- 4. 🌸 -

16 3 23
                                    


İyi okumalar!
           
Abimin evindeydim.

Yaşanan kaza sonrası annemla babama bir şey açıklayamayacağım için abimin evine gelmiştim. Küçük yiğenim Alin, yanımda bıcır bıcır konuşarak bana derdini anlatıyordu. Yengem, yani Elif ona istediği oyuncağı almadığı için bana dert yakınıyordu. Elif bana bunu söylemese anlamayacaktım çünkü daha bir buçuk yaşındaydı ve ben dediklerini anlayamıyordum.

Yanımdaki Elif, gözlerini kısarak kızına baktı. "Ama anneciğim daha yeni o barbie setini almışken her gördüğünü isteyip duruyorsun. Nasıl yetişeyim be zilli kız?" Kafamı iki yana sallayarak gülmeye başladım. Dediklerinin hepsi doğruydu.

Alin, trip atar gibi kafasını sağa sola sallayıp annesine bakmadı. Çok tatlıydı, yiyesim gelmişti.

"Halası onun tribini yesin!" diye cırlayarak onu kendime çekip öpücüklere boğdum.

Kıkırdayarak kendisini çekmeye çalıştı. Elif bu halimize tebessüm edip, mutfağa girdi.

"Baa-ba!" Anında bu kelime ile bozuldum. Abime öyle sevdalıydı ki annesine de -hatta önüne gelene bile- baba diyordu.

Yapay bir alınganlıkla kaşlarımı çattım. Beni taklit etti, taklidi gülmemi sağladı.

"Senin bir tane baban var, sarı civcivim. Herkese baba diyemezsin..."

Huysuzlanmaya başladığında kucağıma aldım. Uykusu vardı ve bu yüzden huysuzdu. Başını göğsüme yaslayıp, bir elimi sırtına yerleştirdim ve geriye yaslandım. Çok ağlayan, inatçı, sinirli bir bebek değildi. Aksine, sessiz sakin, ağlamayan bir bebekti. Aşı olurken bile sesini çıkarmadığını şaşkın şaşkın baktığını bilirdim.

Alin, uyku mooduna geçerken beni de uyku bastırdı. Başım omzuma doğru düşerken uykuya daldım.

🌸

Okuldaydım.

Öğle arasıydı ve ben kantinde oturmuş, Metehan beyefendisini bekliyordum.

Kazanın üzerinden bir -neredeyse iki- hafta geçmişti ve ben sağlığıma kavuşmuştum.

Metehan'ı beklerken kantinden içeri giren birini gördüm.

Su yeşili gözlü bir erkekti ve tahminimce 1.90'dan uzundu.

Bir saniye!

Su yeşili gözlü mü?

"Haa!" diye yüksek tonda bir nida döküldü dudaklarımdan.

Kantinde bi' kaç kişi dönüp bana boş boş baktı. Aldırmadım.

Aman Allah'ım, o adamdı bu. Kamran Karayürek!

Pekâlâ asıl soru, onun burada ne işi vardı?

Hem de bir lisede!

Bu adam üniversiteyi bitirmiş koca bir adam gibiydi. Buraya ait gibi durmuyordu.

Burada olmasının nedeni neydi? Üniversiteyi bitirip de liseyi tekrar okuma gibi bir düşüncesi olduğunu sanmıyordum çünkü bu tam bir kaçıklıktı!

Adam tam karşımda durup, yanımda duran sandalyelerden birini çektikten sonra sandalyeye oturunca baygınlık geçireceğimi sandım.

Bildiğiniz, yanımdaki sandalyeye oturdu!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜME SADIK ÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin