1(1.Bölüm bu)

25 1 3
                                    



Yatağımın üzerine koyduğum dizüstü bilgisayarımın yanına uzanmış, son zamanlarda çok popüler olan Bahadır dizisini bilgisayarda açmıştım. Bir yandan telefonumla sosyal medyada geziniyor, diğer yandan diziyi dinliyor ve arada bakarak takip ediyordum. Telefonuma gelen aramayla anlık olarak irkildim. Diziyi durdurup ekrana baktığımda arayanın Ferhunde olduğunu gördüm. Gözlerimi devirip omuz silkerek aramayı yanıtladım.

"Alo."

"Alo, yavuşak."

Ferhunde'nin bu edepsizliği karşısında kaşlarımı çatarak "Sus be terbiyesiz!" diyerek uyarıda bulundum."N'oldu kahpik, niye arıyorsun gece gece?"

"Grup mesajlarına bakmayınca arama gereği duydum."

"Ay bildirimleri sessize almışım, pardon ya."

"Hadi, oku hemen ırıspı!"deyip suratıma kapattı. Omuz silkerek Ferhunde'nin ne kadar şırfıntı olduğunu düşünürken vatsaba girip hızlıca mesajları okudum.

İki gün sonra okullar açılacak. Biz de on ikinci sınıfa geçmiş olacağız. Bunu kutlama ayağına ailelerimizden izin koparıp gezelim diyorlardı -seksen dokuz mesajla- kısaca. Ben de sohbete katılarak mesaj yazmaya başladım.

"Kıymetli fikirlerimden faydalanmak istemişsiniz sayın arkadaşlar."

"Benim için uygundur."

Art arda yazdığım mesajlara hemen yanıt geldi.

"Anandan izin al da öyle havanı at." Bunu yazan Saniye idi. Sırıttım.

"Cevap da saniyesinde geldi." diyerek bok gibi bir espri yapmış oldum. Çunku neden olmasın.

"dkskfkjlfjfvk" Bu garip gülme ifadesini Mecbure attı. Mecbure de olmasa kimse gülmezdi zaten. Ferhunde de sohbete dahil olarak bana çok mantıklı bir soru yöneltti.

"Sen ailenden nasıl izin almayı düşünüyorsun Dürdane?"

"Şöyle ki..."

"Ben ikna ederim ya."

"Götünü yırtarak üstün bir çabayla ikna edebilirsin, evet." Ferhunde ile aynı düşünceleri paylaşıyorduk. Sırıttım, oda sırıtmış olmalıydı.

"O zaman şimdi hepimiz gidip izin alalım, son durumu da haber verin." yazan Saniye'yi hepimiz onayladık. Şimdi gidip annemi ikna etmem gerekiyordu. 

Yatağımda doğrulup ayağıya kalktım. Eğilip bilgisayarı aldım ve kapının karşısında duvara yaslı olan masaya bıraktım. Yatağımı da hızlıca düzeltip etrafa bakındım, gözüme çarpan bir dağınıklık olmadığına kanaat getirince kapıya yöneldim. Son anda aklıma gelen şeyle gözlerimi devirerek masama doğru yürüdüm ve açık olan dizi sekmesini kapattım. Artık annemin eline geçecek bir bahaneye ihtimal kalmadığına göre ikna etmeye gidebilirdim.

Odamdan çıkıp uzun ince koridor boyunca ilerledim. Koridorun sonundaki salonun eşiğinden kafamı uzatıp içeriyi kontrol ettim. Kardeşim Berkecan, televizyonun karşısındaki koltukta kurulmuş, pür dikkat film seyrediyordu. 

"Çok izleme, beyinsiz olacaksın sonra biz uğraşıyoruz seninle." deyince 'Hey Allah'ım ya!' dercesine bir hareket yaptı. Kardeşimi sinir etmiş olmanın verdiği mutluluk, yüzümde hafif bir tebessüm peyda ettirdi. Annemi salonda göremediğim için çıkıp onun odasına yol aldım.

Annemin odası, benim odamın biraz ilerisinde. Odanın kapalı olan kapısının önüne geldiğimde tıklatıp yavaşça açarak içeri girdim. Annem telefonundan Mahsun Kırmızıgül'ün Dinle şarkısını açmış, dinliyor ve bir yandan giysi dolabını düzenliyordu. Şarkının sesi çok yüksek olmadığı için tıklatmamı duymuş olmalıydı. Kapıyı kapatıp yanına doğru ilerlerken o da şarkıyı kapatmıştı. Boğazımı temizleyip ellerimi arkamda birleştirerek kuduz köpek bakışımı yaptım.

"Anne kulun kölen olayım, ayağının altını öpeyim, seni sırtımda taşıyayım n'olur izin ver yarın arkadaşlarla buluşayım! İki saattir eşek gibi ders çalışıyorum, kitaba bakmaktan gözlerim çıkacak. Kaç gündür evde bunaldım vallahi billahi tillahi gına geldi, ölümü gör-" tek nefeste yaptığım uzun konuşmayı annem böldü.

"Kızım ağzından yel alsın, deme öyle şeyler. Hem bir nefes al da öyle konuş. Nereden çıktı bu buluşma işi?" Bakışlardan kaybettim herhalde. Neyse, bir daha ki sefere yapmam.

"İki gün sonra okullar açılacak. Biz de hem döneme güzel başlamak için hem de motivasyon olsun diye buluşup bir şeyler yapalım dedik. Kızların annesi izin veriyor, bir tek ben kaldım, n'olur gidem anam, canım anam, kadın anam, kurban olam anne, gözünün gönlünün sadakası olsun." buna ikna olmayan da ne bileyim.

Annemin bakışlarında kararsızlık görünce gariban dilenci bakışları atarak son kozumu oynadım. Son darbe işe yaramış olacak ki annem gönülsüzce ve tiksinç birşey görmüş gibi gözlerini üzerimde gezdirerek "Peki peki git bakalım. De hayde git başımdan." dedi. Mutluluktan neredeyse götümü gerçek anlamda yırtacaktım. Bunu belli etmeyerek odadan çıkıp kapıyı kapattım ve kapının önünde küçük çaplı bir zafer kutlaması yaparak odama geçtim. 

İçeri girip kapıyı üzerime kapatınca koşarak yatağımın üzerine atladım ve mutluluktan biraz da orada tepindim. Yastığımın altına sıkıştırdığım telefonu alıp vatsaba girdim. 'Götümüz Başımız Ayrı Oynuyo' isimli gruba tıklayarak gelen mesajlara göz gezdirdim. Hepsi ailelerinden onay almış, benim nasıl götümü yırtmış olduğuma dair sohbet ederek dalga geçiyordu. Hayınlar!

"Lan gundiler, akıllı olun aklınızı alırım."

"Aldın mı izni?" 

"Çok rahat, çok profesyonel."

"(Boku çıktı)"

***

SELAM ŞEKERLERİİİMMMM.ÖNCELİKLE BURAYA KADAR OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİİİMM. VOTE VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN İHİ^-^ BU BENİM İLK KİTABIM O YÜZDEN EKSİKLERİM OLABİLİR BU TAMAMEN NORMAL O YÜZDEN ELEŞTİRMEYİN BEĞENMİYOSANIZ DA OKUMAYIN KİMSE SİZE ZORLA OKUTMUYOR HIH. AYRICA İLK BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ GÜZEL YORUMLARINIZI BEKLİYORUMMM. 



Oy sınırı iki buçük yorum sınırı 31

İLLEGAL YOLLARIN DOLAMBAÇLI SOKAKLARINDA KAYBOLMUŞ RUHLAR (Raflarda Değil)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin