IX. ᴀʏᴀᴢ.

93 15 26
                                    


"Görüşmek üzere Ayaz, kaçayım deme. Polislerle donatmayayım şehri." Gözleri güler gibi oldu. Az önceki sinirini yeni yeni boşaltıyordu. Bir iki adım daha attı geriye doğru. Sonrasında kısaca bir el salladı.

"Seni göreceksem kaçarım, Arel."
_____
_______
_________

-Ayaz'dan.

Belime havluyu sarıp kapattım açık olan suyu. Sabahın bilmem kaçıydı. Dün, günlerce uyumamanın acısını çıkartmıştım. On iki saate yakın uyumuştum tahminen, iyiydi, enerji topluyordum. Buğulanmış aynanın önüne geçtiğimde yarı çıplak vücudumda gezdirdim gözlerimi. Uzun boyumdan dolayı zargana bebeler gibi durmuyordum. Vücudum sıkıydı, iyisinden kaslıydım da. Şu bir iki haftadır içeriye alınmaktan ne spor yapabilmiştim ne de diğer işlerimi hâlledebilmiştim ancak daha yeni başlıyordum. Bir süre çağırılmayacağımın bilincindeydim ve bu süreyi güzel değerlendirecektim.

Kalın parmaklarımı alnıma dökülen ıslak siyah saçlarımdan geçirip arkaya yatırdım. Gözlerime doğru düşen üç beş teli önemsememiş, tıraş makinesini almıştım. Zaten uzun olmayan hafif çıkmış sakallarımı da hallettiğimde çıktım banyodan. Direkt bu hâlde yatmayı düşündüm bir an. Sonrasında ıslak saçla zıbarırsam şu siktiğim başımdaki ağrının daha da katlanacağını hatırlayarak bir havlu alıp önemsemeden nemini aldım saçlarımın. Havluyu sandalyenin üzerine bıraktım.

Altıma boxer geçirip uyumayı istiyordum açıkçası. Ancak işlerim vardı, mekana gitmeliydim. Patron muhtemelen merak etmişti. Önce ona görünecektim. Sonrasında Maria'nın sürtünmelerini çekecek, bütün keyfini ağız tadıyla kaçıracak ve para kazanmak için kumara oturacaktım yine.

Kumarı severdim. Hayat zaten bir kumarken elimdeki kartlarla o kumarı yönetmek, masadaki diğer kumarcı ibneler ile, kartlarla oynuyormuşçasına oynamak haz verirdi bana.

Gülümsedim. Bugün rus ruletine girecektim.

Maria'nın kendini öldüreceksin sızlanmalarından dolayı ağız tadıyla oynayamazdım ancak bugün mekana dönüşümün şerefine birkaç el kafaya sıkmak güzel bir kutlama olacaktı.

Üç beş isteğim vardı şu saçma sapan günlerin ardından. İlki, Maria'nın kafasına üç el ateş etmekti. Hoş, şu isteğim ne zamandır başı çekiyordu saymamıştım. İkincisi bu akşam iyisinden eğlenmekti. Tanrı şahit savcı bozuntusu kafamı öyle bir sikmişti ki, kendime gelmem lazımdı. Arel Shou Korhan, siktiğimin savcı bozuntusu üçüncü isteğim hâline gelmişti. Ama bu isteğim iyi mi kötü mü anlamıyordum.

Elime aldığım boxerı hızlıca geçirip siyah kot pantolonu giydim. Arel, Arel, Arel. Günlerdir zihnimi öyle bir meşgul ediyordu ki, kafamdaki ağrıyı nasıl gidereceğimi şaşırmıştım. Olayın üzerinde çok duruyordu, olay yerini muhtemelen yalayıp yutmuştu. Sürekli beni çağırıyor, beni deniyordu. Deneniyor olmaktan haz etmezdim, savcı bozuntusuna karşı bir şey ise diyemiyordum. Aptal olsam, beni her denediğinde öfkelenir, kendimi ele verirdim. Ben ise susuyordum. Denediğim yöntem işe yarıyordu, savcının aklı karışıktı. Katil olduğuma emindi ve bir o kadar da zihninde beni aklıyordu. Kendisi bile bunun farkında değildi ama karşımda donuklaşan ve masumlaşan irislerinin tamamen farkındaydım. Savcı gözümde hiçbir önemi olmayan basit bir piyondu, yenmesi kolaydı ve öyle de oluyordu. Ben kazanıyordum.

Odadan çıktığımda salonun köşesinde yer alan mutfağa doğru gittim. Bir şeyler atıştıracaktım. Buzdolabını açıp iki yumurtayla sucuğu çıkartmış, tezgaha yerleştirmiştim. Gözlerim salonun diğer köşesindeki kitaplığa takıldığında bir süre baktım oraya doğru. Olanları düşündüm, hafızamı zorlayarak görüntüleri getirdim aklıma. Arel, orada durmuş beni eleştiriyordu. Ben ise önyargılı olduğunu söylemiştim eleştirileri pek de umrumdaymış gibi. Sonra evi incelemişti üstünkörü. Bir şey bulacağını umarak gelmişti, evi incelemesini engelleyecek kadar dağıtmıştım kafasını. O da mesleği gereği ayıp olmasın diye dolaplara bakıvermişti.

SUÇLU (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin