Tanışma

31 2 4
                                    

Arwen her zamanki gibi saat 07.00 da uyanıp ise gitmek için hazırlanıyordu. İlk iş olarak yüzünü yıkadı ve güzel ılık bir duş aldı, dişlerini fırçaladı. Kıyafetlerini giyinmeye geçti havlusunu üstünden çıkarınca yine geçmişine gitti. Kulağında çığlık sesleri duydu,odasından çıkıp içeri gitti küçük Arwen o sırada babasının elinde silah annesini yerde kanlar içinde hatırladı bir an. Sonra düşündü insan uyanıkken bile kabus görürmüydü. Bu düşünceleri aklından sildi.Kafasını kaldırıp aynaya baktı sadece geçmişi hatırlamıştı korkacak birşey yoktu. Gözüne yara izleri çarptı kollarında ,karnında, bileklerinde bunlar babası annesini öldürdükten sonra annesini özlediğindeki onun yanına gitme çabalarıydı. Kafasını toparlamayı denedi ve kıyafetlerini giyinmeye devam etti, en son o çok sevdiği cüppelesini giyinince annesinin istediği Arwen oldu. Volvo'suna binip iş yerine gitti. "Geç kaldın" dedi bir ses arkasını döndü Arwen "Ah evet İstanbul trafiği ne yaparsın,çözüm yok ki" dedi Arwen ortağı Berk'e. Berk uzun, esmer, yakışıı bir bey efendiydi bunlardan çok ta onunkilere benzeyen mavi gözleri çok hoşuna gidiyordu Arwen'in. Maalesef Arwen her erkeğin babası gibi adi bir adam olacağını düşünüyor asla bir erkeğe güvenemiyordu. Yüksek ihtimalle Arwen'in beline kadar olan simsiyah saçları ve masmavi gözleri Berk'in çok hoşuna gidiyordu ama bu Arwen'in umrunda değildi. Berk'le genel işlerini yapıp, dosyaları falan kontrol ettiler. Bunlar zaten eski vakaların dosyasıydı bir yerde bir eksik varmı ona bakıp gideceklerdi. En az işlerinin olduğu gündü pazartesi günleri. O yüzden erken çıktı ve evine geçti. Bu gün hiç yemek yapmak istemiyordu. Pek hamarat değildi zaten. Pizza söylemeye karar verdi. Yemeğini yedi ve yatağına geçti. Kabuslar, çığlıklar yine onu bırakmıyordu. Ve yine çığlık atarak kanter içinde uyandı. Hep aynı şeyler, aynı kabuslar alışıktı artık takmadı ve birdaha kabus görmemek umuduyla tekrar uykuya daldı.

VUKAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin