9.bölüm

121 6 7
                                    

Yıllar saklanılan kutu

Şarkılar:
-Hasret
-İnsan insan
-Bir ay doğar

***
"Satır arası yorumlarda buluşalım"
***

Ne yani; böylesi korkunç bir dünyanın, bir de cehennemi mi var?

Umberto Eco

***

Kader... Kimine cilvesi kimine acısını gösteren kader. Kimine göre mükafatlandıran kimine göre kahpe kader. Ama herkese göre bir etkisi olduğuna inanılan yazgı. Peki şu an içinde bulundukları durum kime göre kahpe kaderdi kime göre kaderin cilvesiydi?

Yusuf büyük bir keyif alarak izlese de bu manzarada onun gözüne batan bir detay vardı. Aslında pekte detay denilemez bir cüsseye sahipti. O detayın adı Ali'ydi. Onlar birbirine bakarken Yusuf merdivenleri tamamen çıkıp karşı dairenin kapısını açtı. Açılan kapı ikiliye bir daha şok yaşatırken Yusuf " Ali gelsene içeri senle konuşmam gereken bir konu var." Diye onu çağırırken ikili hâlâ ona şok olmuş gözlerle bakıyordu. Ali kendine gelerek hiç tereddüt etmeden Yusuf'un evine doğru adımlarını yöneltti. Onlar eve girdikten sonra Yusuf kapıyı kapatırken hâlâ aynı yerinde şok olmuş halde duran Armina'ya manidar denilecek bir şekilde gülümseyip kapıyı kapattı.

Armina kendine geldiğinde tek bir tepki verdi. "Sikeyim!" Hızla kapıyı kapatıp evine girdi. Bu sırada Ali ve Yusuf salona geçmişler karşılıklı olarak ayakta duruyorlardı.

Ali saygı ile, "buyrun komutanım." Dedi.
Ancak karşılığında aldığı cevap ile yıllardır içinde kalan şeyi gerçekleştirebilecekti.

Yusuf'un, "rütbede değiliz." Demesi ile yüzüne sağlam bir yumruk yemesi bir oldu. Bunu beklemediği için bir kaç adım gerilerken ancak dengesini sağlayabilmişti. Yusuf bu yaptığına anlam veremezken sinirli bakışlarını Ali'ye çevirdi.

Ali ise rahat bir tavırla, "kusura bakma birader yıllardır içimde kalmıştı aslında içimden bir tane geçmiyordu ama şimdi nede olsa komutanımsın."

Yusuf, "Eyvallah. Bunada eyvallah " dedi ağzının içinde. O haketmişti kabul ediyordu.

Ali tekli koltuğa yönelip rahat bir şekilde oturunca Yusuf'ta karşısına oturdu. Ali kafasını 'derdin ne' dercesine sallayınca Yusuf içini kemiren soruyu dan diye sordu. "Armina'yla ilişkin varmı?" Diye sorunca Ali'nin bir hışım ile koltuktan kalkıp Yusuf'un yüzüne bir yumruk patlatması bir olmuştu. Yusuf istese engel olabilirdi ancak hiç bir şey yapmaya gerek görmedi. Eğer bu tahmini doğru ise o herif Armina'nın sevgilisi olarak bunu yapmaya hak kazanırdı. Ancak yanıldıysa iki yakın arkadaşı bu şekilde itham ettiği için yine bunu yapmaya hakkı vardı. Yusuf bu soruyu sormaya hakkı olmadığını bilmesine rağmen bunu sormuştu. Bu yumrukları yiğeceğini bile bile içindeki bu ağırlık yartan sorulardan kurtulması gerekiyordu.

"Bana bak komutan felan dinlemem senin ecdadını sikerim! Lan o kız seninle birlikte geberdi! Hayatına tek bir Allah'ın kulunu almadı! Sende gelmiş ne soruyorsun! Ben kime ne anlatıyorum ki zamanında sen kendi ellerinle onu ateşe atmış bir herifsin, şimdi niye düşünesin ki?" Diye yüzüne tükürürcesine konuşup ellerini sıkı tuttuğu yakasından geri serbest bıraktı. İki adım geri çekilip, "git burdan. Bu evden, askeriyeden, bu şehirden, belkide ülkeden git! Armina'dan git!" Dedikten sonra hızla orayı terk etti.

Yusuf ise çok sonra yapmayı planladığı belkide hiç yapmayacağı bir şeyi yapıp eline yılları sakladığı siyah kutuyu alıp karşı dairenin kapısına ilerledi. Kapıyı çalınca iki dakika içersinde kapıyı Armina açtı. Karşısındaki adamı görünce refleks olarak sinirle kaşları çatıldı.

Armina Batu Adaletin Savaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin