7. BÖLÜM

40 7 2
                                    

1;Korkmak. Neden korkar insan? Ben hata yapmaktan korkarım mesela. Daha doğrusu bedel çekmekten. Küçüklüğümden beri çekiyorum hatalarımın bedelini. O yüzden karar vermeden önce sonucunun ne olduğuna bakarım. Sonucunu kestiremediğim şeyler için de doğaçlama bir şeyler yaparım. Hata diye nitelendirilmezse ne mutlu bana...

Yediğimiz öğle yemeğinden sonra, ki öğle yemeğinden çok savaşa girmiş gibi hissettim kendimi, bir parka gitmeye karar verdik.

Bu arada Minho ve Felix'in arkadaş grubu gerçekten eğlenceliydi. Hepsi tıpkı bir yapbozun parçaları gibiydi.

Birbirlerini tamamlıyorlardı.

Mesela Chan hepsine hem abilik hem de arkadaşlık yapmayı çok iyi beceriyordu. Ondan çok fazla liderlik vibe'ı aldım. Zaten yurtta öğrenci başkanıymış.

Minho zaten bizim sınıftaydı. Böyle insanlara hemen ısınmayan türden birisi. Ama ısındığında da asla onları bırakmayan bir tip gibi. 

Sanki 40 yıldır tanıyorum gibi konuşmayı kes Seol-ji.

Sonra Changbin var. Sanırım grupta en iyi anlaştığım kişi o. Şey bir tık kaslarını gözümüze soksa da çok iyi birisi bence.

Ve de Hyunjin. Onu ilk gördüğümden beri kahkahalarımı durduramıyorum resmen. Ya çok çabuk incinen birisi ya da birazcık abartmayı seviyor. Bunu şeyden anladım; şimdi biz yemek yiyorduk. Sonra yanlışlıkla Changbin'in ayranı Hyunjin'in üstüne döküldü. Hepimiz üstü için kızacağını zannetse de o birden " YANDIIIIIIIIĞĞĞM" diye bağırınca gülsem mi yoksa gidip üstüne soğuk su mu atsam diye düşünmeden duramadım. Sonunda Chan bana "o bunun normal hali sen çok kafana takma" diyince kendimi gülmekten alamadım. Eh tabi Hyunjin bana bir beş saniye trip attı ama olsun. Sonra hemen barıştık.

Ve sırada o isim: HAN JİSUNG... Onu anlatacak kelime bile bulamıyorum. Hem çok şakacı neşeli eğlenceli, hem de insana durması gerektiği yeri bildiren cümleler kuruyor. Onu da nereden anladım derseniz, hemen anlatayım; Biz şimdi biz yemekten sonra nereye gideceğimize karar veriyorduk. Sonra Hana ortaya " sanki marsa gideceğiz de koloniyi nereye park edeceğimize karar veriyoruz."
Hana'yı ortaokuldan beri tanırdım ve bu tarz konularda sabırsız olduğunu biliyordum. O yüzden sessiz kalma hakkımı kullandım. Aslında bizim kızların hepsi aynı şeyi yaptı. Ama Jisung birden " Marsa koloni kurulacak yer çok ya biz buradaki yerimizi belirlersek o iş kolay." diyince Hana biraz bozuldu ama belli etmemeye çalıştı. Aslında öyle güzel bir lafta değil yani ben neyine hayran olduysam bunun. Ama o an çok güzel gelmişti bana. Belki de ses tonundan dolayıdır. Gerçekten güzel bir ses tonuna sahip.

Sırada ki hem yeni hem eski arkadaşım Lee Felix. Hem eski derken de 2 gün önceki kastettim ama çok şey etmeyin lütfen. Felix çok tatlı bir çocuk. Böyle hiç arkadaşlarını kırmak istemeyen ve bunda büyük bir başarı elde eden Felix, arkadaşlarının değerini de çok iyi biliyordu. Sormanıza gerek yok bunu nereden anladığımı hemen anlatıyorum; Biz böyle parkta oturmuşuz gruplar halinde takılıyoruz. Felix, ben, Jeongin, Harin öyle konuşuyoruz işte böyle okulda bir kaç defa gördüğüm ama daha önce hiç sohbet etmediğim ya da sohbet etmeyi bırak göz göze bile zor geldiğim bir kız yanımıza geldi. Birden Felix'in karşısına geçip eline bir kalpli mektup tutuşturup " Lütfen okumadan atma!" Felix kıza o mükemmel gülümsemelerinden birini sunup "Ben gerçekten üzgünüm ama gerçekten bu tarz şeylere pek ilgim yok." Kız herhalde anladı bu çocuktan hayır yok mektubu nazikçe alıp teşekkür etti ve çekip gitti. Ve ben de anladım ki Felix gerçekten iyi bir çocukmuş.

Veeeee Kim Seungmin. O bir, o bir iyi jojuk...
Seungmin çok tatlı, mükemmel, iyi vee harika bir çocuk. Yemekten beri benimle gerçekten konuştuğunu hissettiğim bir insan. Minho ile didişmelerini saymazsak çok güzel anlaşıyorduk. Minho dakikada bir yanımıza gelip Seungmin'e bulaşıp gidiyordu. Bir ara Seungmin'i korumaya çalıştım diye gelip bana da buluşmaya başladı. İçimden Seungmin'e sabırlar diledim ve hikayeme devam ettim...

Son olarak Yang Jeongin. Onunla ilgili şüphelerim olduğu için onunla böyle sıkı fıkı bir sohbet kuramadım.Öğle arası sevgili şüpheli Yang Jeongin ile de tanışmıştım. Ses benzerliği fazlaydı ama içimden bir ses o olmayacağını söylüyor.

Sadece Hatsune Miku'yu tanımadığını söyledi. Eh onu tanıyan az insanoğlu tanıyorum zaten.

Jeongin böyle iyi hoş bir çocuktu ama biraz utangaçtı. İlk yemeğe gittiğimizde yanına gidip konuşmasam konuşmayacaktı benimle. Yani sanırım.



İşte gelecekte ki hayatımı çok değiştirecek insanlardan olan o 8 çocuklarla tanışma hikayemiz böyle. Aralarında birisi vardı ki resmen hayatımda ki en büyük dokunuşu yaptı...












SELAMLARRRR
NELER YAPIYORSUNUZ? BEN YURTTAYIM. HER ZAMAN Kİ GİBİ...
BENİ BURADAN KURTARACAK BEYAZ ATLI PRENSİMİN ADIIIIIIIIIIIIII

ONU BEN DE BİLMİYORUM. BİR BİLSEMM.

İLERİDE Kİ BÖLÜMLERDE KIZIMIZIN YURTTA Kİ YAŞAYACAKLARI DİREK BENİM YAŞADIKLARIMLA İLGİLİDİR.

YANİ HEYATIMIZI YAZSEK ROMEN OLUR AGAAA...



SADEDİLLİADAM123456

SEVGİLERR

















WE ARE DUMB/YANG JEONGİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin