KELEBEK KADAR MASUM

26 1 0
                                    

Bölüm Şarkısı; Sezen Aksu
"Kaybolan Yıllar"

05.07.2017
TANRI BİZİ BİRBİRİMİZ İÇİN YARATTI
FARKLI ,DİLE,DİNE,AİLEYE,ÜLKEYE, HAYATA,SAHİP OLSAK DAHİ...
O BENİMDİ BEN ONUN.
Büyümüştüm artık. Eski Zeynep'den eser yoktu. Artık 12 yaşımdaydım. Annem sürekli telefonda konuşuyor ve artık beni umursamıyordu. Babam yoktu cezaevine girmişti babamın yokluğu tam kalbimin ortasında bir delik açmıştı. Hep keşke dedim yapmasaydı annemi dövmeseydi,uyuşturucu kullanıp girmeseydi o cezaevine belki mutlu bir aile olmuştuk şimdi.
Keşke keşke keşke...

"Efnan hadi gel yemek yiyelim ben acıktım"
Annemin sesini duymuştum odadan. Hızlı adımlarla çıkıp salondaki masaya oturdum. Annem temizlik işine gidiyordu, abim ise halı yıkamada çalışır pazar günleri ise simit satardı. Geçimimizi böyle sağlamaya çalışırdık işte.

"Anne şu telefon görüşmelerinden vazgeçip benimle ilgilenmeyi düşünüyormusun gün içinde?"
Diye çemkirdim. Muhtemelen yeni biriyle konuşuyordu ve bizden saklıyordu.

"Sen iyice asi bir ergen oldun Zeynep , ne bu hırçın tavırlar?"
"Bak anne o telefondakine de söyle" hemen telefonu kulağından çekip eliyle duyulmasın diye baskı yaptı
"Ben senin evlenmeni istemiyorum!" Dedim
"Bazen çok saçmalıyosun ayıp oluyo kızım sus"
"Ne susucam be ben bıktım senden de bu evden de bu hayattan da yeter !" Diye resmen haykırdım.
"Zeynep!" Diye bağırdı. Elimdeki çatalı bırakıp hırsla ayağa kalkıp odama girdim ve kapıyı sertçe çarptım. İstemiyorudum başka bi adam istemiyordum. Ben daha babamın yokluğuna alışamamışken başka bir adamla annemin vakit geçirmesine tahammül edemiyordum.

12.06.2021
Annemin düğünündeydik. Evet o adamla evlenmişti. İstemediğim hatta nefret ettiğim insanla...
Dans müziği çalıyordu bense bi köşeye geçmiş sadece izliyordum. Abime baktım mutluydu.
Abimi çok seviyordum ama gerçekten bıkmıştım,
Teyzemin yanıma doğru geldiğini gördüm.

"Teyzecim asma artık suratını bak annen ne kadar mutlu sende mutlu ol biraz gül bakayım" dedi.
"Yapmacık bi şekilde gülemiyorum maalesef teyze" dedim ve ilerleyip boş masalardan bi sandalye çekip oturdum. Evlendiği yetmezmiş gibi bide oğlu çıktı başımıza diye iç geçirdim.
Artık 16 yaşıma gelmiştim. 2 sene daha sabredecektim.
Annem iyi bir insan olsa da şiddeti başlamıştı artık. Abim annemi destekliyor beni önemsemiyordu. Dans müziği bittiginde yemek yeme faslına geçmiştik. Yeşim ablam bana doğru geliyordu. Yeşim ablam kadar güzelini ömrüm boyunca görmemiştim. Siyah saçlarının yüzüne uyumunu,küçük burnuna yakışan dolgun kalp şeklinde dudaklarını, o çok güzel bir genç kızdı
Tam istediği yaşta 18 idi.

"Hadi gel yemek yiyelim Emir abimde seni arıyodu" dedi.
Muhtemelen gönlümü yapmaya çalışacaktı ama abimi de bir süre görmek istemiyordum. Sıkıntıyla nefes vererek ayağa kalktım ve yemek yeme alanına doğru ilerlemeye başladık. Abimin yanına geçip oturduğumda karşımda annemin kocası olacak o adamın oğlu Atakan ve yeğeni Semih vardı.
Allah affetsin gerçekten çok çirkindi. İnce dudakları, küçük gözleri ve sarıya dönük esmer teni. Bi an gıcık olduğum için mi böyle hissediyorum diye düşündüm fakat bu yüzden değil gerçekten çirkindi.

"Abim yesene yemeğini" abimin sesini duyduğumda daldığım noktadan başımı kaldırdım ve abimin yüzüne bakmadan Ankara'nın o güzel manzarasını izlemeye başladım. Bu yaşımda ömrümü feda etmiştim bu caddelere. Önüme dönüp yemeğimi yemeğe başladığımda telefonumun zil sesini işittim.Baktığımda Yeliz arıyordu. Hemen telefonu elime alarak oturduğum sandalyeden kalktım.

"Efendim Yeliz?"
"Napıyosun kuzum?" Dedi.
"Napabilirim mutlu aile tablosunda yapmacık gülücükler saçıyorum sen napıyosun?"
"İyiyim bende seni merak ettim dün mutsuzdun baya"
"Evet Demiri kafama takıyorum saçma sapan hareketler yapıyor sinirim bozuldu"
"Boşver kendi haline bırak"
"Öyle yapmayı düşünüyorum zaten"
"Tamam kuzum seni merak ettim bi arıyım dedim"
"Tamam hadi görüşürüz"
"Öptüm" Dedi ve telefonu kapattı

Yeliz...
Yeliz'im. Okulda tanışmıştık onunla. İlk başta birbirimizden hiç haz etmesekde sonrasında dost olmuştuk. Her dostluğun başlangıcı gibi. Peki ya Demir?... O kim mi?
Demir hayatımın merkezi,sevgilim,aşkım,nefesim... Kısacası herbişeyim. Demir babamın kuzeninin oğlu. Yani bir nevi halamın oğlu olmuş oluyor. Çocukluktan beri hep içimde sevgi beslemişimdir ona ama hiç bir zaman açılamadım ama şimdi kader bizi birleştirmişti. Bu aralar çok tuhaftı. Sürekli değişik konuşmaları , hareketleri vardı ve üstüne bir de şiddeti başlamıştı. Derin bir nefes alarak tekrardan içeri geçtim. Gözüm abimi arıyordu ama yoktu. Bu aralar oda tuhaftı onuda anlayamıyordum, aniden gelen telefonlar ya da bi anda kaybolmalar... Tuhaftı
Halay çalmaya başladığında annemin tarafı hemen kalkmıştı. Erzurum genleri işte...
Annem ve babam akraba evliliği yapmışlardı yani otamatikmen bende Erzurumlu oluyordum. İçimdeki oynama dürtüsü beni rahatsız etsede kalkıp çok mutluymuşum gibi oynamayacaktım.
Bir an önce bu günün bitmesini ve eve gitmeyi istiyordum. Tekrar telefonum titrediğinde içimden bi küfür savurdum bu sefer baktığımda arayan babamdı...
Ayağa kalktım ve tekrar dışarı doğru yöneldiğimde rüzgar yüzüme çarpmıştı.
"Efendim baba?"
"Efnan'ım ne yapıyorsun?"
"İyiyim baba annemin düğünündeyiz sen?"
"Hmm... Annen bu gün evleniyordu değil mi?"
"Evet" dedim fısıltıyla.
"Tamam babacım hadi iyi eğlenceler"
"Görüşürüz baba" dedim ve telefonu kapattım.
Babam...
Babam hastaydı. Hemde çok hasta.
Akıl sağlığı yerinde değildi. Allah'a küfür eder, dünyanın onun üzerine kurulan bir oyun olduğunu sanardı. Tedaviyi asla kabul etmez ben hariç abim de dahil ona düşman olunduğunu sanardı.
Babam neden böyle oldu bilmiyorum ama annemden boşandıktan sonra cezaevine girdi sonra da böyle oldu işte.
Annem babamın tutunduğu bir baston gibiydi.
Ben seni döverim , her türlü şeyi söylerim ama sen konuşursan dayak yersin...
Bir nevi ilahlık taslıyordu. Keşke böyle olmasaydı diyorum ama hayatta keşkelere yer yok işte.
Keşke keşke keşke...
Hayatımda çok fazla değer verdiğim insanlar vardı. Ama birinden biri mutlaka gidecekti bundan eminim. Belki kavga,ayrılık,küslük,ölüm..

GÜNÜMÜZ
07.06.2023
Bu kader denilen kavram neydi Hayatın gerçeklerimi yoksa mecburiyetmi?
İKİSİDE DEĞİLDİ...
kader bir düğümdü
kader benim için bağlılıktı
Gelecegin temsilcisi Hayata yön veren idi kader.

17 yaşında bir genç kızdım artık. Aynada kendimi inceliyordum belime kadar uzanan Sarı saçlarıma düzleştirici ile hafif dalgalar vermiştim,dudaklarıma baktığımda güzel görünüyorlardı ne küçük ne büyük ideal boyuttalardı. Kehribar rengi gözlerimle vücudumun uyumu çok hoşuma gidiyordu. Temmuz ayında olduğumuz için hava çok sıcaktı. Üzerime beyaz askılı bir crop altıma da siyah kot pantolon giyindim.Birazdan Demir ile buluşacaktık.
Makyajımı yapmıştım, dudağıma hafif toprak tonlarında ruju sürüp odadan çıktım.
"Anne?" Diye seslendim ama ses yoktu. Evimiz iki katlıydı duymamıştır diye düşünüp aşşağıya indim. Mutfakta olduğunu düşmüştüm ki içeri dalmamla miğdemin bulanması bir oldu.
Annem o adamın kucağına oturmuş şen bir kahkaha ile gülüyordu. İkiside beni görünce toparlanmaya çalıştılar fakat yüzlerine bakmadan dışarı çıkacağımı söyleyip evden ayrıldım.

Telefonum çalmaya başladığında sinirden burnumdan soluyordum. Çantamdan çıkarıp arayana baktım. Arayan Tuğçeydi. Hemen açıp kulağıma götürdüm.
"Ne var Tuğçe?"
"Sakin! Kim kızdırdı benim Sidelyamı?"
Tuğçe bana hep Sidelya derdi. Anlamı da naif,kırılgan ve hayalci demekti. Hep öyle bi insan olduğum için bana bir çiçek ismi takmıştı.
"Ay sorma Tuğçe annem ve kocasına sinir oldum gene"
"O Sefa ve Eylem'e söyle beni sinirlendirmesinler yemin ediyorum basarım o evi seni de alır kaçarım!"
Evet Tuğçe annemden ve eşinden nefret ediyordu. Sadece o değil bende.
"Aman Tuğçe neyse nerdesin sen?" dedim
"Ara parktayım yürüyorum çamlığa doğru"
"Tamam kapat bende 10 dakikaya geliyorum"
"Tamam"

Telefonu kapatıp çantama koydum ve kulaklığımı takıp müzik açtım. Beni en rahatlatan şey müzikti. Hayal kurarak giderken gözüm önünde Tuğçe'yle olan anılarım geliyordu hep.

TUĞÇE....
Aslında bizim hikayemiz biraz şaşırtıcı. Kendisi kuzenimin eski sevgilisi. Yani Çınarın.
Bizi o tanıştırmıştı kendisi ayrılınca pişman oldu tabi aramızı bozmak istedi ama tabiki de bozamadı.
Demirle tanıştıklarını hatta arkadaş olduklarını öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Aslında şaşırmama gerek yoktu zaten hepsi aynı mahalledelerdi.
Tuğçe gerçekten bir esmer bombaydı.
Simsiyah saçlarını tamamlayan kara gözleri,küçücük burnu ve esmer teniyle can alıcıydı.

Tuğçe ki benim canımdı canımın en içiydi...

BURASI SON DURAKWhere stories live. Discover now