Arwen, Berk'e sarılmış ağlarken uyuya kalmıştı. Berk onu yatağına yatırdı ve başında beklemeye karar verdi. Daha önce Arwen'e bu kadar yakından bakmamıştı, daha önce bu kadar güzel olduğunu fark etmemişti. Şunu anladı ki, yakından Arwen çok daha güzeldi. Biraz Arwen'i izledi ve sonra yanındaki Mavi'ye baktı o da uyuyordu. Sonra düşündü 'birdaha kabus görürmüydü?' bundan sonra her kabusunda onun yanında olacak, onu Berk sakinleştirecekti. Artık davranışlarında biraz daha dikkatli olmalıydı, aynı geçmişi olan iki kız ile birlikte yaşayacaktı. Nasıl davranması gerekiyordu?. Bu sorunun cevabını Arwen'i izlerken düşündü ama cevabını bilmiyordu. Bildiği tek şey vardı ki, kendisi yaşadığı sürece kimse kızlara dokunamayacak, onları üzemeyecekti. Kendine bu sözü verdikten sonra mutfağa girdi. Arwen'in evine daha önce gelmişti, Arwen ona geçmişini anlattıktan sonraki sinir krizinde onu evine getirmişti. Kahve yapmak istedi, makineye gerekli malzemeleri koyup çalıştırmak üzereydi ki bir ses duydu ve durdu." Bir bardak daha koyar mısın?" dedi Arwen'in sesi " neden olmasın " diye yanıt verdi Berk. Ve bir ölçü daha koydu. Kahveler olunca elinde iki tane kupa ile Arwen'in yanına oturdu. Ve kahveleri sehpaya koydu " eline sağlık" "afiyet olsun. Daha iyimisin ?" " Evet,sayende." Berk'in yüzünde bir tebessüm oluştu ama çok uzun sürmeden gitti. " Sen bana sadece babanın anneni öldürdüğünü söyledin ama babana ne olduğunu anlatmadın ya da ondan sonra ne yaptığını" Arwen derin nefes almaya başlamıştı " istemezsen anlatmak zorunda değilsin" dedi Berk cana yakın bir edayla. "Hayır, istiyorum daha fazla içimde tutamam. Ben 9 yaşındaydım yani şimdi Mavi kadar küçüktüm. Babam hep sınırlı bir insandı, sarhoş olup eve gelir annemi dövüp sızardı bir köşeye. Bende odamda dua ederdim' Allah'ım lütfen anneme bişey olasın' derdim hep," O mavi gözlerden bir yaş aktı. " ama bir gün sesler çığlıklar arttı odamdan çıkıp oraya doğru yürüdüm salon kapısında iken babamın elindeki silahın sesiyle annemin sesinin kesildiğini gördüm. Dağ gibi annem yıkılmış yerde cansız bedeni yatıyor, her yeri kan olmuştu. Yine bayıldı sandım, bazı yediği dayaklarda bayılır kalamazdı yerinden ama uyandırdı sonunda. O gün uyanmadı, bir sonraki günde ve bir sonraki günde. Asla uyanmadı. Birdaha kalkar ' ben iyim sen merak etme meleğim' der konuşur sandım ama ölüler konuşazmadı bunu o gün öğrendim. " Arwen'in elleri titriyordu Berk ellerini tutup " sakin ol, geçti. Sana anneni getiremem ama seni annen kadar çok sevebilirim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUKAAT
AdventureAnnesi babası tarafından öldürülmüş, hapishaneye girmiş bir avukatın hikayesi .Arwen üniversiteyi yeni bitirmiş geçmişi ile sorunları olan bir kadının başından geçen olaylar kat ve kat artıyor. aşk, işi ve geçmişi hepsini ayrı kefenlere koyup hayatı...