on dört

235 19 15
                                    

Kumru'dan

"Seni istedim Allah'tan yine. Kendim için ettiğim dualar kadar senli dualar ettim. Sonra bir korku sardı içimi, sana dua ederken içimde büyüdü de büyüdü. Çok mu kaptırdım dersin kelimelere kendimi? Sana kurduğum her cümle boğazımda yumru sanki. Gelmeyecek birini, olmayacak şeyleri düşlüyor gibi hissediyorum. Sahi var mısın bir yerlerde? Sonunda bedevi halleri bitecek mi ömrümün? Ben de yurt sahibi olacak mıyım? Ne büyük cümleler kurdun Kumru, der misin bana? Ben seni anlattığın gibi sevemem mi dersin yoksa?

Allah'ım var, beni daha kimler sevmedi, derim ben de.

Varsın sevme, gelme sen de.

Ama sen gel olur mu?

Bir yuva kuralım, sevgi neymiş canlı şahidi olayım. Sevda çiçekleri ekelim birlikte. Umut ekelim, merhamet biçelim. Gözlerinde bulayım anlamı, sana bakınca yirmi küsür yıllık bedeviliği bitsin ömrümün.  Seni bana sakla, O'na yönel. Ben sana sakladım kalbimi, gelince o yıkık dökük viraneye misafir edeceğim seni. İyi bak ona olur mu, bir hayli yorgun çünkü.

Allah'ım, yüklerim var, sen bilirsin. Sustuklarım var sen duyarsın. Yorgunluklarımı sana emanet ettim ben, koyacak bir yerim de taşıyacak gücüm de yoktu çünkü. Bir tek o, benim bilmediğim ama senin ezelden kalbime koyduğun o bilsin ahlarımı. Şifasına vesile kıl onu. Sarsın yaralarımı, yoluma eşlik ahirette cennette yoldaşım olsun. Ben bilmiyorum kimdir, nerededir, nasıldır. Ama hepsi sana malumdur, göz aydınlığımı en hayırlı vakitte, karşılaştır, buluştur, sevdir, kolaylıkla beraber kıl."

Neredeyse bir sene önce yazdıklarımla baş edecek gücü bulamadım kendimde. Sabah namazının ardından dua ederken aklıma gelen, vaktiyle göz yaşlarıyla yazdığım duamı aramak için açmıştım tozlanan sayfaları. O kadar uzun süredir cesaret edemiyordum ki kalemi kağıdı elime alıp yazmaya, okuduklarımla yüzleşmek bir hayli zor oldu. Gelecek olandan, Rabbim'in bana helal kılacağı yoldaşıma yazdıklarımla şimdi yaşadıklarımı kıyas ettim istemeden. Her cümle, her kelime birinin adını bağırıyordu. Duymamak için yaptıklarım nafileydi, ben ettiğim duayı yaşıyordum.

Gelecek olan derdim kendimce, sanki emindim dualarımın kabul olacağına. Gelecek olanı benim şifa vesilesi kıl, demiştim. Halil beni kurtarmıştı, ailesi beni evladı bilmişti. Hiç tatmadığım anne şefkatini görmüştüm Ayşen Teyzede. Birilerinin beni canhıraş savunmasına şahit ettim. Bir vakitler dualarımda andığım her şeyi an an yaşatıyordu bana Allah ama ben yaşadıklarımın kendi ettiğim dualarım olduğunu bugüne dek anlamamıştım.

Kendi yazdığım dualardan korkmuştum, hissettiklerimle deliriyorum sanmıştım.

O, gelecek olan Halil miydi?

Hayırlısı için kabul ettiğim bu yol, aslında benim duamla şekillenen nasibim miydi?

Bir kez daha okudum hızla mektuplardan birini, "Sen bana yurt ol, ben orada yaşarım." cümlesinin üzerinde durdu parmağım. O gece Halil'in söylediği cümleyi hatırladım hemen. "Bak şu kalbim var ya, senin diyarın orası. Orada özgürce uç istiyorum."  demişti.

Kapattım defteri, günlerdir hastayım deyip yattığım yataktan hızla kalkarken ne midem bulanıyordu ne de üşüyordu ellerim.

Allah'ım benim dualarım mı kabul oldu?

Heyecanlanmıştım, sağa sola giderken ne yapacağımı bilmez haldeydim. Olur muydu? Benim gün gün Rabbim'e fısıldadığım cümlelerin karşılığı Halil miydi?

Kalbim titriyordu, yeniden üşümeye başladı ellerim. Baştan sona yaşadığım her şey gözümün önünden geçti. Rabbimin bana verdiği imtihan o adamlardı, benim istediğim şifa vesilesi ise Halil'di.

KumruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin