HAMİLESİN

155 10 0
                                    

Yukarı kata çıktığımızda gıcırdayan tahtaların üstünde adımlarımı Güneş'in gittiği tarafa doğru çevirdim. Girdiğimiz oda turuncu ve kırmızıyla kaplanmış, pencereden görülen karanlık ile sıcağın verdiği renklerle harmanlamıştı. Güneş sırıtırken gözlerimi ona diktim.

"Kapıda dikilmeye devam mı edeceksin?"

Kurduğu cümleyle hızla durduğu dolabın önüne attım kendimi. Dolabın kapağını açmasıyla gözüme çarpan tüm yazlık elbiseler odanın benden aldığı soğuğu geri getirmişti.Güneş hızla kapakları kapattı.

"Ben kıyafetlerimi paylaşmam, hele sana hiç paylaşamam.
Gel benle..."

Yürürken bir yandan da etrafı süzüyor ve Güneş'e kulak kabartıyordum.

"Sen hep mi dilsizsin yoksa bize özel mi?"

Kusura bakma Güneşcim dilim şaşırdığımda ve korktuğumda içime kaçıyor diyemeyeceğime göre susmaya devam ettim.
Suskunluğu yine o bozdu.

"Neyse bende konuşmaya seninle meraklı değilim küçük sıçan."

Gözlerimi devirdim. Girdiğimiz kahve rengi geniş kapıdan içeri geçtiğimizde kapının renginin bulaştığı mobilyalarla derince nefes aldım. Hep bu tonları çok sevmiş ve bana doğayı ağaçları anımsattığı içinde huzur bulmuştum. İnsan kahverengini sever mi Mai demeyin seviyormuş?

Odada 4 tane kapı buluyordu.Biri bizim girdiğimiz diğerleri de büyük ihtimalle banyo ve giyinme odalarıydı. Kocaman camdan karanlık gökyüzüne tekrar odaklandım.

"Seç."

Emriyle kulaklarımı doldururken kapıdan çıkıp gitmişti.
Güneş'in verdiği emire itaat ettim ve dolaptan siyahtan başka hiçbir renge sahip olmayan sweatlerden bir tanesini çekiştirdim.
'Sanki başka renk şansım varmış gibi...'
İç sesim arkasından söylenirken elimde sweatle beklemeye başladım. Güneş çıktığı kapıdan tekrar girdi.Başka odadan getirdiğini anladığım gri eşofmanı bana uzattı.

"Burdakiler sana büyük gelir, bu daha iyi olur."

Koluma eşofmanı astıktan sonra devam etti.

"Banyo camın kenarındaki kapı. Bir yeri karıştırma banyodaki dolapta temiz havlular vardır, bakarsın birini seçersin."

Kapıdan çıkıp kapıyı da arkasından kapatınca elimdekileri yatağa fırlattım. Nerdeydim? Neden bu kadar sakindim? Bunlar kimdi? Bedenim neden bana ait değil gibiydi? Bir çok düşünceyle dediği kapıyı araladım.

Banyo odanın aksine beyazın hakim olduğu bir yerdi, kapıyı açmamla ışıklar da diğer odalarda olduğu gibi aniden açıldı. Kapının yanındaki düvmenin ne işe yaradığını anlamak için yuvarlak olan şeyi hafifçe çevirdim ve bir ses yükseldi.

'Bu işlemi yalnızca kapıyla birlikte aydınlatmaları yakmamak için kapıyı açmadan önce kullanmalısınız.'

Verdiği bilgilendirmeyle banyonun kapısını kapattım ve dolabın kapaklarını araladım. Dolabın üst bölgesinde bulunan havlulardan birini alıp temiz mi diye kokladım klasik Türk teftişiydi ki en doğru teftiş olduğuna emindim.
Dolabı kapatıp aşağı kapaklarını da araladım. Tamamen meraktandı ve baktığıma şükrettim iki âdet kocaman kirli sepeti bulunuyordu.
Üstümdekileri çıkartıp beyaz ve siyah yazan kutulara ayırarak hızla fırlattım benim firlatmamla saydam kutuların etrafı karardı kapağı kapandı. Anlam veremeyerek suyu açtım.
Küvetin dolmasını beklemeden kendimi içine attım etrafta farklı renge sahip bir sürü şampuanlar bulunuyordu. Birine elimi uzattım ve yıkanmaya başladım. Banyonun içime verdiği huzurla küvetten çıktım. Havluyu bedenime sarmamla ağzıma gelen lanet sıvı beni içinde bulunduğum konumla tekrar baş başa bıraktı klozete hızla eğilirken hala bir şey yemememden kaynaklı sadece suyu andıran dünyanın en kötü tadıyla cebelleştikten sonra destek alarak doğruldum. Lavobonun önüne geçtim ve çevresindeki kapakları araladım traş malzemelerinin bulunduğu kapağı bedenim tekrar kapatmamamı emretti ve tüm gücümü diğer kapağı açmaya harcadım bunu yaparken dizlerimin titrediğini hissettim. Bulduğum diş macununu parmağıma doldurum dişlerime sürmemle midem tekrar herekete geçmişti. Hızla ağzımı çalkaladım. Bulduğum her yerden tutunarak kapıya yaklaştım. Kapının koluna güç uygulamaktan bile aciz kalan bedenim de oluşan hareketlilikle belime daha önce hiç hissetmediğim ağrı saplandı, elim koldan ve duvardan kaydı. Bedenimi inleten ağrıyla gözlerimi kapattım.Bir daha açmamak için neleri vermezdim ama açacak olmamı iliklerime kadar hissediyordum.

Karanlığın Hükmü +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin