Bugünü çok beklemiştim, bana iyi geleceğini düşünmüştüm ama öyle olmadı. Miran çok hızlı gidiyordu, kendimi koltuğa sıkıştırmıştım, ani fren yapınca istemsizce bağırdım. Bana dönüp baktı:
_ Korkma, bir şey yok, mecbur hızlı gidiyorum; çok işimiz var, hiç böyle beklemiyordum, her şey birbirine karıştı.
_ Anlıyorum, Allah rahmet eylesin.
_ Evet, çok üzüldüm ama şimdi taziyeyi düşünmeliyim.
Söyleyecek bir şey bulamadım, hastaneye kadar sustum. Miran, hastanedeki işleri hızlıca yaparken beni de bebeklerin alanına götürdü. Camın arkasından bebeği gördük:
_ Ne kadar da masum, annesine çok ihtiyacı vardır şimdi; benim gibi.
Birden Miran'ın ses tonu değişti:
_ Bak akıllı ol, burdan kaçmayı falan düşünme, nerede olursan seni bulurum, ayaklarını kırarım, aileni de rahat bırakmam, anladın mı?
Ailemle beni tahdit etmek ne kadar da iğrenç bir şeydi! Bir anda ondan nefret ettim, cevap vermeden yüzümü çevirdim, yanımdan ayrıldı.
İstesem de bir şey yapamazdım ki onlara ulaşacak bir telefon bile bilmiyordum, keşke komşumuzun telefonunu bilseydim.
Miran,10 dakika sonra tekrar geri döndü:
_ Bu bebeğin çantası, içinde maması falan var, ben bilmem sen kendin bak.
Sonra da cebinden para çıkardı bana uzattı:
_ Aşağıda kafeterya var ne lazımsa kendine al.
Parayı almaya çekiniyordum ama orada kesin lazım olacaktı, mecburen aldım.
_ Aferin kızım, kendine dikkat et, gece tekrar geleceğim.
Koşarak oradan uzaklaştı, bu adamı anlamıyordum, bir an kaynar su gibi yakıcı bir anda da yağmur gibi serin ve merhametliydi.
Biraz sonra hemşire geldi, emzirme zamanı gelmişti, bebeği kucağıma verdiler, o kadar duygulandım ki anlatamam, bir kadın çocuk doğurmadan da annelik duygusuna sahip olabilir, bu bizim yaratılışımızda var, bir saniye bebeği kendimden ayırmak istemiyordum. Altını temizledim, okşadım, sevdim... Akşam Miran'ın yerine Ömer geldi, çocuğunu görmek istedi, ne kadar kötü bir an; hemşireler, yeni doğum yapmış kadınlar hepsi Ömer'in gözyaşına eşlik etti. Suzan da benim gibi geride kalmış adetlerin kurbanı oldu. Ömer’de bu konuda kendisini suçluyordu. İlk defa benim gözlerimin içine baktı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16 yaşında Kan bedeli olarak büyük bir aşirete gelin gittim nikahtan sonra ilk k
RomanceGiriş Kadere inanmayanların bu hikayeyi dikkatli okumasını isterim. Hayatımda hiç bir şey benim istediğim bir şekilde yürümedi, ben eski, yanlış adetlerin kurbanı oldum, kendimi aileme feda ettim, yüzüm her güldüğünde hayat bir tokat daha attı. Eğe...