10

407 20 49
                                    

Alastor pov:

Sabah ilk uyanan ben oldum. Yatakta oturdum. Çok geçmeden lucifer uyandı. Kendine gelip o da yatağın diğer tarafına oturdu. Keyfi yerinde değil gibiydi. Onu neyin mutlu edeceğini biliyordum.

Sırtı bana dönüktü. Omuzundan tutup yatağa yatırdım. Üstüne çıktım.

"Luci, bugün modum çok düşük. Bunu inleyerek düzeltebilir misin~"

Sırıtmıştı. Bu da amacımı yerine getirdim demekti. Ama yetmezdi. Sürtünerek inlemesi lazımdı.

Yatağa sırtüstü yattım ve beklemeye başladım. Bu sefer o üstüme hafiften yattı. Sonra sürtünmeye başladı.

"Ahh Alastor! Mmh"

Bunun gibi birkaç inlemeden sonra onu dudaklarından öptüm. Çok geçmeden kapı tıkladı.

"Patron"

"Geldim husk"

Sadece şortla husk'ın karşısına çıktım sonuçta kürküm vardı bişey olmazdı.

"Patron bugün derebeylerinin toplantısı varmı- BEKLE SİZİN KÜRKÜNÜZ MÜ VAR"

"Husk. Bana artık patron demeyebilirsin"

"Nasıl yani?"

"*iç çeker* seni serbest bırakıyorum."

Son adım olarak çıkarttığım yeşil zincirleri bacağımla kırdım. Artık istesem de ruhunu alamazdım. Elimi omzuna koydum ve şöyle dedim.

"bana Alastor de"

Gözü parlamıştı. Mutlu olduğunu hissediyordum. Ellerini birleştirdi.

"Size minnettarım efendim"

"ne demek husk"

Yüzünde mutlu bir ifadeyle ayrıldı. Ben de kapıyı kapattım. Üstümü giyinmeye başladım. Benden sonra Lucifer. Onu süzüyordum.

"Lucifer"

"evet"

"sikin mi uzadı senin?"

Homurdanarak giyindi ve çıktı. Onun bu hallerini çok komik buluyordum. Çok tatlıydı.

Demek bugün toplantı vardı. Aşağı inip husk'ın yanına gittim.

"husk, bugün toplantı kaçta"

Bardakları dizme işini bırakıp kafasını bana çevirdi

"saat 1 deymiş"

"sende geliyorsun dimi"

"ben derebeyi değili-"

"artık öylesin. Ruhunu serbest bıraktım"

aşırı şaşırmış görünüyordu. Kafasını evet anlamında salladı.

Kendime ufacık bir kahvaltı hazırladım. Hemen yedim. Saat 12:30 idi. Üstüm hazırdı. Ve erken gitmeye de lüzum yoktu. O yüzden sohbet edenlerin yanına gittim. Gelir gelmez Charlie

"Alastor 3 gün sonra biz vaggie ile cennete çağırıldık. Bir hafta orada takılacağız. Siz erkek erkeğe kalacaksınız bir sıkıntı olur mu?"

"tabi ki de olmaz gidebilirsiniz"

"sağol al"

"benim de şimdi gitmem gerek derebeylerinin toplantısı varmış. Huskeer!"

"geldim"

Merdivenlerden inen bir adet husk gördüm.

"ne yani husk overlord mu"

Dedi Angel. ben giderken lucim açıklama yapıyordu.

"Alastor onun ruhunu serbest bıraktığı iç..."

Biz husk ile toplantı binasının yolunu tuttuk ve kapıyı kapattığım için açıklamanın gerisini duymadık.

Yolculuk sessizdi. Binaya vardık. Toplantının konusu yine şu melek konusuydu. Salaklar hala çözüm bulamamışlardı. Husk ı görünce carmilla sordu

"Husk!? Senin burada ne işin var"

"Onun ruhunu serbest bıraktım. Artık o da derebeyi"

Carmilla gözünü devirdi. Sıkıntılıydı ya bu kadın. Toplantı husk'ın ortaya tek kelimeyle mükemmel bir fikir atmasıyla sonlandı. Zestial bu fikri ayrı bir toplantıda konuşacağımızı söyleyip son noktayı koydu.

Binadan çıkarken husk'ın sırtına dostane bir tokat attım

"nasıl da koydun güzel fikri ortaya helal lan"

"eheh..."

"sen otele git ben sonra gelirim"

Dedim. Yoluna devam etti. Benim sonra gelecek olmamın sebebi vox'un bana eliyle yaptığı "gel" işaretiydi.

Onu takip ederken ara sokağa girmişti. Arkasından girdim. Onu göremeden beni duvara yapıştırdı. Aynı zamanda benim isteğim dışında dudağıma da yapıştı. Ağzımı açmadım aksine dudaklarımı kapattım. Ellerim duvara vox'un elleriyle kenetlenmiş, yüzüm vox'un yüzüne aşırı yakın...

Dahası ise sonradan gelen uyuşukluk ve ardından vee'ler. Ne oluyordu amına koyayım.

Gözlerimi açabildiğimde bir yataktaydım. Ben çıplaktım, Yanımda yarıçıplak bir vox, güçlerimi kullanmamı engelleyen ilacın bana iletildiği şırınganın ağrısı... Vox dedi ki

"yarım saatliğine benimsin~"

"beni bıraksana orospu çocuğ- ahh"

bir anda baba yadigarımı tutmasıyla inlemiştim. Ona vurmaya yeltendim ama kolumu kaldıramıyordum. Uyuşmuştum. Yapabileceğim tek şey kendime gelene kadar olacakları izlemekti...

RadioappleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin