Onu arka tarafa doğru takip ederken düz bir çizgi halindeki omuzlarına ve sırtına dökülen parlak düz kahverengi saçlarını süzüyordum. Saçını bir çocuk gibi ön traftan birer parça hâlinde alarak, arkada beyaz bir kurdeleyle topłamıştı. Bense yine, acaba kimseyle öpüşmedi mi diye merak ediyardum.
Muhtemelen öpüşmemişti. Mümkün olduğunca tatlı ve masumdu, parmağında babasına evlenene kadar saf kalacaının sözünü verdiği elmas bir yūzük vardı.
Bunu neden bu kadar çekici bulduğumu bilmiyordun ama buluyordum. Onu dağıtmak istiyordum. Perişan etmek istiyordum. Onu gerçekten bana bağımlı olup da tüm bekâret sözlerini unutana kadar becermek istiyordum. Bu tatlı, masum kızı mahvetmek bir eğlence gibiydi.
Bir meydan okuma.
Bir oyun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Milyon Öpücük
RomansaWren Beaumont birçok şeydi. Güzel. Akıllı. Tatlı. Masum. Lancaster Koleji'ndeki kızlar onu seviyor ve hepsi arkadaşı olmak istiyordu. Sadece ben, Wren'i olduğu gibi görebiliyordum. Hislerini, patlayacak raddeye gelene kadar içine bastırmış küçü...