0.8

2K 110 34
                                    

Merhabalar, bölüme geçmeden önce sizden bir ricam olacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar, bölüme geçmeden önce sizden bir ricam olacak.
shadyurt Kendisi yeni bir askeri kurgu yazmaya başladı ve kalemine güvendiğim birisi.
Destek olmanızı rica ediyorum. Kitap ismi "Yıkım ve Zafer". Keyifli okumalar dilerim.

-------
Ege ne yapacağını bilmez bir şekilde zihnindeki düşünceler ile savaş içerisindeydi. Sabah uyanır uyanmaz yanında Ali'yi göremeyince tedirgin olmuş, salona giderek Ali'ye seslenmişti. Fakat ortada ne Ali vardı ne de Osman.

Böyle olacağını tahmin bile edememişti çünkü onu öperken kendinde değildi, mantıklı düşünememişti. Kalbinin sesini dinleyerek hareket etmişti ve şu an büyük bir pişmanlık (Çok pişmaniyeyim şu anda :D) yaşıyordu. Fakat son pişmanlık neye yarardı ki.

Eliyle yüzünü kapatıp dolan gözlerini sıkıca yumdu, kalbinin acıdığını hissetmişti.

Osmanın ondan iğrendiğini düşünmek Ege'yi çok fazla üzüyordu. Küçük göz yaşlarına engel olamadığında iç çekti. Sessiz sessiz ağlamaya devam ettiğinde kalbinin sıkıştığını hissetti. Elini kalbine götürüp kafasını sağa sola oynattı. Göz yaşları akmaya devam ederken yaptığı yanlışın farkına varıyordu. Kalbini bu kadar tez mi kaptırmıştı yani? Neden bu kadar üzülüyordu?

Osman'ı öperken resmen içinin titrediğini hissetmişti. Daha önce kimseyle böyle bir temasta bulunmazken kısa sürede tanıdığı bu adamın üzerinde bıraktığı etki çok büyüktü.

Ağlamaktan yorgun düşmüş bir şekilde ayağa kalktığında kapı zilini duymuştu. Heyecanla kalbi teklediğinde hızla göz yaşlarını silerek kapıya doğru koştu. Aynada kendisine baktığında gözlerinin kızarmış oldğunu görse de aldırmadan kapı kolunu sıkıca tutarak kapıyı açtı. Karşısında Osman'ı gördüğünde baygın bakışlarını yüzüne çevirdi. Osman yüzünü dikkatlice inceledi fakat saniyeler sonra kaşları çatılmıştı. Alnındaki damar belirginleştiğinde bir adım atarak küçüğün yanına yaklaştı.

Elini kaldırıp yanağına koyduğunda Ege bayılacak gibi hissediyordu.

"Ne oldu sana? Neden ağlıyorsun?" dedi Osman endişeli bir sesle.

Küçüğün sulu göz olduğunu biliyordu Osman, hemen ağlayabiliyordu ve bu durum Osman'ın hoşuna gitmiyordu. Aksine sinirlerinin bozulmasına sebep oluyordu çünkü küçük onun için değerliydi. Kısa sürede bağlanmıştı karşısında dolu gözlerle kendisine bakan çocuğa.

Ege eliyle yüzünü kapattığında iç çekti, adamın kendisini bu şekilde görmesini istemiyordu.

Adam içeriye geçip kapıyı kapattığında küçüğün elinden tutarak salona ilerledi. Kucağına almak için bir hamle yaptığında Ege kollarını boynuna dolamış, yüzünü saklamaya çalışmıştı.
"Benden iğrendiğini düşündüm."

Yüzünü adamın boynuna yasladığı için sesi kısık çıkmıştı, adam bu dediğine gülümseyerek "Senden neden iğreneyim?" diye sordu.

Ege'nin gözleri tekrar dolduğunda içinden kendisine hakaretler savuruyordu. Ama yapacak bir şey yoktu ki, ağlayası geliyordu ve engel olamıyordu. Osman elini kaldırıp küçüğün sırtına koyarak okşamaya başladı. "Böyle düşünme, senden iğrenmiyorum. Tamam mı bebe?"

Ege bakışlarını kaldırıp adamın yüzüne çevirdiğinde büyükçe gülümsedi ve yaklaşıp yanağından öptü. "Peki Ali nerede?" diye sordu küçük. Merak ediyordu. Sabah sabah nereye gitmiş olabilirlerdi ki?

Osman sürprizi bozmak istemediği için ayaklanarak küçüğün elinden tuttu ve "Gidelim, görürsün." dedi kısaca.

Üst kata çıktıklarında Osman kapıyı birkaç kez tıklatmıştı, Ege ise merakla ne olacağını bekliyordu. Kapı açıldığında kapı da kimse yoktu, Ege kaşlarını çatıp Osmana baktığında adamın dudaklarının yukarıya doğru kıvrılmış olduğunu gördü, anlam verememişti.

Ali bir anda "Sürprizzz!" diyerek bağırmış ve göz önüne çıkmıştı. Elindeki hediye kutusuyla yerinde zıplarken Ege ve Osman küçük çocuğun bu hâline gülümsemeden edememişlerdi. Küçük çocuğun mutluluğu her hâlinden belliydi.

Adam "Hadi içeriye girelim abiye hediyesini ver." dediğinde Ali hızla kafasını sallamıştı.

Beraber geçip oturduklarında Ali büyükçe gülümseyerek hediyesini Egeye doğru uzatmıştı, Ege Ali'nin kolundan hızla tutarak kendisine çekmiş ve yanaklarından sıkıca öpmüştü.

Hediye kutusunu açmaya başladığında Adamın gözleri küçüğün üzerindeydi, farklı bakıyordu. Bir şeyler düşünüyor gibiydi ve kafası karışık gibi duruyordu.

Ege hediye paketini tamamen açtığında gördüğü şeyle büyükçe gülümsemişti. Ali'nin fotoğrafının bastırılmış olduğu bir beyaz tişört ve üzerinde "iyi ki varsın" yazıyordu. 6 kutu ise çikolatalı süt vardı. Ege göz yaşlarını tutamadığında Osman bir "hasbinallah" çekmişti. Aliyle sıkıca sarıldıklarında göz yaşlarını küçük parmaklarıyla silmiş, Ege abisine sarılmaya devam etmişti.

Ege hissettiği duyguları tarif edemiyordu. Kısa sürede tanıdığı bu iki insan onun her şeyi olmuştu. Osman, hoşlandığı adamdı. Belki de sevdiği....
Ali ise küçük olmasına rağmen Ege için güzel bir arkadaş olmuştu. İkili çok güzel anlaşıyor, birlikte eğlenebiliyordu. Osman için ise durum farklıydı. Küçüğü ilk başta bir kardeş olarak görse de şu an durum farklı gibiydi. Küçüğün kendisine karşı ilgisi olduğunu düşünüyordu, onu öptüğü günden sonra daha da emin olmuş gibiydi adam.

Fakat kendi duygularından emin değildi. İkili sütlerini içerek koyu bir muhabbete dalmışken adam onları izliyordu. Bazen Ege ile bakışları birleştiğinde Ege hafifçe gülümseyerek bakışlarını çeviriyordu.

Adam ise bu iki küçükle ne yapacağını bilmiyordu.

------
Geçiş bölümü.

ÜST KOMŞU- GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin