ep-5

92 11 4
                                    

Dün akşam, Mun'u reddettigimden beri konuşmadık. Akşam resmen buz kesmiş halde bana bakıyordu. İyi olduğundan supheliydim. Açık konuşmak gerekirse o ana kadar onu reddetmeyecektim. Ama bir düşününce takımda ilişkimizin olması hoş karşılanmazdi. Evet, Mun'u en başından beri ilk seven bendim. Ama ya herkes bizim iliskimizi Chu gibi ters karşılarsa?


Kalktığımda lavaboya gidip işimi hallettim, daha sonra bitmek üzere olan kitabımı okudum. Ne olurdu şu kitaptaki gibi engelsiz, özgür bir aşkımız olsaydı?


Üzerime hep siyah giydim çünkü başka kıyafetim şu anlık yoktu. Aşağıya inmek için kapıyı açtım. Karşımdaki odaya baktım. Mun hala uyuyordu. Normalde benden önce uyanırdı.


Vakit kaybetmeden aşağıya indim ve masaya oturdum. Masa da bomboştu, oda da. Neredeydi bunlar?

Yukarı çıkıp Mun hariç hepsinin odasına baktım. Chu ve motak yoktu ama wong buradaydı. Uyanıktı. Odasına girdim ve sordum. "Herkes nerde?"

Wong: sana da günaydın Hana.

"Soruma cevap ver." Dedim çünkü merak etmiştim.

Wong: siz konustugunuzdan beri gelmediler.

"Kim kimle konustugundan beri?"

Wong: Mun abi ve sen iste

"Sen bizi nasıl gördün?" Dedim. Bizi görmesi imkansızdı. Akşam motakla kötü ruh avlamaya gitmişlerdi.

Wong: benakşam saat 9'da eve geldim. Ve sen bunu farketmeyecek kadar dalgindin. Ben geldiğimde sen ve Mun vardın ve bende odama gidecektim. Merdivende kalıp sizi dinledim.

"Neden dinledin geri zekali mısın sen? Motakla Chu nerde ya?" Dedim.

Wong:Chu hiç gelmedi herhalde arkadaşlarında kaldı. Motakta beni bırakıp gitti. İşi çıktı.

"Bana bak bir daha bizi dinlersen vücudunda sağlam kemik kalmaz!"

Wong: tamam be. Aşağıda yemek var mı?

"Sana yok!"





🩶



Yemek yedikten sonra tekrar Mun'a bakmaya yukarı çıktım. Hala uyuyordu. Bu kadar uyumasi çok garipti. Yanına gitmek üzere kapıyı çaldım. Neden caliyorsam. Zaten uyuyor. İçeri girdim. Kapıya vurma sesi bile onu uyandirmadi.


"Mun." Diye fısıldadım. "Mun..." Dedim sesli bir şekilde. "Mun!"


"Mun!!" Yanına gittim. Yanağına dokundum. Teni soğuktu. Elim burnuna gitti.


Bir dakika... Nefes? Nefes almıyor...


"Mun uyan!"

"Kalk!"

"Wong buraya gel... Wong!"

"Mun kalksana..."

Wong yanıma gelmedi. Kapı açılma sesini duydum. Birini arayamiyordum çünkü bir telefonum yoktu. Chu'nun sesini duydum

"Chu!"

Yanıma geldi.

"Ne oldu burada?"

"Mun... Uyanmiyor,nefes almıyor."

"Motakta öyle. Hastaneye götürdüm." Dedi ve telefonundan arama yapmaya başladı. Nasıl yani motağa ne oldu?



🩶



Hastaneye geldik. Doktorlar mun'un zehirlendiğini söyledi. Ve Allah kahretsin ki Mun şu an ameliyata alınmıştı. Aklıma takılan bir soru vardı ve sordum. "Chu neden sadece bu yedikleri şeyi motak ve Mun yedi?"


Chu: zehir etkisini hızlı göstermemiş ve bu sırada ikisinin de içine işlemiş. Dün sabah bozuk bir et yemişler bana sormadan. Ben de bunu sonradan öğrendim. Bilseydim izin vermezdim.


"Ne yani sen mi verdin onlara eti?"


"Üzgünüm, Hana."



🩶


Ameliyathaneden çıktılar. Munu bayiltmislardi. Munu bir yere yaptırdıktan sonra aklıma bir soru takıldı ve wong yanımdayken sormak istedim.

"Wong!"

"Ne bagiriyosun ne oldu gene!"

"Ben seni o kadar çağırdım Mun'un yanindayken niye gelmedin?!"


"Bahcedeydim."



🩶



Mun gözlerini açtı ve onu eve götürdük. Çok yorgun görünüyordu. Ve yine aklımı fetheden bir soru vardı. Am bu sefer soramadım... Neden bu kadar yakışıklıydı? Şimdi odasindaydi ve yemek bile yememisti. Odama çıkmak istedim. Ben de yemek yememistim. Nedeni Mun'du. Çünkü onun için endişeleniyorum.



🩶



Odama çıkıyordum. Kapimin onunde durdum. Beni sesi durdurdu ve odasına doğru yol aldım. Bana seslemisti. Kapısını çaldım.


"Calmana gerek yok." Dediğinde girdim. Yatağının kenarına oturudum. Çünkü iyi olmasından emin olmam için nabzina bakmam gerekiyordu. Elimi yavaşça bakacağım yere götürdüm. Kalbim yerinden çıkacaktı. Bir an kalbimin sesini duymasindan korktum. Gözlerine baktıkça gözlerimi kaçırıyodum. Ve gülümsedi. Tekrar baktım gözlerine. Dudaklarım belli belirsiz kivrildi. Ve elimi çektim.


"Nabzın iyi."

"Nabzın iyi ama sen kalbinin iyi olduğundan emin misin?"

"Neden ki."

"Yerinden çıkacak gibiydi."









Yeni bölümu şimdi attığım için cook özür dilerim. Derslerden dolayı pek zamanım kalmıyordu. Bu yüzden atamadım. Zamanım oldukça atacağım. Yorum atanlara attigimda haber veririm. Oy vermeyi unutmayiiinn. 🤎🤎

Dealing With Love // THE UNCANNY COUNTER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin