Hastane Kanadı

5 1 0
                                    


     Kahvaltı için Büyük Salon'a indiğimde ilk defa yalnız oturup sessizce yemeğimi yemek zorunda değildim. Hermione beni yanlarına çağırmıştı, Harry ve Ron'un sıcak tavırlarına bakılırsa onlar da dün gece başıma gelenlerden haberdardı.

       "Ağrın var mı?" diye sordu Ron. "O bulldog suratlı Parkinson'a aynısını yaşatmamak için zor duruyorum!"

       "Ağrım yok, iyiyim ancak bu konudan bahsetmek  istemiyorum. Sanki bu olayın üzerimde büyük bir tesiri olmuş gibi bundan bahsedersek duyup sevinebilirler. Onları mutlu görmek en son isteyeceğim şey." dedim tabağıma bir parça peynir ve domates alırken.

      "Benim de." dedi Harry. Gözlerini dikmiş hala bayılma taklitleri yapan Zabini ve Malfoy'a bakıyordu. "17 yaşında olup 7 yaşında çocuk gibi davranan bir avuç şımarık ergenden başka bir şey değiller!"

     "Eh, peki o zaman." Ron ağzına kocaman bir sosis tepiyor ve iştahla çiğniyordu. "Başka bir şeyden konuşalım. Cecia, kehanet dersi neydi öyle ya! Senin kehanetin ve Harry'nin fincanında beliren ecel hepimizi dehşete düşürdü, Kehanet sonrası Biçim Değiştirme dersinde bile tüm sınıf bundan bahsedip durdu."

     "Konu değiştirme anlayışın takdire şayan Ron," diye eleştirdi Hermione. "Bir tatsız konudan başka bir tatsız konuya geçmek pek keyifli oldu doğrusu."

     Ron aldırış etmeden tabağına biraz daha sosis koyup çatalını aldı, ama yemeye başlamadı. "Harry" dedi ciddi bir sesle, usul usul, "bir yerde büyük, siyah bir köpek görmedin, değil mi?"

   "Gördüm," dedi Harry. "Dursley'lerden ayrıldığım gece gördüm."

   Ron büyük bir şangırtıyla çatalını düşürdü.

    "Büyük ihtimalle bir sokak köpeğidir" dedi Hermione sakin sakin.

    Ron, Hermione'ye öyle bir bakış baktı ki, aklını kaçırdığını düşünüyormuş gibiydi. "Hermione, Harry bir Ecel gördüyse, bu, bu çok fena" dedi. "Amcam, Bilius Amca bir tane görmüştü, yirmi dört saat sonra öldü!"

    "Tesadüf" dedi Hermione ciddiye almadan. Kendine biraz daha balkabağı suyu koydu.

   "Sen ne dediğini bilmiyorsun!" dedi Ron, kızmaya başlayarak. "Ecel'ler çoğu büyücünün ödünü koparır!"

    "E ondan öyleyse" dedi Hermione üstünlük taslayan bir sesle.  "Ecel'i görüp korkudan ölüyorlar demek. Ecel ölümün alameti değil, sebebi yani! Harry'nin hâlâ bizimle birlikte olmasının sebebiyse, öyle bir şey görüp, peki o zaman ben artık nalları dikeyim, diye düşünmemesi!"

       Ron ağzını açtı, ama bir şey demedi, bu arada Hermione çantasından Aritmansi kitabını çıkardı ve açıp meyve suyu sürahisine yasladı. "Bence Kehanet çok belirsiz görünüyor" dedi, sayfasını arayarak. "Bana sorarsan, işin içinde fazlaca tahmin yürütme var."

    "O fincandaki Ecel'in belirsiz bir tarafı yoktu!" dedi Ron hararetle.

    "Harry'ye onun bir koyun olduğunu söylerken bu kadar emin görünmüyordun ama" dedi Hermione soğukkanlılıkla.

   "Profesör Trelawney senin iyi bir auran olmadığını söyledi! Bir kerecik olsun bir konuda kötü olmak hoşuna gitmiyor, değil mi?!" Damarına basmıştı. Hermione Aritmansi kitabını masaya öyle sert vurdu ki, sosis ve patates parçaları dört bir yana saçıldı.
"Kehanet'te iyi olmak bir topak çay yaprağında ölüm alametleri görmek anlamına geliyorsa, o derse uzun süre devam edeceğimi sanmıyorum! Aritmansi dersimle karşılaştırıldığında tam bir kepazelikti!"
Çantasını kapıp ayağa kalktı. "Bizimle oturmanı teklif ettiğim ilk gün bu şamataya şahit olduğun için üzgünüm Crouch, Ron böyledir işte, boşboğazlının teki!" Sinirli sinirli yürüyüp uzaklaştı.

Kızıl Sahire (Draco Malfoy Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin