7| Başlık bulamadım

17 4 1
                                    

İyi okumalarr



Fakir, hayır çok fakir bir ailenin oğluymuşum... Annem beni dünyaya getirirken vefat etmiş, babam ise bana hiçbir şekilde bakamayacağını düşünüp yetiştirme yurduna vermiş.

Daha sonra bir aile tarafından evlatlık alınmışım, bir çocuğu olmayan ve zengin bir aile. Bu zamana kadar anne ve baba dediğim kişiler tarafından.

Bunu neden o gün öğrendiğimi anlamaya çalışıyorum.
Mektup...neden?

Chan biliyormuş. İstemsiz bir şekilde nasıl olduysa duymuş. Neyse ki annemden duymuş ve fark edilmiş, babam olsa onu atardı işten. Zaten, böyle bir şeyi bana söyleyemezdi.

(Jisung'un anlatımıyla)

"Durumlarının nasıl olduğunu biliyor musun?" Önümdeki sırada oturan Jeongin kısık sesle konuşmuştu.

Derin bir nefes alarak cevapladım.

"Yoğun bakımdalar. Doktor, sağlık durumları hakkında gelişme olursa haberdar edileceğimizi söyledi."

"Geçmiş olsun." Yanımda oturan Felix'e buruk bir tebessüm sundum.

"Saol."

"Kimya sınıfına inelim mi? Şimdiki ders o." dedi Jeongin.

"Ayy, hoca yine deney yaptıracak. Amk saçma ders, bir türlü anlayamadım gitti." dedi Felix.
.
.
.

(Yazarın anlatımıyla)

"O bezelye beyninle ne siktiribokla uğraşmısın?!" diyerek sert bir tekme geçirdi Minho, yerde yatan çocuğa.

"L- lütfen, b- bırak gideyim. Özür dilerim."

"Kes o sesini! Birine güzel bir ders verirken çekmişsin ne piçlik bu? Hoş ki o dersi şimdi sana veriyorum!" diyerek eğildi ve çocuğun kanlanmış yakalarından tuttu Minho.

"Boşa nefes alıyorsun, ziyan oluyor havaya. Vasıfsız vasıfsız da dolaşıyorsun. Geberip, siktir olup gitsene amına koyayım!" derken Minho, Seungmin yerde yatan bedene tekme attı.

Çocuğun arkasında olan Changbin onun saçından sertçe tutarak başını kaldırdı.

"Hey! Siktiğimin taş kafalısı! O korkak gözlerini kaçırma." diyerek saç tutamlarını, başını iterek bıraktı.

Heeseung, ailesinin işlerinden dolayı onlarla birlikte yurt dışına gitmek zorunda kalmıştı o sebeple de yoktu.

"Tiksinti orospu seni-"

"Lee Minho..."

Minho'nun sözünü bölen kişi arkadan gelen tanıdık ses olmuştu.

"Ne var haysiyetsiz?!" derken sinirle arkasını dönmüştü Minho.

"Hey beni gördüğüne sevinmedin mi?" Kız yavaş adımlarla Minho'ya doğru yürüdü.

"Nancy?" dedi Minho tek kaşını kaldırarak.

"Oh, hadi ama~ bana bir hoşgeldin bile demeyecek misin?" dedi Minho'nun karşısındaki kız dudağını büzerek.

Minho yerde, duvara korkusundan sinmiş ve perişan halde olan çocuğa doğru döndü.

"Kaybol! Hemen!" Ellerini yumruk yaparak bir adım attı çocuğa.

Genç hızla kalkıp uzaklaştı oradan.

Duvarda olan bakışlarını arkadaşlarına yöneltti Minho.

Ne demek istediğini anlamış olmalı ki "Biz gidiyoruz." demişti Seungmin düz bir ses tonuyla.

Olasılıksız  / Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin