Havaalanından çıkıp nihayet otelimize varmıştık. Bize özel araç göndermişlerdi. Yorgunluktan ölüyordum. Tek istediğim otele giriş yapıp odama çıkmaktı. Resepsiyoniste yaklaştım.
''Merhaba hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?'' dedi resepsiyonist ağır aksanla. Aksanı çok komik gelmişti. Gülümsedim.
''Merhaba. İz Salcan adına oda ayırılmış olması gerekiyor. Kontrol eder misiniz?'' dedim. Yaka kartında Giovanni yazıyordu. Göbekli, tontik, baby face, gıdısı yüzüyle neredeyse birleşmiş, 50lerinde, asla isminin aurasını taşımayan, orta boylarda biriydi. Boynundaki fular dikkatimi çekmişti. Gözüme çok tatlı gelmişti nedensizce.
''İsminize bayıldım!'' diye şakıdı bir anda. Gözüme bu hareketiyle çok feminen gelmişti nedensizce.
''Fularınıza bayıldım!'' dedim bende.
''Bu fular için saatlerce gezdim. Sonunda birinin dikkatini çekti.'' dedi söylenerek. Aksanından dolayı dikkatim dağılıyordu ama önemli değildi. Çok ısınmıştım kendisine.
''Giovanni çok yorgunum dinlenmek istiyorum. Sonra konuşmaya devam edelim kesinlikle.'' dedim.
''Kesinlikle konuşalım. Çok ortak yönümüz var gibi kız!'' dedi aşırı jest ve mimiklerle. Oda kartımı verdikten sonra odama gidecekken durdurdu beni tekrardan.
''Size özel masaja, saunaya, cilt bakımına daha sayamayacağım kadar yere girebileceğiniz bir VİP kart vereceğim. Bunu herkese değil sadece hoşlandığım erkeklere ve kankilerime veriyorum. Kıyağımı unutma.'' dedi göz kırparak.
''Buna gerçekten çok ihtiyacım vardı! Bir tanesin Gio.'' dedim ve odamı aramaya çıktım. Odam 5. kattaydı. Süit oda olması beni çok sevindirmişti. Terası da muhteşemdi. Manzarasından bahsetmiyordum bile.
Kendimi yatağa attım. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. En iyisi kartımı da alıp masaja, spaya falan girmekti. Hemen yatağımdan hızlıca kalktım ve odamdan dışarı çıktım. Odadan çıktığım anda solumdaki odadan da Pamir'in çıktığını gördüm. Laflarıyla uğraşamazdım. Bir soğuk bir sıcaktı beyefendi. Göz devirip aşağıya indim. Gio'dan bahsettiği yeri öğrenip kartımla giriş yaptım. Soyunma odasında hazırlandıktan sonra üstüme bornoz giydim. Nereye gireceğimi seçemediğim için baştan başlama kararı aldım. Koridorun ucunda sauna vardı. Çok sıcağı sevmesem de değişikliğin iyi geleceğini düşündüm.
Saunanın kapısını açtım. Çok ağır bir cam kapıydı. İçeriye girdiğimde kapıyı kapatıp kapıya yaslandım. Beni ortam daraltır mı diye kendimi denedim. Sauna oldukça genişti. Bir yere oturdum. Zaman geçmek bilmiyordu. İçerisi gittikçe daha da bir sıcak oluyordu. Amacım stresi ve günün yorgunluğunu üzerimden atmaktı ama sıcak beni daha da gerince çıkma kararı aldım. Terden öleceğimi bile hissettim o an.
Kapıyı kendime doğru çektim.
Açılmadı.
Kapıyı ittim.
Açılmadı.
İçeride mi kalmıştım ben?
İçeride bağırmak mantıklı geldi o an. ''YARDIM EDİN!'' diye bağırdım. Sonra kimsenin Türkçe anlamayacağını düşünüp bir de İngilizce bir şekilde yardım çığlığı attım. Hem bağırıyor hem cam kapıya vuruyordum. Çabalarım bomboştu. Koridorda kimse gelip gitmiyordu. Sıcak, nemli bir ortamda kilitli kalmıştım. Sıcağı iliklerime kadar hissediyordum. Bir süre sonra koridorun başında Pamir'i gördüm. Çırpınmalarım arttı. Beni fark ettiğinde kaşlarını çatıp bana doğru geldi. Kapıyı o da açmaya çalıştı ancak kapı inatla açılmadı. En son hatırladığım cama ellerimi yapıştırdığım ve yavaşça aşağıya kaydığım andı. Sanırım sıcaktan bayılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şirket Savaşları
RomanceTam tamına 45 dakikadır park edecek yer arıyordum. Sinir krizi geçirmek üzereydim. Bir arabanın çıktığını gördüm. Şükürler olsundu. Sinirlerim alınmış gibi hissettim o an. Araba çıktığı an karşıdan da bir arabanın beklediğini gördüm. ''Hadi be İz...