıktım. Yeni fark etmiştim, yatağımın yanında ağrı kesici ile su duruyordu.

"Kim koyduysa gerçekten teşekkür ederim"

Ağrı kesiciyi ağzıma atıp suyu içtim. Ardından yatağıma oturdum. Sanırım hâlâ kimse uyanmamıştı. Ev çok sessizdi. Üstümü giyinip odadan çıktım ve aşağı indim. Mutfaktan sesler geliyordu.

Yavaşça mutfağa gidip kapıdan başımı uzattım. Jisung biriyle konuşuyordu. Arkası dönük olduğu için beni görme imkanı yoktu.

"Uff varya Lixie o kadar şirin gözüküyordu ki anlatamam... Ne aşkı yaa siktir git... Yok daha uyanmadılar. Sesleri gelmiyor...Sonra ne yaptım, odasına ağrı kesici bırakıp çıktım"

Demek o ağrı kesiciyi Jisung bırakmıştı. Sonra teşekkür etmeyi aklımın bir köşesinde not edip yeni gelmiş gibi mutfağa girdim.

"Ne ağrı kesicisi Jisung?"

"Ay. Ödüm koptu öyle sessizce gelinir mi? Neyse Lix ben seni sonra ararım... Görüşürüzz."

Telefonunu kapatıp cebine koymuştu.

"Eee beyefendi neden gelmiştiniz?"

"Su içmek için"

Başını sallayıp mutfaktan çıkmıştı. En azından iki üç kelime ettik bu da birşey.

Su içmeden mutfaktan çıktım. Amacım su içmek falan değildi açıkçası.

Salonda ki koltuklara oturmuş televizyon izliyordu. Yavaşça gidip yanına oturdum. Göz ucuyla bana bakıp ardından televizyona geri dönmüştü.

"Ağrı kesici için teşekkürler."

"Rica ederim görevimiz"

Hafifçe kıkırdayıp Jisung'a baktım. Hâlâ bana bakmıyordu.

"Jisung yüzüme bakar mısın?"

"Hayır"

"Neden?"

"Çünkü öyle" diyip arkasını dönmüştü.

Kulağına yaklaşıp fısıldar bir şekilde konuşmaya başladım.

"Yoksa seni öptüğüm için mi?"

Yüzü kızarmaya başlamıştı. Şerefsizce bir sırıtma ile arkama geri yaslandım. Kulaklarına kadar kızarmıştı.

"Sanırım yalan değil."

Mümkünmüş gibi daha da kızarmaya başlamışken omzuma yumruklarıyla vurmaya başlamıştı. Sanırım canımı acıttığını düşünüyor.

"Seni adi şerefsiz pislik beni utandırmaktan nasıl da zevk al-"

Hızlıca yanağına minik bir öpücük bırakıp çekilmiştim. Donup kalmıştı. Sırıtmam yavaş yavaş kıkırdamaya dönüşürken Jisung domatese dönüşmüştü.

Şifren Ne? // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin