#14

685 81 30
                                    

Felix'i sakinleştirdikten sonra gitmek için ayaklandı büyük olan. "Hyunjin."
Felix'in kendisine adıyla seslendiğini duyunca gülümsedi Hyunjin.

"Hm?"

"Gitme." bunu dedikten sonra ayağa kalktı küçük olan. "Korkuyorum, gitme.
Yanımda kal. Birlikte uyuyalım."

"Klinikte işlerim var güzelim."

"Bu saatte mi? Gece yarısı oldu Hyunjin."
dedikten sonra başını yere eğdi küçük olan.
"Düşündüm de, klinikteki işlerim yarını bekleyebilir, senden önemli mi?"

Hyunjin'in bu dediğini duyunca yere eğdiği başını kaldırıp gülümsedi Felix.
"Odana gidelim o zaman."
Felix'in cevap vermesini beklemeden
merdivenlere doğru yöneldi.

Yukarıya çıkarken Felix'in gelmediğini fark
edip durdu ve arkasına döndü.

"Ne diye orada dikiliyorsun?
Gelmiyor musun?"

"Geliyorum." dedikten sonra koşa koşa merdivenlerden çıktı Felix.
"Hyunjin."

"Hm?"

"Bacağım acıyor." Hyunjin bakışlarını Felix'in bacağına çevirdiğinde dizinin kanadığını fark etti. Pantolonuna bulaşan minik kan lekesi bunu belli ediyordu.
"Düştüğün için olmuştur, gel hadi."

"Ama çok acıyor. Yürüyemiyorum."
Onun büzülen dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi
Hyunjin. "Bak sen, az önce koşuyordun ama?" sırıtarak söylemişti bunu Hyunjin.

"Çok gıcıksın, git." somurtarak odasına girip kapıyı sertçe kapattı Felix. O odasına girince onun arkasından güldü büyük olan.
"Gidiyorum bak."

"Git!"

"İyi geceler."

Kapının kapanma sesini duyduğunda
odasından çıktı Felix.
"Gitti mi..." Gitmesini istemiyordu.
Sadece onunla uğraşmak istiyordu.

"Yine çıkmış gibi mi yaptın?
Gitmedin değil mi?" Ses gelmemişti.
Belki de gerçekten gitmişti.

"Birlikte uyuyacaktık ama..."
Suratını astı, tam odasına girecekken odanın kapısının önündeki Chucky'i alıp aşağıya attı, sonra da arkasına dönüp duvara sert bir tekme attı. "Siktir ya! Acıdı!"

Odasına girip civcivli pijamalarını da giydikten sonra yatağına bıraktı kendini. Kanayan dizini unutmuştu.

Şort, bacağını tamamen açıkta bırakıyordu, fazla kısaydı.

"Lix." Duyduğu sesle kapıya baktı hemen.
"Hyunjin! Gitmemişsin." Felix yatağından kalkıp koşa koşa Hyunjin'in kucağına atladı. "Yavaş yavaş, bak dizin acır sonra."

"Aa ben onu unutmuştum."

"Bekle, bir bakalım." Hyunjin tekrardan yatağına oturttu Felix'i. "İlk yardım çantası var mı?" Felix yan tarafındaki çekmeceyi gösterdi. "Orada, ama sadece yara bandı yapıştırsak olmaz mı? Ne gerek var?"

"Olmaz, mikrop kapar."

Çekmeceden ilk yardım çantasını alıp tekrardan Felix'in yanına geldi Hyunjin.
Sonra eğilip küçüğünün kanayan dizine minik bir öpücük kondurdu.

Ardından çantanın içinden pamuk ve tentürdiyot çıkardı. Felix onu izliyordu sadece.

Kanı sildikten sonra üzerine tentürdiyot
döktüğü pamuğu Felix'in kanayan dizine değdirdi Hyunjin. Bir yandan da üflüyordu, çok yakmasın diye.

En son ayıcıklı bir yara bandı yapıştırdıktan sonra işini bitirdi. "Teşekkür ederim."

"Rica ederim de, ayak bileğini oynatabiliyor musun? Az önce duvara vurdun ya."

"Oynatabiliyorum ama acıyor."

"Peki parmaklarını?"

"Aynı şekilde, oynatabiliyorum ama acıyor."

"Oynatabiliyorsan sorun yok, geçer."

Felix yatağına yattığında Hyunjin de ışığı kapatıp onun yanına uzandı.

"Hyunjin."

"Efendim?"

"Seni seviyorum"

...

Bu bolum final olcakti aslinda
hatta final diye baslik yazip yayinladim
ama vazgectim
final degil

Dentist / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin