NE İSTİYORSUN

69 30 6
                                    

     Ne istiyorsun?! NE İSTİYORSUN LERRY!! Söylesene neden susuyorsun?. Bağırmaya devam ettim ama her seferinde uzun bir sessizlik vardı.Sanki ben bir mezarlıktaydım ve  orada yatan bir ölüydüm. Oda neredeyse karanlıktı o kadar az ışık vardı ki sadece aynada duran yansımamı görebiliyordım.

   Aslında odada yalnız değildim. BEN ve sesi çıkmayan o AYNA vardı. Ama doğru ya bir ayna nasıl  konuşabilirdi.Bu hayatta sadece pamuk Prensesin üvey annesinin aynası konuşuşabilirdi. Ama o da sadece masalda olabilirdi. AMA BİZ GERÇEKLERE MAHKUMDUK!!.

  Oda her dakika daha çok kararıyordu. Aslında gerçekten korkutucuydu.Ama korkmuyordum. Elbette küçük Lerry burda olsa çok korkardı ve korkuyorduda. Ama ben alışmıştım yada alıştırılmıştım. Bir KUKLA gibi...

     Saatler geçti.Ne kadar saat geçti hiçbir
fikrim yoktu ama saatlerin geçtiğin hissedebiliyordum.

  Uyumak istiyordum ama geri uyanmak istemiyordum. Bunu yapabilirdim ama tek bir engel vardı. Bir insan vardı.

Kapının kilidinin açıldığını duydum kalkmak istemedim, bakmak istemedim, çıkmak istemedim. Orada öylece ölmek istedim...
Gelen Paul amcaydı.Paul amca engeldi.Sadece bana değil herkese engeldi.

-Lerry çok üzgünüm daha önce gelmem gerekiyordu ama yine gelemedim affet beni yavrum. Sesi sanki ağlıcak gibiydi ama alışıktım her seferinde böyle oluyordu ne de olsa.
-Sorun yok Paul amca senin yapacak hiç bir şeyin yok yine ben kaşındım ve cezamı çektim.
-Deme öyle Lerry akıllı durman gerektiğini biliyorsun kocaman oğlan oldun artık. Gel yemek ye sonrada bi duş al.

Onayla başımı salladım beraber odaya giderken Paul amcayı güvenlikten bir kaç kişi çağırdı gitmek zorundaydı. Bu sirkte herkes birşeyi yapmak zorundaydı. Yapmazsa zaten cezası belliydi. Odanın kapısına geldiğim an arkamda bir süliet belirdi. O boğuk sesiyle konuşmaya başladı.
-Lerry dursana yoksa bunada mı isyan edeceksin.
-Gerek yok Patron. O kadar sakin söylemiştim ki ses tonum onu rahatsız etmişti.
-Paul olmasa seni o karanlık zindanda ölüme terk ederdim evlat. Lerry karşında kimin olduğunu unutma.
-Sizi bu kadar rahatsız mı etti söylediklerim. Oysa sizi sinirlendirmek değildi amacım sizi incitmedim umarım.
-Küstah!! KES SESİNİ.
Sinirlendirmiştim onu bundan zevk alıyordum. Ama devam etmedim ve odama gittim.

  Odada masanın üstünde hazır olan yemekleri görünce Paul amcaya içimden teşekkür ettim. Daha sonra yemekleri yemeye başladım. Muhtemelen ben oradayken zaten yemekler soğumuştu ama Paul amca ısıtmayı denemiş ve başarısız olmuşa benziyordu. Ama benim için onun elinin değdiği herşey mükemmeldi. Yemeği bitirip hemen banyoya girip duş aldım. Daha sonra her gece olduğu gibi derin düşüncelere daldım. Her gece bu düşüncelerle boğuşuyordum. Annem ve babamla ilgili olanlara tanıdığım herkesin bir ailesi vardı benim ise Paul amcadan başka kimsem yoktu. Paul amcayı kendimi bildim bileli tanırım. Tek arkadaşım, tek sevdiğim, tek yoldaşım ve hayatta tanıdığım tek akrabam oydu. Anlattığına göre babam askermiş ve malesef onu savaşta kaybetmişiz annem beni doğurana kadar kimse ona bunu söylememiş öğrendiğinde ise dayanamayıp vefat etmiş. Paul amcada o aralar büyük bir yas içerisindeymiş daha yeni eşini ve doğmamış çocuğunu kaybetmiş ve ben ona doğmamış çocuğu gibi olmuşum. Paul amcanın dediği gibi o bok gibi haldeyken ben ona ışık olmuşum. O günden sonra eskisi gibi olmaya çalışmış ama nafile asla olamadı. Her zaman gözünden akacak bir damla bir gözyaşı var gibi durur gülümser ama biliyorum ki aslında içinde fırtınalar kopuyor. Bu fırtınalar yüzünden aslında sirkteyiz. Çünkü gidecek ne başka yerimiz ne de bir akrabamız var. Biz aslında iki yaralı kuşuz.

  Düşünceleri kafamdan atıp uykuya daldım. Kesintisiz bi uyku uyuduğum asla söylenemez her gece kabuslar görürüm bunlar bazen bir ormanda kayboluşum yada kendi içimde kayboluşum olur. Nedenini bilmiyorum ama bu kabuslar psikolojimi bozuyor bunu hissedebiliyorum.

BİR PALYAÇO NE İSTER?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin