Naber canişkolar Nasılsınızzz bakimmm???
İyi okumalarrr 💙Saat akşam sekize geliyordu ve hava çoktan kararmıştı. Arabanın çalışmasıyla yola çıktığımızı anlayıp başımı geriye doğru yasladım. Yolculuk boyunca uyumak bana bir nebze iyi gelebilirdi.
______________
"Jisung, Jisung."
"Hı?"
"Uyan geldik, ben bavulları birazdan içeriye taşıyacağım." diyerek arabadan indi ve kapımı açtı.
"N-ne kadar sürdü yolculuk?" diye sordum elimi saçlarımın arasına geçirirken.
"Uzun sürdü, boşver onu. Seul'a geldik." dedi.
Busan' dan beni Seul'a göndermişlerdi. Telefonumu kot pantolonumun arka cebinden çıkarıp saate baktım. Gece yarısı olmuştu. Arabadan indiğim sırada,
"İyi uyudun herhalde? Sana bundan sonra yaşayacağın evi göstereyim." diyerek yürümeye başladı.Ben yanından yürüyordum, bir yandan da villalara bakıyordum.
Evin önüne gelince durmuştuk. Anahtarla kapıyı açtı.
"İşte evin, bu da anahtarı. Ben şimdi bavullarını getirip odana çıkaracağım." diyerek elindeki anahtarı bana uzattı Chris, aldım. Yavaş adımlarla içeri girdim ve anahtarı bir köşeye bıraktım.
Gerçekten de tek düşündüğü kendisiydi. İtibarı için yapmıştı. Yoksa bırak ne beni gördüğü vardı ne de oğlu olarak bildiği. Birkaç dakika sonra açık kalan kapıdan bavullarımı getirmişti Chris ardından merdivenlerden yukarı çıkarmıştı.
Kocaman salondaki koltuklardan birine oturdum. Chris aşağı inip
"Jisung, oku-"
"Geç, otur. Öyle anlatırsın, kaç saat sende araba sürdün." dedim küçük bir gülümseme sunarak. Başını onaylar şekilde sallayarak yan çaprazımda ki koltuğa geçip oturdu.
"Baban okulunla ilgili her şeyi halletti. Seul Özel Lisesi öğrencisisin artık. Sınıfın ise 11/H. Ben ise yanında olduğum sürece hem koruman hem şoförünüm."
"Hem de abim." dedim gülümseyerek, o da tebessüm etmişti.
Uzun bir zaman sonra yüzümü kaplayan gülümseme tekrar ortaya çıkmıştı. Tam adı Christopher Bang' dı ben kısaca Chris diyordum yada Chan. 23 yaşındaydı ve iki yıldır babamla çalışıyordu, şoför olarak. İlk başlarda çok samimi değildik fakat sonrasında, zaman ilerledikçe bir şekilde abi kardeş gibi olmuştuk.
"Aslında...şuan ki durumuma bakarsam hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Tamamiyle o adamdan kurtulmuş sayılmam ancak yine de, artık onun yüzünü her akşam görmeyeceğim, sen de öyle." diyerek kahkaha attık.
"Ha bu arada, sen nerede kalacaksın? Eğer şey ise birlikte kalabiliriz."
"Jis gerçekten teşekkür ederim. Yakınlarda bir evim var orada kalacağım."
"Tamam. Yine de bur şey olursa beni arayabilirsin, gelebilirsinde."
"Onu benim sana söylemem gerekiyordu. Neyse ben artık kalkayım. Saat çok geç oldu, sende uyu. Yarın okulun var, ben seni sekiz gibi almak için kapıda olurum. Hadi iyi geceler birde saat kaç olursa bir şey olursa bir telefonun yeterli." diyerek oturduğu koltuktan kalktı ve kolumu pat patladı gülümseyerek.
"Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum, hep yanımda olduğun için sana minnettarım dostum. Sanada iyi geceler, dikkatli git." dedim.
"Teşekkür edecek bir şey yok kardeşim benim. Hadi daha fazla bekleme içeri gir. Yarın senin için yeni bir gün kısmen de hayatın için. Görüşürüz." diyerek evin önündeki arabaya binip çalıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olasılıksız / Minsung
FanfictionNeredeyse her gün babası tarafından dövülen 11. sınıf öğrencisi olan Han Jisung.Ülkenin en zengin şirketler sıralamasında ilk onda olan şirket sahibi babası, oğlunu başından atmak için Seul'a gönderir. Orada başka okula kayıt olan Jisung'a, yeni...