"Önemli değil, ben yabancı değilim ama başkası olsaydı çok ayıp olurdu. Bu evden böyle bir laf dışarı çıkarsa çok kötü olur, artık insanların ağzını kapatamayız," dedi.
-Doğru, ağa bilse bunu öldürür, diye ekledi Abacı.
-Haklısın vallahi, ağanın gelini hırsızlık yapmış. Eyvah, Allah korusun," diye devam etti Suzan'ın annesi.
Bu da benim şansım işte! Aslan gibi oğlumun katilini evime getirdim, besledim ama o nankör iyiliklerim yerine benim misafirimin altınlarını çalıyor. Suzan'ın annesini boğmak istiyordum. Bu kadın şeytanın ta kendisiydi. Bu oyunu kendisinin planladığından emindim ama nasıl ispatlayacaktım? Kim beni dinlerdi ki? Üstümdeki kıyafet yırtılmıştı, kafam aldığı darbelerden dolayı ağrıyordu, gözlerim açılmıyordu. Gördüğüm son görüntü, bahçeye giren ağanın lüks arabasıydı. Bayılmıştım. Keşke ölseydim, bir daha gözüm açılmasaydı. Ancak bu adaletsiz hayattan ölüm beni kurtarırdı.Biraz sonra Abacının kollarında gözümü açtım ve karşımdaki bulanık sima "İyi misin?" dedi. Sesinden Miran olduğunu anladım. Abacı zorla su içirdi bana, gözlerimi iyice açtım.
-İyi misin? Seni hastaneye götüreyim mi? Diye sordu Miran.
Rojda,
-Bir şeyi yok, yalandan böyle yapıyor.
-Sana sormadım, sen odaya geç, seninle sonra konuşuruz, dedi Miran.
-Amca, o hırsızlık yapmış, bana mı kızıyorsun? diye çıkıştı Rojda.Bütün gücümü konuşmak için topladım:
-İftira, ben bir şey yapmadım.
Rojda gerginleşti,
-Halanın küpelerini odasından bulduk, hanımağa da şahittir,dedi.
-Vallahi ben bir şey yapmadım, nasıl orada olduğunu da bilmiyorum, diye itiraz ettim.
Hanımağa, o sert simasıyla Rojda'ya kaş göz yaptı:
-Siz odanıza gidin, bu kız da cezasını alacak, ona ders olsun. Bu evde yanlışlık affedilmez.
Miran'ın orada olması sanki bana bir cesaret veriyordu. Tek adaletli davranan oydu, gerçekleri söylemem gerekiyordu. Kimin oyunu olduğunu ifşa etmeye karar verdim:
-Ben suçsuzum, bu iftiraları kabul etmiyorum. Bunlar hepsi halanın oyunu. O küpeleri benim odama koymuş, sabahtan beri boş yere bana karışıyor. Dün gece de…"
Lafım bitmeden bir tokat yüzüme geldi. Yüzüm yanmış gibi sızladı, sanki kulağımda zil çalıyorlardı. Mirana dönüp baktım, elimi yanağıma koydum ama..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16 yaşında Kan bedeli olarak büyük bir aşirete gelin gittim nikahtan sonra ilk k
RomanceGiriş Kadere inanmayanların bu hikayeyi dikkatli okumasını isterim. Hayatımda hiç bir şey benim istediğim bir şekilde yürümedi, ben eski, yanlış adetlerin kurbanı oldum, kendimi aileme feda ettim, yüzüm her güldüğünde hayat bir tokat daha attı. Eğe...