5. Bölüm

245 50 22
                                    

İyi akşamlar arkadaşlar: )

Bu sıcak yaz gecesinde içinizi biraz daha darlamaya geldim : )))

Hikaye yeni başlıyor diyebiliriz, bundan sonrası çok daha kavrayıcı ve açıklayıcı olacak diye düşünüyorum hikayenin yazıcısı olarak. Neyse çok fazla çene çalmadan hikaye ile baş başa bırakmak en iyisi sizleri.

Keyifli okumalar diliyorum: )

Elindeki fotoğrafa kendinden geçmişçesine bakıyor, gözlerini ondan ayıramıyordu. O cansız nesne sanki canlı bir varlıkmış gibi, gözlerinden akıtıyordu yüreğinde olup biten her şeyi. Bakışları ile okşuyor, sevdiğini anlatıyor, özlemini haykırıyordu elindeki fotoğrafa. Bütün yüz hatlarında geziniyordu o fotoğraftaki kadının Kemal. Gözlerinin orman yeşillerini, rüzgarda savrulduğu belli olan saçlarının, kokusu hala da burnunda tüten saçlarının her bir telini okşuyordu gözleriyle. Dayanamayıp uzattı elini ve usulca okşadı fotoğrafı. Hazar ise bu sürede dikkatini ondan an olsun ayırmadan izliyordu arkadaşını. Çok şaşkındı, ne diyeceğini, nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Sonunda olmuştu. Bulmuştu Gülcesini Kemal ve onu tanıdığı andan itibaren ilk defa bu kadar mutlu görüyordu Hazar.

Sadece bir fotoğraf karesi ile ne hale gelmişti dağ gibi adam. Kızdığında en azılı fırtınalardan daha beter esen Kemal, şefkat nedir bilmeyen Kemal, bir fotoğraf karesinin karşısında dize gelmişti. Yere eğilip, ellerini birleştirip emrine amade olduğunu dile getirecek kadar kaptırmıştı kendini o kareye genç adam. Yüreği sıkışıyordu Hazar'ın. Nasıl bir duyguydu bu böyle? Bir insan böyle sevilebilir miydi? Bir kadına bu kadar adanır mıydı gönül? Yıllar sonra hem de ayrı geçen uzun yıllar sonrasında bile, bu kadar özlenir miydi hiçbir kadın? Aklı almıyordu bunu Hazar'ın. Aklının almadığı şeyi yüreğine sığdırması ise son derece zordu. O düşüncelere dalmış, Kemal'in halini anlamaya çalışırken konuşmaya başlamıştı bugün ki müjdeli haberi onlara getiren adam.

_''Ünlü bir psikiyatrist olan Selim Karalı ve eşi tarafından evlat edinilmiş Gülce Hanım. Biliyorsunuz Selim Karalı aynı zamanda Karalı holding kurucu üyelerindendir. Yani şans yanında olmuş küçük hanımın ve çok iyi bir aile tarafından büyütülmüş.''

Duydukları ile derin bir nefes alarak başını konuşan adama çevirdi Kemal. Bu sırada eli hala daha fotoğrafın üzerindeydi.

_''O ne yapıyor peki şimdi? Biraz onun hayatından bahset bana.''

_''Üniversiteyi yurt dışında okumuş, burada da mastır yapmış. Çok başarılı bir psikolog şu anda. Ailesini çok seviyor, onlar da Gülce hanımı el üstünde tutuyor. On dört yaşındaymış ailesi onu evlat edindiğinde. Son derece başarılı ve aklı başında bir kadın. Hayır kuruluşlarına yaptığı yardımlarla da çok biliniyor, hatta kimsesiz çocuklar yararına kurulan bir vakfın da kurucu üyesi. Karalı ailesine ait bir vakıf bu, siz de biliyorsunuzdur belki.''

Duydukları karşısında başını olumlu anlamda salladı genç adam ve derin bir nefesle sordu aklına takılan soruyu.

_''Evli ya da nişanlı falan değil, değil mi?''

İşte en zor, en korktuğu yerden gelmişti soru adama. Konuşmak için güçlükle yutkundu ve sonra büyük bir sükunetle başladı konuşmaya.

_''Hayır evli değil ama, yaklaşık bir yıldır süren bir ilişkisi var. Hayatında biri var yani.''

Duydukları hiç hoşuna gitmedi genç adamın ama sakin kalmayı deneyerek konuşmadı. Sadece başını anladığını ifade eder şekilde salladı ve elindeki fotoğrafa daha çok verdi dikkatini. Zaten sakin kalmak için çabalamasına gerek yoktu o an, o fotoğrafa bakmak bile yetiyordu kendisine. Hala daha güzeldi Gülce, hala daha masum. Değişmişti geçen yıllar içerisinde. Tam bir kadın olmuştu. Gözleri aynıydı. Yüzünde aynı şekilde kalan tek yerdi belki de gözleri. Derin bir iç çekerek masanın üzerine bıraktı fotoğrafı ve sanki o karşısındaymış gibi dokundu yüzüne genç kadının. Kavisli açık renk kaşlarında gezindi, Yumuşak tenini hissederek dokundu yanağına ve onu en sonunda bulduğu için tanrıya şükrederek kapattı gözlerini. Evet şükürler olsun ki onu bulmuştu.

GÜL MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin