Sessiz Çığlık

47 23 3
                                    


   Patron gideli en az beş saat olmuştu. Arada gözlerim kapanıyordu. Işık açılıyordu ama hemen geri kapanıyordu. Odanın ışık sorunu vardı. Odada benim gibi sorunluydu.

  Yine de bekliyordum. Fakat  Paul amca bu sefer gelmiyordu. Kırıldığını anlıyordum. Fakat onun benim yanıma gelmemesi kırılmaktan daha çok canımı acıtıyordu. Bu konuda haklıydı. Bende yerinde olsam kırılırdım. Umudumu yitirmek üzereydim. Umudum var mıydı, pek emin değildim gerçi .İçimde  sanki bir şeyler vardı ve dışarı çıkmak için yalvarıyorlardı bana. Buna gücüm yoktu. İçimdeki çığlıkları susturamıyordum. Dışarı çıkmak isteyen ağlayan bir çocuk gibi bağırıyorlardı.

     Odanın sessizliğiyle bütünleşmişken kapının açıldığını fark ettim. Paul amcanın geldiğinden o kadar emindim ki kalbim atmaya başlamıştı. Fakat kapının arkasındaki silueti görene dek. YANILMIŞTIM. Yanılmak ilk kez bu kadar acı vericiydi. Kapıdaki Amber 'ı gördüğümde sevindim mi üzüldüm mü fark edememiştim. Beynim kurtulduğu için sevinirken, kalbim Paul amca olmadığı için ağlıyordu sanki. Kız yanıma koştu. Gözünden yaşlar süzülüyordu. Üzülmüştü yada acımıştı bana bilmiyordum. Ama bende olsam acırdım kendime. Kim olsa acırdı bu halime. 

   Kapının eşiğini geçemedi. Korktuğunu fark ediyordum. Ağzını açıp konuşmak istiyordu ama bir türlü kelimeleri toparlayamıyordu. Yüzünden anlaşılıyordu.  Sanki bir işaret bekliyordu. O ilk adımı atmayınca tek seçenek bendim sadece başımı onayla sallayabildim. Beni anladığını biliyordum ama hiçbir şey yapamadım. Bana doğru geldiğini fark ettiğim an içimde bir umut alevlendi. O an içimde öyle bir his oluşmuştu ki, kalbim yine eski hızına kavuşmuştu. Konuşmak istiyordu ama sesi çıkmıyor sadece gözlerinden yaşlar akıyordu. Konuşmak için cesaretini topladığı an gözlerime bakıp sadece sarıldı.

- Lerry ne oldu sana böyle. Bunu sana kim yaptı. Titriyordu ama yinede beni uyanık tutmaya çalışıyordu. 

- Pa -Paul amca ? gücüm yetmiyordu. O an kendimi o kadar güçsüz hissettim ki kendimden iğrenmiştim

- İyi o ama sen değilsin LERRY . Göz yaşları sel olmuştu. Canın yanıyor mu? 

  Yanıyordu hem de öyle bir yanıyordu ki anlatamam. Ama sustum. Sadece sustum. Gücüm yoktu bu yüzden hiçbir şey diyemiyordum. Anlıyordu keşke anlamasaydı. AMA ANLIYORDU. Gücümü toplayamadım. Vücudum artık uyumamı istercesine beni uyutuyordu. O an sadece gözlerimi kapatmak istedim. Gözlerim kapanmadan önceki o tiz çığlığı duydum. Korkunç bir rüyaydı sanki bunların hepsi ama kabuslar insanların canını almazdı değil mi? Ama benim kabusum her gece benim canımı alıyordu.

  Gözüm aralanır gibi oldu. Sadece canımın acıdığını hissediyordum. Ölmemiştim ama keşke ölseydim der gibi bir his vardı içimde. Ölmek istiyor muydum? Tartışılırdı konu ölmem değildi. Konu yaşadığım kabusun verdiği acıydı. Gözlerimin tamamen açıldığı zaman odamda olduğumu fark etmem uzun sürmedi. Amber'ı da öyle uyuyordu. Uyandırmak istemedim. Ayağa kalmak istercesine doğruldum o an sırtıma giren bir ağrı hissetim. Çığlık atmamam imkansızdı. Öyle bir acıydı ki sanki sırtıma biri hançer sokuyordu. O çığlıktan sonra Amber'in çığlığı beni kendime getirdi. O çığlık duymak canımı yakıyordu. İnsanlara çığlık attırmak canımı yakıyordu. Amber sevinçle yanıma geldi.

- Sonunda uyandın Lerry. Gülümsedi ve sadece sarıldı.

-Kaç saattir baygınım Amber? Sorum saçmaydı. Biliyordum.

-Ne saati Lerry? Haftalardır baygınsın. 

O an başımdan kaynar sular dökülmüştü. Haftalardır baygındım. O kadar güçsüz müydüm. Kendime gelmem kaç hafta sürmüştü.  Bu bana acı veriyordu ama doğruydu. Aalında doğru olması o kadar canımı yakıyordu ki anlatamam. Ağlamak istedim ama ağlayacak gücüm bile yoktu. İnsanın güçten kastı kas mıydı yada birine attığı dayak mıydı. Her ikiside benim için güç değildi. Güç insanın kendisidir insanın hayatına kattığıdır. Güç insan için bir nimet değil cezadır. Gücün varsa her zaman kazanırsın. Fakat güç sende değilse işte o zaman dünyada cehennemi yaşarsın.

   Bir kadın girdi odaya. Giyiminden doktor olduğu belliydi. Amber kadının yanına gidip bir çocuk gibi sevinçle uyandığımı anlatıyordu. Kadın baktı bana. Bu sefer acır gibi bir bakışla karşılaşmamıştım. Kadının yüzündeki gülümseme beni umutlandırmıştı. Söze girene dek.

-Lerry değil mi adın? 

-Evet. Lerry Wattson. Sesim o kadar ince çıktı ki utandım.

-Lerry kritik bir şeyin yok ama bir kaç gün daha dinlenmen gerek.

-Dinlenmek mi? Bu mümkün değil. Patron izin vermez .O an Amber söze atladı.

-Lerry izin verdi. Korkma sen. Korkmuyordum şaşırmıştım neden izin vermişti?

  Doktor kontrollerimi yaptı ve masaya bir kağıt bıraktı. Borç kağıdı başka ne olacaktı. Doktorlar bile kurtardıkları her bir can için para alıyordu. Bu dünyada kimse çıkarı olmadığı işi yapmazdı.

-Amber ben yokken kim palyaço oldu? O an tek bunu düşünmüştüm çünkü bu Paul amcaya sorun olacaktı bundan emindim.

-Bir kız seninle yaşıt iyi bir palyaço gibi senin gibi değil ama pek. Benden kastı neydi?

-Senin gibi değil gibi derken? Daha mı iyi yoksa daha mı kötü? Bunu neden sordum hiç bir fikrim yoktu. Eğer benden iyiyse beni burada tutacak neden olmazdı. Ama kötüyse yine burada hapis kalacaktım.

-Daha kötü Lerry. Gülümsedim ama mutlu değildim. Benden iyi olsaydı keşke diye dua etmiştim içimden ama nafile.

-Paul Amca nerde Amber? Korkuyordum beni hayatından istemeyeceğinden. Kırgındık birbirimize ama her kırık kalbin bir katili vardır değil mi? Bizim kalbimizin katili bendim. 

BİR PALYAÇO NE İSTER?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin