9| Tuhaf hissediyorum

12 4 0
                                    

İyi okumalar canolarr🤎



   Bu parça okul piyanosunda öğrendiğim tek parçaydı, babamdan gizli.

Evde bir piyanomuz olmasına rağmen izin vermiyordu. Bir keresinde - çok küçükken - merakıma yenik düşüp en ince notaya basmıştım. Sesi çok güzel gelmişti kulağa bir kere daha bastım. Beni fark etmez umuduna yatarak.

Gördüğü an gözlerinden ateş çıkmıştı resmen, hangi elimle dokunduğumu sorup o elimin parmaklarını dövmüştü. Neyine ki, piyanoyu merak edip birkaç tuşuna bastığım için.

Şuan bu güzel piyano tuşlarının üzerinde parmaklarım özgürce gezerken umrumda değildi.

  Aklıma gelen küçük bir çocuğun anısıydı o kadar.

Parçayı bitirip ellerimi indirdim.

"Nasıl öğrendin çalmayı?"

Bakışlarımı o yöne çevirdim.

"Eski okulumda, müzik odasındaki piyanoda çalışarak."

"Ailen seni kursa göndermedi mi?"

Aile...

"Ailem... Bunu sana söylememem daha doğru bence."

Tek kaşını kaldırarak baktı.

"Sana neden anlatayım ki? Canımı ailem ile yakmayacağını nereden bilebilirim? Ne malûm?"

  Başını eğip güldü.

"Doğru bir yandan da. Bilemezsin. Ama ben sadece merakımdan sormuştum. Altında bir şey arama."

"Neden? Senin için kum tanesi kadar küçük olan birinin hayatını neden merak edesin ki? Bu senlik bir hareket gibi durmuyor."

Gözlerimin yaşardığını hissediyordum. Konu ne zaman ailem olsa hep böyle oluyordu. Kahretsin ki böyle!

Gözlerimi birbirine bastırıp yaşarmamasını sağladım.

Ona baktım, merakını yok etmek için çabalasa da belli oluyordu. Biraz farklı bir kişilikti. Benim okulda tanıdığım, arkadaşlarımın bana anlattığı Minho değildi, hemde hiç. 
  Onun da sakladığı şeyler elbette vardı. Ailesiyle ilgili vardı tabiki ve kendisiyle.

"Ben bahane oldum sanırım asıl konuşmak isteyen sensin, buna ihtiyacı olan. Belli ki." dedim sandalyede ona doğru dönerek.

"Hayır." dedi bakışlarını benimkilerle buluşturarak.

"Ah gerçekten... İnkâr etmekte çok iyisin."

"Psikolog musun amına koyayım? Önlüğün ile gözlüğün eksik bir."

Dediği şeyle güldüm.

"Evet. Sırada Lee Minho var."

Gülümsemişti, çok güzel bir şekilde.

"Okulda hiç böyle içten gülmüyorsun."

Kısık sesle söylememe rağmen duymuştu.

"Okulda işin gücün yokta beni mi dikizliyorsun?"

Bir anlığına duraksadım ardından hızla ayağa kalktım.

"H- hey! Bunu böyle mi anlıyorsun?"

"Kızdın mı, noldu?"

Gülümsemesi kahkahaya dönüştü. Çok tatlı görünüyordu, gülümsemesi çok hoştu ama kendisi öyle değildi.

Bir anlığına heyecanlandım. Bu neydi ki şimdi?

"Sikiyim, neden öyle bakıyorsun? Korkuyorum be!"

Olasılıksız  / Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin