Aynı karakterleri kullanarak başka bir kurgu oluşturma kararı aldım umarım beğenirsiniz!
...
Tam tamına 45 dakikadır park edecek yer arıyordum. Sinir krizi geçirmek üzereydim. Bir arabanın çıktığını gördüm. Şükürler olsundu. Sinirlerim alınmış gibi hissettim o an. Araba çıktığı an karşıdan da bir arabanın beklediğini gördüm.
''Hadi be İz, kap şu yeri kızım!''
O park kesinlikle benim hakkımdı.
Ben, keyfim ve keyfimin kahyasının vermiş olduğu hak.
Ben ne kadar hızlı sürdüysem karşımdaki şahıs da o kadar hızlı sürdü arabayı. Arabalarımız az kalsın çarpışacaktı. Milim kala durmuştuk. Hışımla arabadan çantamla indim. Arabasın kaputuna çantamla vurdum. Manyağa çatmıştı.
''Ne yapıyorsun be!''
Arabadan yaklaşık 195 belki de üstü, esmer, yapılı biri indi. Yakışıklıydı vesselam. O an ne kadar yakışıklı olursa olsun umrumda değildi. Kapmam gereken bir iş vardı.
Ben İz Salcan. Salcan Mimarlık şirketinin sahiplerindendim. Bugün çok önemli bir toplantım vardı. Kısacası büyük müşterilerimiz vardı.
Dünyanın en ünlü holdinglerinden biri olan Gökler Holding, İtalya'da en büyük holdinglerini yani şubelerini açacaklardı. Bu şubenin tasarımını yapmak istiyorduk çünkü oldukça büyük bir fırsattı. Holding sahipleri ile görüşecektim. 1 saat erken çıkmıştım park sorununu tahmin ederek. Daha fazla beklersem geç kalacaktım. Pençelerimi çıkartmam gerekiyordu.
''Ne mi yapıyorum? Gayet açık. Arabamı park edeceğim.''
Güldüm. ''Hayatta olmaz. İlk ben gördüm hadi çek arabanı.''
''Çekmeyeceğim.''
''Öyle mi?''
''Öyle.''
Gözünü korkutmak lazımdı. Arabamda geçen gün arkadaşlarımla gittiğim kamptan kalan kamp sandalyesi ve battaniye kalmıştı. Muhteşem bir fikir olduğunu düşünerek yemimi ortaya attım.
''Hiç sıkıntı olmaz bagajımda kamp sandalyem ve battaniyem bile var. Sabaha kadar bekleyebilirim.'' bekleyemezdim. 15 dakikaya toplantım vardı.
''Manyak mısın kızım sen?'' dedi.
''Hadi çek arabanı.'' dedim.
Bir süre bekledi bende onunla bekledim. Ciddi olup olmadığımı ölçüyordu sanırım. Hiçbir şey söylemeden arabasına döndü. Geri geri gitti. Bende arabamı park ettim.
Yetişmiştim. Ezgi ve İnci beni bekliyorlardı.
Ezgi ve İnci ortaklarımdı. Çok eskiden beri dosttuk. Şirket açma kararı vermiştim ve bana çok destek olmuşlardı. İşin sonu ortak olmamız ile bitmişti. Şirketimiz her geçen zamanda başarısına başarı katıyor ve bu bizi çok mutlu ediyordu.
İçeri girdiğimde sarıldık.
Gelmemin üzerinden 30 dakika geçmişti. Hala holding sahipleri ortalarda yoktu. Bizim çok da umrumuzda değildi çünkü koyu sohbete dalmıştık.
PARK YERİ UĞRUNA BOŞUNA MI O KADAR SİNİRLENMİŞTİM?
Yaklaşık 50 dakikanın ardından masanın en ucuna bizimle ilgilenen holding sahiplerinin asistanı Temmuz oturdu. Şok olmuştuk. Neredeydi sahipler? Neredeydi Azra Hanım? Neredeydi Mercan Hanım? Evet holding sahipleri Azra Gökler ve Mercan Göklerdi. Bön bön baktığımızı görünce asistan sanırım açıklama gereksinimi duymuş olacaktı ki konuşmaya başladı sağolsun.
![](https://img.wattpad.com/cover/366407580-288-k295367.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şirket Savaşları
RomanceTam tamına 45 dakikadır park edecek yer arıyordum. Sinir krizi geçirmek üzereydim. Bir arabanın çıktığını gördüm. Şükürler olsundu. Sinirlerim alınmış gibi hissettim o an. Araba çıktığı an karşıdan da bir arabanın beklediğini gördüm. ''Hadi be İz...