Korkudan ve şaşkınlıktan ağzımı bıçak açmıyordu. Hızlıca yerde yatan ikiliye doğru koştum. İkisinin de bilinci kapalıydı ve bunu görünce resmen içim acıdı.
" Chifuyu! Takemichi! " diye haykırdım ama nafileydi. İkisinden de bir ses yoktu. Takemichi'yi sarsmaya başladım. Yavaş yavaş kendine geliyordu.
" Himi-chan..." dedi zayıf sesiyle. Gözlerimde yaşlar birikmişti.
" İyi misin? " diye sordum. Takemichi bu hâldeyken bunu sormam cidden saçmalıktı. Takemichi cevap vermedi ve elimi tuttu. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.
" Yaklaş lütfen..." dedi. Kulağımı ona doğru yaklaştırdım. Sessizce fısıldamaya başladı.
" Geçmişe gitme gücümü sana devredeceğim. Nasıl olduğundan emin değilim ama bu bizim son şansımız. Çok fazla kan kaybettim. " dedi. Onu dinlerken hıçkırarak ağlıyordum. Takemichi gülümsedi.
" Hepimizi kurtar Himi-chan. " dedi ve elimi sıkmaya başladı. Son kalan gücü bile elimi acıtamıyordu. Bunu fark edince ağlamam şiddetlendi.
" Takemichi..." dedim. Bir süre Takemichi'den ses çıkmadı. Gözleri açık kalmıştı.
" TAKEMİCHİ! YAPMA BUNU BANA LÜTFEN! " dedim ve onu ileri geri sallamaya başladım ama nafileydi. Hızlıca nabzına kontrol ettim. Hiçbir yaşam belirtisi yoktu. Takemichi'nin gözlerini kapattım. Ölürken bile çok huzurlu gözüküyordu. Takemichi ölmüştü ve ben onun son isteğini yerine getirmeliydim. Onu kurtarmam gerekiyordu. Sadece onu değil... Kendimi de. Takemichi bizi kurtarmak uğruna kendini feda etti. Sana çok minnettarım Takemichi. Bizim ağlak kahramanımız... O sıra da Chifuyu'nun hareketlendiğini gördüm ve hemen onun yanına gittim. Chifuyu gözlerini aralıyordu.
" Galiba cennetteyim şu an..." dedi Chifuyu gülerek. Sıkıca onun elini tuttum.
" Nasılsın? " diye sordum ağlayarak. Chifuyu zor da olsa elini kaldırdı ve gözyaşlarımı sildi. Mikey'in gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.
" Ağlama lütfen..." dedi Chifuyu. Ama bu bir işe yaramadı. Tam tersi ağlamam daha da şiddetlenmişti. Chifuyu bir şey söylemeye kalmadan silah ile kafasından vuruldu. Mikey ne zaman yanımıza kadar gelmişti?
" ŞEREFSİZ HERİF! " dedikten sonra Mikey'in üzerine atladım. Delice ona sertçe vuruyordum.
" GEBERTECEĞİM SENİ ADİ P1Ç! " son gücümle vurmaya devam ediyordum. Mikey biraz durduktan sonra bileğimi sertçe tuttu ve kemik kırılma sesi geldi. Galiba bileğim kırılmıştı. Acı ile yere düştüm ve çığlık atmaya başladım. Gözyaşlarım arasından Mikey'in yüzüne bakamıyordum ama bana acıyarak baktığına emindim.
Yerde duran silahı farkettim ve sürünerek ona doğru ilerlemeye çalıştım. Mikey bu acınası girişimimi sadece izliyordu. Sürünerek sonunda silahın olduğu yere varmıştım. Elimi silaha uzattım ki Mikey , ayağı ile elimi ezdi. Tekrar acı verici bir çığlık attım. Mikey eğilerek Chifuyu'yu öldürdüğü silahı aldı ve üzerime eğildi. İki bileğim de kullanılamaz hâlde olduğu için bir şey yapamıyordum. Sadece bacaklarım ile onu itiyordum ama bunun daha kötü olduğu ortaya çıktı. Mikey bacaklarımı tuttu ve omzuna aldı.
" Biliyor musun bebeğim? O silahı almaya çalışırken çok tatlıydın..." dedi. Ardından saçlarımı okşamaya başladı.
" DOKUNMA BANA! " diye bağırdım. Mikey silahı boğazıma götürdü ve bastırmaya başladı. Soğuk metalin verdiği korku ile sessiz kaldım.
Mikey silahı boynumdan , bacaklarıma doğru indirmeye başladı. Bacak arama götürünce irkildim ve tekrar tepinmeye başladım ama bir işe yaramıyordu. Mikey kıkırdadıktan sonra pantolonumun fermuarını açtı ve kilodumun üzerinden silahı vajinama bastırdı. İçinde mermi olduğundan adım kadar emindim.
Gözlerim ağlamaktan kızarmıştı ve şişmişti. Göz pınarlarımda göz yaşı kalmadığına da adım kadar emindim çünkü artık gözlerimden yaş akmıyordu.
" Hmm bebeğim , Chifuyu'nun kafasını patlattığım silah ile sürtük amcığını becermek çok zevkli olacak. "
------------
BİR SONRA Kİ BÖLÜM SMUT BİLGİNİZE 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑶𝒃𝒔𝒆𝒔𝒔𝒊𝒐𝒏 𝑰𝑰 | 𝑴𝒊𝒌𝒆𝒚 x 𝑶𝒄
FanfictionHanagaki Takemichi tekrardan geçmişe dönmüştür. Bu sefer ki görevi , çok sevdiği arkadaşı Sano Manjiro ve Manjiro'nun takıntılı olduğu sevgilisi Yoshida Himiko'yu kurtarmaktır. Peki bunu başarmak için neleri feda etmeyi göze alabilecek? 𝑶𝒃𝒔𝒆𝒔𝒔...