ONU GÖZÜME KESTİRDİĞİM o ilk ânın üzerinden üç yıl, dört ay, iki gün ve bir dolu saat geçti.
Gördüğüm en güzel kız.
Varlığımın mutlak felaketi.
Yatılı Lancaster Koleji'ndeki ilk yılımızın ilk gününde kimse onu tanımıyordu. Taze ve toydu, yüzünde sürekli lanet olası derecede içten ve davetkâr olan bir gülümseme vardı. Sınıfımızdaki tüm kızlar, hızla onun büyüsü altına girdi. Gittiği her yerde onu takip ediyorlardı. Çaresiz bir şekilde arkadaşı olmak istiyor hatta onun en yakın dostu olabilmek için hırsla kavga ediyorlardı.
Hepsi, onun zahmetsiz tarzını kopyalıyor ve okula ne zaman farklı bir saç stiliyle ya da yeni bir çift küpeyle gelse dedikodu kazanı çalkalanıyordu.
Üst sınıflara giden, kendinden daha büyük kızlar bile ona çekiliyordu. Burada bulunduğu tüm zaman boyunca, benimle yalnızca on kelime konuşan bu masum görünüşlü yeşil gözlü kız, herkesi cezbetmişti.
Birden fazla kişiden duyduğuma göre onu tedirgin ediyordum. Gözünü korkutuyordum. Tam da olması gerektiği gibi korktuğu her şey, bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Milyon Öpücük
RomanceWren Beaumont birçok şeydi. Güzel. Akıllı. Tatlı. Masum. Lancaster Koleji'ndeki kızlar onu seviyor ve hepsi arkadaşı olmak istiyordu. Sadece ben, Wren'i olduğu gibi görebiliyordum. Hislerini, patlayacak raddeye gelene kadar içine bastırmış küçü...