Selam!Keyifli okumalar dilerim...
&&&&
Yerdeki son sağlam şişeyi almak için eğilirken başımın döndüğünü hissettim. Üzerime aniden bir halsizlik çökmüştü. Bu pek iyi değildi çünkü ev tam anlamıyla temizlenmiş sayılmazdı. Sadece biraz daha ayakta kalmam gerekiyordu, biraz daha...
Elimde tuttuğum ağzına kadar dolu poşeti bağlayıp bir kenara bıraktım. Salon çöplerden arınmıştı. Tek sorun yerdeki cam kırıklarıydı.
Yanan boğazımı rahatlatmak için plastik şişenin içinde kalan birkaç yudum suyu tek dikişte bitirdim. Aksine daha fazla yanmaya başlayınca iç geçirdim ve adımlarımı eski sehpanın yan tarafındaki boşluğa çevirdim. Fazla büyük olmayan alan irili ufaklı cam parçalarıyla kaplanmıştı.
Koltuğun üzerinde kalan son çöp poşetini aldım ve elime geçen tüm cam kırıklarını içerisine hızlıca doldurdum. Arada elimde küçük sızılar hissediyordum ancak bunlara ayıracak vaktim yoktu. Bir yere yığılıp kalmadan önce son işimi de tamamlamalı ve odama kapanmalıydım.
Sahilde geçirdiğimiz birkaç saatin ardından evlere dağılmıştık. Kendimi ne iyi ne de kötü hissediyordum ancak kül olmuş umutlarımın yeniden canlanmaya ne kadar istekli olduklarını biliyordum. Bir ormanı anımsatan gözlerinde umudu görmüştüm ve ona inanmayı seçmiştim. Beni sıkıca saran güçlü kollarında güveni hissetmiştim ve ona güvenmiştim.
Bunca zaman kendim için yaptığım en büyük şey buydu. Sonunun kötü bitmesi isteyeceğim son şey bile değildi.
Yerde cam kırığı kalmadığını gördüm. Elimdeki poşetin ağzını bağlarken yavaşça ayağa kalktım ve poşetleri dış kapının ağzına doğru bıraktım. Daha iyi olduğum bir zamanda çöpe atardım. Salona geri döndüm. Yoğun içki kokusu artık bulanan midemi zorlarken tüm camları açtım.
Yağmur durmuştu ve yerler ıslaktı. Güneş batmaya başlıyordu ve gökyüzü güzel bir renge boyanmıştı. Bu manzaraya bakarken aklıma Altuğ düştü. Şuan büyük ihtimalle kütüphanede çalışıyordu. Acaba çok yoruluyor muydu? Neden çalışıyordu? Ailesi ona destek olmuyor muydu? Annemi hatırladım. Ne zaman yeşerdiğini bilmediğim ufak tebessümüm soldu. Camdan uzaklaştım ve hafif sarsak adımlarla odama vardım.
Kendimi yatağa atmamla titremem bir oldu. Çok soğuktu. Hemen yorganın altına girdim ve ısınmaya çalıştım. Bir süre yattığım yerden tavana baktım, aklımdan hiçbir düşünce geçmiyordu. Bir süre sonra yatağın yattığım kısımları ısındı ancak içimdeki boşluk geçmedi. Bana neler oluyordu? Bunca zaman düşüncelerimin durulması için yoğun bir istek duyuyordum. Şimdi ise...
Bunaldığımı hissettim. Başımı yana çevirip dışarı baktım ve havanın karardığını gördüm. Ne kadar süre geçmişti? Annem birazdan gelirdi. Kapımı kilitlemeliydim. Yorganı hafifçe açtığım gibi yeniden üzerime örttüm. Ev neden bu kadar soğuktu? Elimle telefonumu yokladım ve yorganın içinden hava durumuna baktım. Hava soğuk değildi. Kaşlarım çatıldı.
Bu sefer kendimi zorladım ve yorganı üstümden atıp ayağa kalktım. Oda buz gibiydi. Ya da ben fazla sıcaktım. Hızla kalktığım için saniyelik gözlerim karardı ve ben olduğum yerde durmak zorunda kaldım. Ardından hızla kapamayı unuttuğum kapıyı kapatıp kilitledim. Vücudum hafiften titremeye başlamıştı. Sanırım ateşim vardı. Uzun zamandır ateşim yükselmiyordu. Yani, sanırım. Hızla yatağıma döndüm ve yorganı yüzüme kadar çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Kimsem
Teen Fiction"Biraz kendinden bahsetsene." Sesiyle ona baktım. Beni tanıyormuşçasına parlayan gözlerine baktım. Anlamadığımı sanıyordu. "Beni zaten tanıyorsun anladığım kadarıyla?" Şaşırdı, ancak bu kısa sürdü. Etrafa kısa bir bakış attıktan sonra gözlerimizi b...