BÖLÜM 3: JAN

169 110 20
                                    


Duyulan seslerden sonra polisler ve sağlık görevlileri yerde yatan suçluların başına toplanmışlardı.Polis gözetiminde hepsinin tedavisi yapılmak üzere içeriye alınmışlardı ama ikisinin durumu ağırdı.

Filip'te fazla zaman geçmeden Auri'nin yanına gelmişti.Auri telefonu açık tuttuğu için gelen seslerden başının dertte olduğunu anlayan Filip, memurları arayıp hızla hastaneye gelmişti.

Geldiği zaman polisleri fırçalamıştı ama onlarda o sıra gelen ihbar üzerine oradan ayrılmışlardı.Hastane'nin ön bahçesinde silahlı çatışma anonsu geçince telsizden, destek olmak için oraya gitmişlerdi ama bu Jaroslav'ın bir planıydı.

Polisler olaya gidince Auri'nin savunmasız kalacağını biliyordu.Bu sayede ondan intikamını rahat alabilecekti.Auri'nin odasına elinde kağıtla gelen Filip "Geçmiş olsun Auri.İyiki beni aradın.Umarım iyisindir?"

"Evet iyiyim.Kimse yoktu burda Filip.Olaylar biranda gelişti.Herşey o kadar hızlı ve korkunçtu ki, bunu unutmam mümkün değil"

"Polislere telsizden anons geçilmiş ön bahçede çatışma var diye ama öyle bir şey yokmuş.Muhtemelen bizim telsiz kanalına girmişler.Burayı boşaltıp seninle hesaplaşacaktı muhtemelen ama hesaba katmadığı kişi planını bozdu.Yine de güzel plan yapmışlar ben takdir ettim."

"Peki Jaroslav tutuklandı mı?"

"Seni üzmek istemem ama o aralarında yoktu."

"Nasıl yoktu? Oradaydı Filip ben gözlerimle gördüm. Araba ona da çarptı."

"Bu serserilerin arasında o yoktu, muhtemelen o polisler gelene kadar kaçmış olmalı."

"Şimdi ne olacak peki?"

"Artık burada güvende değilsin, onların bulamayacağı bir yer gerek sana.Durumu iyi olanları kısa sorguya çektim ama hepsi Jaraslov'ı tanımadıklarını söyledi.Bunlar asla konuşmaz.Şimdi çıkmamız lazım, her yerde adamları vardır bunların."

"Tamam ama nereye gideceğiz?"

"Biraz bende kalırsın sonrada bir yer ayarlarız sana."

"Tamam o zaman öyle yapalım artık burda kalmak istemiyorum."

"Yürüyebilir misin?"

"Yürürüm iyiyim.Hatta şu olayın üstüne koşarak gidebilirim."

"Hemen çıkalım o zaman.Kimse nereye gittiğini bilmemeli, ben her şeyi ayarladım, doktorla da konuştum. Hadi!"

 Auri hemen üstünü giydi ve odadan apar topar çıktılar.Filip "Beni takip et!" diye onu uyarıp asansöre bindirdi.Hastane otoparkına indiklerinde Filip etrafa şüpheyle bakıp hızlı adımlarla resmi polis arabasına doğru yürüdü.

Arabayı açıp şeritli polis yeleğini ve şapkasını giydikten sonra bagajı açıp "Bin dostum" dedi sakin tavırla.

"Bagajda mı gideceğim?"

"Yaşamak istiyorsan, kurnaz olmayı bileceksin" dedi gülerek.Korku dolu anlar yaşadıktan sonra sürekli korkan Auri, ciddiyetle bagaja yattı.

"İyi eğlenceler" dedikten sonra şoför koltuğuna oturan Filip otoparktan ayrılıp yola koyuldu.Bagaj da yüksek müzik sesi duyan Auri sıkılmış bir tavırla başını sallayarak yatmaya devam etti.Her tarafı ağrıyordu ama mermi olmasından daha kötü değildi.

Araba bir yerde durmuş ve müzik kapanmıştı.Bagajı açan Filip " Geldik dostum inebilirsin." dedikten sonra kolundan tutatarak onu bagajdan çıkarttı.Etraf çok sessizdi.Taş binalar ve yüksek çatılı evler her yeri kapatmıştı adeta.Sokakta sadece yanan lambalar ve kedilerden başka hiçbir varlık yoktu.

EXVANTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin