Üniversiteden yeni mezun olan Seda Kaya, derin bir iş arayışına girer. İstanbul'un en köklü ajanslarından birinde işe kabul edilirken başına geleceklerden habersizdir. Güvenemeyeceği kişilerle etrafı sarılırken, Seda'nın içinde bulunduğu vaziyet onu...
Yıllar sonra tekrardan Wattpad platformunda yazmanın heyecanını yaşıyorum. Çünkü yıllar önce burada yazmaya "Kameraman" ile başlamıştım ve yıllar sonra tekrar bu hikayeyle dönmek çok güzel.
Umarım bu hikayede kendinizden bir parça bulursunuz.
İyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
---
Hayatımın belki de en sevmediğim dönemlerindendi. İş bulamıyordum. Bu beni zorluyordu. Bugün umudum kalmamasına rağmen son bir kez şirkete gidip şansımı deneyecektim. Eğer bulduğum bu son şirket de beni işe almazsa gerçekten umudum kalmayacaktı, evet ben gerçekten de iyi bir üniversiteden mezundum. Ve evet, okulumu iyi bir notla bitirmiştim ancak bu yetseydi keşke.
Saat altı sularındaydı. Ben elbette tam bir paranoyak olduğum için erkenden kalkma ihtiyacı hissettim. Benden paranoyağını bulamayacağınız kanaatindeyim.
"Bugün iş görüşmen var. Bugün cidden de girmen lazım kızım bu işe. Girdin girdin, giremedin ne yapacaksın?"
Gerçekten de sanırım bu son şansımdı. Olabilecek bütün şirketleri denemiştim ancak daha içime sinen herhangi bir yer bulamamıştım. İçime sinen yerler de beni almak istememişti zaten.
Ben böyleydim işte. Bir tık mükemmeliyetçi. Ancak rahat da bir insandım ve her insan gibi kusurlarım da vardı. Bu kişiliğime karşın kendimle barışık olmayı yıllar içinde öğrenmiştim ve bu hep böyle sürmeye devam etmişti.
Zehra benim ev arkadaşımdı, ondan önce de yurt arkadaşım. Aynı yurtta büyümüştük. Daha sonra da eve çıkmıştık. Gerçi bir de güzel Tuana'mız vardı. O da ev arkadaşımızdı ancak o üniversite yıllarında aramıza girmişti. Bu insanlar resmen beni, tek tek parça parça tamamlıyordu.
Zehra ağırbaşlı olmasına karşın soğukkanlıydı ve bunu belli ederdi. Mantığını her yönden konuşturmasını bilirdi. Tuana ise tam duyguların kızıydı. Neşe dolu, sessiz olmayan ve samimi.
Ben mi? Ben de samimiyim ama herkese değil işte, sorun o.
Gerçi bunu sorun olarak da nitelendirmiyorum, bu insanlarla mesafemi korumaya yarıyor.
Bu konuşmadan sonra Zehra'yla beraber oturduk, kahvaltı yaptık ve muhabbet ettik. Onunla yaptığımız muhabbetler elbette ki çok hoşuma gidiyordu çünkü o gerçekten harika bir dinleyici ve yol göstericiydi. Empati yapmasını bilen bir kızdı ve bunu belli de ederdi.