1. BÖLÜM

923 96 39
                                    


Gözlerini kapatarak başını koltuğuna yasladı. Bu sırada derin derin iç çekerek nefesleniyor, odadan yükselen hafif müziğe eşlik eden sözleri, yüreğiyle onaylıyordu sanki. Bu şiir sanki onun hikayesi bilinerek yazılmıştı. Bu şiir sanki onun aşkına yazılmıştı. Her bir mısrasında ölüyordu bu şiirin Kemal. Ara ara kesilen nefesinin en derininden birini çekerek koltuğun kenarına koyduğu kolunu kaldırıp gözlerini açmadan dudaklarına götürdü elindeki kristal bardağı. Adeta keskin bir zehir gibi ama artık tutkunu olduğu tadı sadece midesine değil bütün benliğine damla damla akıttı büyük bir zevkle ve aynı zevkle yutkundu etkili bir şekilde. Burası... yani bu oda, yalan dünyasında sevdiği nadir mekanlarındandı. Burada kendini dinleyebiliyor, gerçekten dinlendiğini hissediyordu Kemal. Yorucu, bir diğerine benzeyen ve son derece gergin geçen bir günün daha akşamına ulaşmıştı ama emindi günün henüz bitmediğinden. Her an açılabilirdi bu sığınağının kapısı ve bin bir çeşit sorunla gelebilirdi adamları. Artık sadece alışmakla kalmamış, bu hayatın ayrılmaz bir parçası olmuştu Kemal. Ait olmadığı, hiç sevmediği böyle bir hayatın ayrılmaz bir parçası... Aklına gelenlere buruk, hatta acı bir şekilde gülümsedikten sonra gözlerini açarak elindeki bardağa baktı ve bir dikişte bitirdi içindeki sıvıyı genç adam. Tam da o sırada açıldı odasının kapısı.

_''Yine kapatmışsın kendini buraya.''

Kapı açılır açılmaz içeri gelen yoğun müzik sesi ile birden yüzünü ekşitti genç adam ve içeri giren adamın sözleri ile gülümsedi hafifçe. O, kapıyı kapatıp karşısındaki koltuklardan birine geçerken, bu odayı böyle yaptırdığı için bir kere daha tebrik etti kendini Kemal. Hiçbir şekilde ses gelmiyordu içeriye, sanki bir gece kulübünde değil de, sakin bir apartmanın dairelerinden birinde oturuyordu odada ve bu tamamen kendi seçimiydi. Hayatı yeterince gürültülü ve kalabalıkken kendi özel alanlarında yalnız ve sessiz olmayı tercih etmesi de son derece doğaldı zaten.

_''Seviyorum bu odayı.''

Onun sözlerinden sonra, anladığını ifade eder şekilde başını sallayarak oturdu koltuğa Hazar ve adeta öz kardeşi gibi sevdiği adamı konuşmadan inceledi uzun bir süre. Yine dalgındı, her yalnız kaçamağında olduğu gibi durgun, yine hüzünlüydü ve biliyordu ki değişmeyecekti bu hiçbir zaman. Sanki alın yazısı, yazgısıydı hüzün genç adamın. Derin bir nefesle düşüncelerinden sıyrılmaya çalışırken duydu onun konuşmaya başladığını.

_''Bir yaramazlık var mı aşağıda?''

_''Yok bir sıkıntı merak etme. Görüşemedik tüm gün. Sen ne yaptın? Var mı bir gelişme? Ulaşabildin mi bir şeylere?''

Duyduklarıyla koltuğundan doğruldu hafifçe genç adam ve dirseklerini masasına dayayarak başını elleri arasına aldı. Derin ve sancılı nefes seslerini duyabiliyordu Hazar ve ona her baktığında olduğu gibi yine üzülüyordu onun bu durumuna.

_''Yok... hiçbir gelişme yok ama vazgeçmeyeceğim. Ne yapıp edip bulacağım onu. Aksi halde yaşamak haram bana.''

Konuşsa neye yarayacaktı ki? Bu yüzden onu anladığını ifade edercesine başını salladı Hazar ve kapıdan gelen sesle o tarafa baktı.

_''Efendim bir sorun var.''

_''Ne oldu?''

_''Birileri kapıda sorun çıkardı. İçeri alınmıyorlar diye zorluk yaşatıyorlar güvenliğe.''

Duydukları ile derin bir nefes aldı Kemal ve tane tane konuşmaya başladı kapının önünde oldukça çekingen bir şekilde duran adamıyla.

_''Size kaç kere söyleyeceğim böyle sorunlar yüzünden yanıma gelmeyin diye. Bu kulübün kuralları belli. Kurallar dışında içeri girmek isteyen kişi babam bile olsa almayacaksınız o kadar. Bir daha bu konu yüzünden rahatsız edilmek istemiyorum Tamer ve seni son defa uyarıyorum, diğerlerine de ilet bu sözlerimi.''

GÜL MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin