Bölüm 8-Söz II

19 4 0
                                    

Güven Beyin söyledikleri  Sude ve Yasemin'i şoka sokmuş olsa da diğer bireylerin bir şey anlamamasına karşın onlar da bir şey diyememişti. 

"Kızım kalk 2 tane daha kahve yap." Babaannesinin sözü bütün düşüncelerini altüst etmişti Yasemin'in. Zoraki Sude'nin kolundan çekiştirmesiyle mutfağa gittiler. 

"Yasemin senin bu koca adayı... Ay ben çok şaşkınım şu an annem. " Yasemin Sude'nin dediklerine ses bile çıkartamamıştı. Öyle boş boş bakıyordu. 

"Yasemin annem iyi misin? Bak korkutuyorsun beni. Hem yanağına ne oldu senin." Ellerini Yasemin'in yüzünde gezdirdi. Ve "Hadi ben kahveleri yaparım sen git elini yüzünü yıka. Kendine gel. " dedi. Yasemin de ağır adımlarla banyoya gitmişti. Aynadaki aksine baktığında bütün makyajının bozulduğunu gördü. Makyaj temizleme mendilleriyle makyajını temizleyip saçlarına volume verdi. Yanağındaki parmak izlerini gördüğünde sesli bir şekilde yutkundu ve  birden kapının açılma sesiyle düşüncelerinden uzaklaştı. Gelen kişiye baktığında Batuhan'dan başkası olmadığını gördü. 

"Yasemin ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Ve Allah aşkına bu yanağındaki iz ..." Dediğinde genç kızın hüzünlü gözleriyle karşılaştı.

" Bilmiyordum." Dedi genç kız sadece. 

"Artık mutlu olmalıyız. Ve sonra bunları konuşacağız."

"Tamam Batuhan içeri geçelim istersen, bekletmeyelim." Batuhan sevgilisini kollarının arasına aldı ve başına ufak bir buse kondurdu. "Seni çok seviyorum Yasemin ve kimsenin bunu bozmasına izin veremem"dedi. Bu sözler biraz da olsa Yasemin'i rahatlatmış ve 15 dakika önce olanları aklından silmişti. 

" Biraz daha burada kalırsak düğünümüzü yapacaklar hadi çıkalım." Batuhan Yasemin'in anlık değişmelerine kendini alıştıramamıştı. Genç kız ne yapıp ne ediyordu. Bataklıktan çıkarken bile hep gülümsüyordu. Batuhan salona Yasemin de mutfağa geçtiğinde konuşma başlamıştı. Sude kahvelerin birine tuz diğerine de pul biber dökmüştü. 

"Sude ne yaptın sen bu ney?" Bir taraftan kahvelere bakıyordu diğer taraftan tezgahın üzerindeki porselen pul biber ve tuz kabına... 

"Bak tuz olan Batuhan'a diğeri Anıl'a tamam mı? İşaretledim zaten anlarsın sen."

"Neden pul biber koydun çocuğun kahvesine ?"

"Çünkü canım arkadaşım, hak etti. Bir hafta rapor alıp da bütün işlerini bana yıkmanın cezası diyelim." Yasemin gülerek kahveleri aldı ve salona geçti. Hüznü silinmişti birden. Önce Anıl'a kahveyi verdi ve kulağına doğru sadece onun duyacağı tonda 'kahveyi Sude pişirdi' dedi. Anıl Sude'ye ufak bir sırıtma atıp kahveden bir yudum aldı. Ve boğazını yakan o tat kahveyi bir anda püskürtmesine neden olmuştu. 'Bunun hesabını daha sonra soracağım' diyen gözlerle Sude'ye bakmaya başladı. Sude ise intikam bakışlarını etrafa gülücükleriyle atmakla meşguldü. 

"Oğlum neyin var. Kahveler mi karıştı acaba." Yasemin'in babaannesi bunu derken Batuhan'da kahveyi püskürtmüştü. Anıl bir yandan Sude'ye kötü kötü bakarken diğer yandan da "Yok. Çok sıcaktı hızlıca içince ondan dilim yandı." Diyebildi. Ortamı germeye gerek yoktu, zaten çok gergindi. 

"Kasım Bey sebebi ziyaretimiz önceden yapılan bir anlaşma ama önemli olan çocuklarımızın vereceği karar, değil mi baba." Güven Bey babasından onay bekler bir şekilde bu soruyu sormuştu ve gerekli onayı aldığında lafını devam ettirdi. "Siz ne dersiniz Kasım Bey"

"Ben kızıma sormak isterim. Yasemin kızım ne diyorsun." Batuhan sevinçli gözlerle bir Yasemin'e bir de babasına bakıyordu. Yasemin kesinlikle 'evet' diyecekti. Başka bir şey demesine imkan veremiyordu. Her ne kadar bu iki üç günde  çok soğuk davransa da onu sevdiğini o buğulu gözleri söylüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aklına Ne GelirseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin