VUKAAT

Kayıp

Mavi ve Arwen ağlarken, Mavi uyuya kalmıştı. Arwen'de kıpırdamadan maviyi izlemeye başladı. Mavi onun kızıydı, o doğurmamıştı ama annesiydi işte. Ve şu anda ameliyatta olan Berk ise babası, Berk hakkında kimse birşey dememişti. Arwen bunları düşünürken doktor geldi. Arwen Mavi'yi unutarak ayağa kalktı.  Doktor " geçmiş olsun hanımefendi. Kanamayı durdurduk fakat çok kan kaybetti. 0 RH+ kan grubuna ihtiyacımız var. Birinden bulabilirseniz çok iyi olur. Geçmiş olsun. " Deyip oradan uzaklaştı. " Kan lazım. benimki olmaz. Off ne yapacam. Kardeşi,abisi falan varmıdır acaba. Yoktur ya tek yaşıyordu. Yani öyle biliyorum. Nerden bulacam ben bu kanı. " Olduğu yerde çember çizerek bunları sayıklıyordu Arwen. Arkasını dönünce birine çarptı. Kafasını kaldırıp baktı. Uzun boylu sarışın, yeşil gözlü bir erkekti. " Pardon hanımefendi. Ben deminki konuşmalarınıza kulak misafiri oldum da.  Kan grubum uyuşuyor.Eğer izniniz olursa- " Arwen sözünü kesti " olur, olur, çok güzel olurr. Bu arada ben Arwen." deyip elini uzattı. Adam elini sıkıp " Yusuf. Yani benim adım Yusuf." deyip ileri doğru adım attı. Arwen Mavi'yi kucağına alıp Yusuf'u takip etti. Yarım saat sonra işleri bitti ve ameliyathane kapısına geldiler. Yusuf'ta onlarla Berk'in çıkmasını bekliyordu. Sonra yine doktor çıktı. Yusuf ve Arwen ayağa kalktı ve doktorun yanına gitti. " Hastanın durumu iyi. Beklediğimizden daha güçlü çıktı başka biri olsa dayanamayabilirdi. Birazdan odaya alacaz çok uzun olmamak şartıyla konuşabilirsiniz. Geçmiş olsun." Deyip oradan uzaklaştı. Arwen artık bir oh çekebilirdi. Mavi'yi de alıp Berk'in odasına doğru yola koyuldular. Berk'in başında serum takan bir hemşire vardı. Hemşire işini bitirip odadan çıktı. Arwen Berk'e doğru yürüdü, yatağının başına oturdu ve elini tuttu"iyimisin ,bir yerin acıyor mu" diye sordu. Gözleri dolmuştu. " Pardon hanımefendi, siz kimsiniz?" dedi Berk.
Arwen'in dolu gözleri akmaya başladı.