#13

904 92 192
                                    

Hyunjin, Felix'in dudaklarına kapandı. Felix'in dudaklarını parçalamak istercesine öpüyordu onu. Çıkarttıkları sesler odanın içinde yankılanırken, aniden odanın kapısının açılmasıyla son buldu. İkiside birbirinden ayrılıp kapıya çevirdi bakışlarını. Felix hemen inmişti Hyunjin'in kucağından. "Lix? Hyunjin Bey?"

"H-hyung, sen yarın gelmeyecek miydin?"

"Hayır, neyse ben çıkayım siz devam edin."
Sırıtıp odadan çıktı Minho, hatta direkt evden çıktı. O gidince Felix kendini yatağa bıraktı direkt. "Kızacak sandım."
Hyunjin Felix'in üzerine eğildi bu sırada.
"Neden kızsın ki? Gayet normal bir şey."
ellerini Felix'in üzerindeki t-shirt'e atarken söylemişti Hyunjin bunu.

"Bilmem. Bu kadar normal karşılaması garip gel-" Felix'in aniden susmasını sağlayan şey, Hyunjin'in onun üzerindeki t-shirt'ü çıkartması olmuştu. Ardından Felix'in pantolonunun kemerine gitti Hyunjin'in eli.
Ama Felix onun elini itip kenara kaydı.
"Rahat dur bebeğim." kısık bir ses tonuyla söylemişti bunu Hyunjin.

"Hyung, ben istemiyorum. Hem hava iyice karardı sen de git artık." Aslında istiyordu ama, Jeha'nın yaptığı şeyden dolayı korkuyordu Felix.

"Birincisi, hyung demeyi kes. İkincisi, bana sik beni diye mesaj atan sendin." dedi Hyunjin.

"Şakasına söylemiştim onu! Nereden bilebilirdim ki ciddiye alacağını? İstemiyorum." dedi Felix elini
t-shirt'ü almak için uzatırken. Ani bir hareketle Hyunjin Felix'i altına alıp onun iki elinede bastırdı elleriyle.
"İstemiyorum diyorum!"

"İstiyorsun, ama bu Jeha yüzünden korkuyorsun."

"Çok zekisin. Şimdi çekil üstümden lütfen."

"Hayır." dedi Hyunjin sırıtırken.
"Ama hyung."

"Hyunjin der misin artık?"
Göz devirdi Felix. Ardından başını yana çevirip Hyunjin'in kolunu ısırdı.
"Lan kuduz musun amına koyayım!"
Hyunjin kolunu çektiğinde Felix
yine kenara çekildi, sonra da t-shirt'ü kaptığı gibi üzerine geçirdi.

"İstemiyorum, hem bunun için erken!"

"İyi Felix, öyle olsun. Bir şey yapalım dedik
içine ettin ya." bunu söyledikten sonra Hyunjin odadan çıktı.

Dış kapının da sertçe kapanma sesini duyduğundu Felix anlamıştı Hyunjin'in evden çıktığını.

Felix;

Yatağa uzanıp telefonumu aldım elime.

Minho - Felix

Minho:
Lix
isinizi bitince
su Changbin'in
engelini kaldir
iki saattir bana yaziyo

Felix:
Kaldirmicam

Minho:
Ne ara bitti lan
10 dakika once ciktim
odandan aq

Felix:
Yapmadik ki

Minho:
A

Felix:
LAN NOLUYO
HYUNG
BISEY OLUYO

Minho:
?

Felix:
Koridorun isigi yanip sonuyo
KORKUYORUM

Minho:
Duzelir birazdan
korkma

Felix:
ANANISKM
TAMAMEN GITTI ISIKLAR
HIC BISEY GOREMIYORUM
COK KARANLIK
HYUNG GEL LUTFEN

Minho:
Gelesim yok
Hyunjin Bey yaninda degil mi

Felix:
Sey
Bana kizip gitti

Minho:
Agla o zaman simdi
kizdirmasaydin adami

Felix:
▶️: *kırıcısın hyung*

Minho:
Harbi agliyon mu aq
QSYWHDKWKDŞWKDŞS

Felix:
KOMIK MI
KORKUDAN
BAYILCAM SIMDI

Minho:
Of Felix
Bay
(Görüldü)

——

Odamın aralık kapısına çevirdim tekrar başımı. Birden ışığın açılıp kapanmasıyla kapının önünde gördüğüm Chucky ile çığlık attım. "Yardım edin!"

Yorganın altına girdim. Işık tekrar yanıp söndü, bunu yorganın altından anlayabiliyordum. Hafifçe başımı çıkarıp baktım, Chucky daha çok yakınlaşmıştı.
Ardından bir kapı gıcırtısı duydum,
korku filmlerindeki gibiydi. Tekrar çığlık attım. Bu sefer daha da fazla çıkmıştı sesim.

Kapı çaldı.

Gidemem, bakamam kapıya.
Tekrar yorganın altına girdim,
ışık yine yanıp söndü. Yeter, gerçekten yeter.
Bu sefer ne oldu acaba?

Evin içinden benim attığım çığlık haricinde bir çığlık daha duydum. Bu da korku filmlerindeki gibiydi.

Kapıyı yumruklamaya başladılar,
bakamam kapıya!

Bir çığlık sesi daha duyduğumda hiç bir şeyi umursamadan ayağa kalktım ve yerdeki
Chucky'e tekme atıp odamdan çıktım.

Merdivenlerden inerken yuvarlandım,
yere çakıldığım an da kalkıp dış kapıya doğru koşmaya başladım.

Omuzumda hissettiğim ele kadar her şey normaldi...

Gözlerimi kapatıp arkama döndüm
korka korka. "Aç gözlerini."
Tanıdık bir sesti. Yavaşça açtım gözlerimi.

"Hyunjin hyung?" Hâlâ her yer çok karanlıktı, onun yüzünü göremiyordum ama sesinden tanıyordum.
"Özür dilerim, bu kadar korkacağını düşünmemiştim." gidip ışıkları açtıktan sonra tekrar yanıma geldi. "Neden yaptın?
Ne gerek vardı! Hem o lanet olası oyuncağı nereden buldun sen!"

"Sakin ol." baş parmağıyla gözyaşlarımı silerken söylemişti bunu Hyunjin hyung.
Tam konuşacaktım ki, gök gürledi.
Sesi baya yüksekti. Ellerimle kulaklarımı kapatıp yere çöktüm. "1,2,3,4,5,6...."
Gök gürlemesinin durmasını beklerken
sayı saymak rahatlatıyordu beni.
Aslında saçma gibi gözüksede, rahatlıyordum. Hyunjin hyung yanıma eğilip kollarını sardı bana, ardından bir eliyle kafamı tutup hafifçe göğsüne bastırdı.
Saçlarımada küçük bir öpücük bırakmıştı...

"Geçti, geçti. Sakin ol."

Hem korkutuyor, hem de sakin olmamı istiyor. Hah.

——

En son ne zaman bolum attigimi hatirlamiyorum

Dentist / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin