"EVET EVET EVET!" dedim ve sudan çıkarak Mun'un üzerine atladım. Kısa süre sonra o da bana sarıldı. "Bu harika bir şey." Diye dudaklarımı oynatarak küçük bir öpücük kondurdum dudaklarına. Bir süre sonra onun suratının asık olduğunu gördüm.
"Bir şey mi oldu?" Diye sordum. Bana doğru döndü ve, "Takımımız ve işimiz ne olacak?" Dedi soru üstüne soru sorarken. "Aşkı ve işi birlikte halledebiliriz mun, bunu yapabiliriz." Dedim ama bundan emin değildim. Yüzümdeki kararsızlığı farketmiş gibi yüzüme bakmaya başladı. "Emin misin?" Dedi. Başımla onayladigimda tekrar sordu. "Emin oldugundan emin misin?" Dedi. "Evet mun, evet." Başıyla onayladigimda bu sefer soru soran ben oldum. "Ne zaman evleniyoruz?" Dedim neşeli bir sesle. Hala ellerim onun boynundaydi. Bu an hiç bitmesin istedim. Üstelik denizdeydik. Bir süre düşündü. Düşündü. Ve düşündü... "2 gün sonra." Dedi kararlı bir sesle. "Ne?" Diye sordum. Bu kadar hızlı olması imkansızdı. Ayrıca önce takımımızın yanına dönmemiz gerekiyordu.
"Duyduğun gibi. Bugün davetiyeleri hazırlamaya başlayacağım. Ve aynı şekilde bugün de herkese göndereceğim. Düğün yeri kararı senin." Dediğinde bu fikir bana iyi gibi geldi ve düğün yerini düşünmeye başladım. "Bence düğün tam da burası olabilir." Dedim. Gözlerini kocaman açtı. "Gerçekten mi? Kumsal mi olsun istiyorsun?" Diye sorduğunda "evet" diyerek cevap verdim. Kumsal mükemmel bir yerdi. Evlenirken denizin hırçın dalgalarının sesini duymak varken nasıl başka bir yeri düşünebilirim?
"Tamam o zaman şuradan çıkalım artık." Dediği an kollarımı boynundan çektim. Denizden çıktık ve eve doğru yürümeye başladık. Lunaparkin yanından geçerken gördüğüm mağaza beni mutlu etti. Aklımdaki şeyleri Mun'a aktardım. "Madem 2 günümüz var o zaman alış verişe başlasak mı acaba?" Diye sorduğumda tebessüm etti. "Çok iyi olur akıllı kadın," diyerek mağazaya yöneldi. Ben de peşinden gitmekle yetindim.
Mağazaya girdiğimizde karşımıza ilk olarak denize yakın olduğundan deniz şortları çıktı. Biraz ilerledik ve konfeti kutusu gördük. Mun gördüğü an alış veriş arabasına bir tane ativerdi. Daha sonra ayakkabıların yanına geldik ve çeşit çeşit topuklu ayakkabılar gördüm. Mun kendisine ayakkabı seçmeye baslamisti bile. Hemen ben de yanına gittim ve kendime topuklu ayakkabı seçmeye başladım. İlk gözüme carpan beyaz, ipli ayakkabılar oldu. Bu ayakkabıyı giydiginizde bacağınıza iplerini doluyordunuz. Çok zarif ve kibar gorunuyordu. Diğerlerine hiç bakmadan arabaya ativerdim. Mun ise çoktan Kendine seçmişti bile.
Kıyafet mağazası olmasına rağmen çeşitli takı setleri gördüm. Yanlarına gittim. Yine bir tanesi ilgimi çekti. Gümüş olan. Kolyede bir kalp detayı vardı. Tüzüğünde ise bir yıldız. Biliyorum bazılarına çok çocukça gelebilirdi ama benim çok hoşuma gidince arabaya attım. Daha sonra arkadan adım sesleri duymamla birinin arkadan sarılması bir oldu. Aynı zamanda bana bir bilezik seti gösteriyordu. Elinden alıp incelemeye başladım. Bu da gümüştü. Hoşuma gitti ve almak istedim. Ben incelerken boynumu öpmeye başladı. Gıdıklanmaya başladığımda arkamı dönerek bileziği ona geri verdim ve "at sepete," dedim.
Neredeyse bütün mağazayı gezdikten sonra mun bir takım elbise ile yanıma geldi. Takım elbisesi siyahtı ve onu çok yakışıklı göstermişti. Son anda ben kasadayken bunu bulmuş ve arabaya atmıştı. "Çok güzelmiş," dedim neseli bir sesle. Kasadaki adam her şeyi kasadan gecirdikten sonra 379 won dedi ve Mun kredi kartını çıkardı. Her şeyi odedikten sonra dükkandan çıktık. Şimdi eve gidip davetiyeleri hazırlamak kalmıştı. Aklıma gelenlerle durdum. "Mun! Düğün pastası!" Diye bagirdiktan sonra "doğru ya," dedi Mun. Tekrar yürüyüp bunu nasıl halledecegimizi düşünmeye başladık. Daha sonra tekrar konuştu. "Tanrıya şükür! Hadi gel cabuk," dedi. Önüne baktigimda mun koşmaya başladı ve girdiği yer bir pastaneydi. Ben de peşinden koştum ve içeri girdim.
"Dediğim gibi 2 gün sonraya bize bir düğün pastası gerekli bunu yetistirebileceginizden emin misiniz?" Demişti mun hastanede oturan kadına. "Evet hatta yarına bile hazır olur." Dedi kadın. Rahatladım. Ve Mun pastaneciye teşekkür ederek yanına geldi. Eve gitmeye başladık.
"Çok şükür bu da halloldu." Dedim.
Eve geldik ve ışıkları açtık. Akşam olmuştu. Çok uykum vardı. Aslında banyo yapmam gerekiyordu ama dayanamıyordum. Yatak odasına girdim ve unuttuğum şeyi farkettim. 1 yatak vardı.
Mun banyoya girmişti ve ben de yatağa girecektim. Çünkü Mun'a su an nerede yatacagini soramazdim. Yatağa uzanıp kitabımı açtım. Yatak çok rahattı. Mun istesede kalmazdım artık. Kitabımı okumaya başladım.
Bir süre kitabımı okuduktan sonra susadım ve su içmeye kalkmak istedim. Kitabı kapattım ve tam kalkacagim sırada adım sesleri duydum. İçeri mun girdi. Belinde havlu, üzerinde ise hiçbir şey yoktu. Tekrar doğrulup kitabımı açıp okumaya çalıştım. Bu halimi görüp kıkırdadı. "Utanmana gerek yok Hana. Sen benim kadınımsın ve buna alışman gerekecek. " Dediğinde gözlerimi kocaman açtım. "Neden?" Diye sorduğumda gözlerini devirerek tebessüm etmeye başladı. "Evleneceğiz çünkü." Dediğinde aydinlandim. Kikirdadim ve ayağa kalkarak mutfağa girdim. Su içtim ve odaya geri döndüm. Yatakta onu görünce adımlarım yavaşladı. Saçı hala ıslaktı. Ve yatağa girmişti.
Önce o yatağa ben girdiğim için her şeyim oradaydı. Ve çekinerek yatağa yürümeye başladım. Tekrar uzandım ve ona bakmaya başladım. O da bana bakıyordu. Ve gözlerimi ilk çeken ben oldum. "Gözlerini kaçırma küçük kadın." Dediğini duydum ve tekrar ona baktım. Saçları ıslakken çok yakışıklı görünüyordu. Yaptığımı yatırdım ve düz bir şekilde yatmaya başladım. Ona doğru dönüktüm. Gözlerini hiç kaçırmadan bana bakıyordu. Ve duyduklarım yüzünden kıpkırmızı oldum. "Evlenince çocuklarımız da olur değil mi?"
Uzun bir aradan sonra merhabaa. Biliyorsunuz ki bu kurgunun final bölümüne 1 bölüm kaldı ve ben diğer kurgumu ayarladım. Yeni kurgum çok içime sindi. Yeni kurgumda Hana bir kötü ruh ve Mun ise bir avcı. Hikaye ise mun tarafından anlatılacak. Bir düşmandan aşka kurgusu olacak. Uzun bir kurgu olacak. Hikayede tanımadığımız bir kadın Mun'un en yakın arkadaşı rolünde var olacak. Bu hikaye bittiğinde onu da yayınlayacağım. Umarım o da bunun kadar okunur. Okuduğunuz için teşekkürler. ⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dealing With Love // THE UNCANNY COUNTER
RomanceHelloooo bu benin ilk ficimm. Bu fici bir pova yazıyorum. bu hikayede do hana ve so mun aşkına yer verecegim. Hafta sonu daha çok bölüm atacağım. Toplam 10 bölüm olacak.