3.1

2.4K 89 18
                                    

5 ay sonra.

Uraz: zelal...

Zelal: efendim bir şey mi oldu

Uraz: yok yok korkma

Uraz: sadece annemlerle seni tanıştırmak istiyorum:)

Zelal: hımm

Uraz: evet gelir misin benimle

Uraz: annem müstakbel gelinini görmek istiyor da

Zelal: yiaaa bir anda öyle deyince...

Zelal: kalbim anlık heyecanı kaldıramıyor

Uraz: fatih sultan mehmet değilsin ama sen de kalbimi fethettin.

Zelal: omg

Zelal: nereye bayılıyoruz

Uraz: istersen kollarıma bayılabilirsin..

Zelal: aman tanrım, ben ne sevap işledim

Uraz: ee geliyor musun akşam yemeğine annemlere

Zelal: bilmem aslında fena fikir değil

Zelal: ben de müstakbel kayınvalidemi tanımış olurum

Zelal: ama tek bir şey sormam lazım

Uraz: sor canımın içi

Zelal: geçen gün yaptığım makarna mı güzeldi yoksa annenin yemekleri mi?

Uraz: ş-şey

Uraz: benim işim var da

Uraz: sonra konuşalım mı canım

Zelal: soruma cevap ver

Uraz: ben de seni çok seviyorum aşkım

Zelal: kaçma, gel buraya

Uraz'ın çevrimdışı olmasıyla telefonu masanın üstüne yerleştirdim. Sadece takılıyordum yoksa tabii ki ben de biliyorum benim makarnamın daha lezzetli olduğunu.

^^^

"E kızım, sen ne işle meşgulsün bakalım?"

Yarım saat önce Uraz'ın annesinin evine gelmiştik. Yemek eşliğinde sohbet ediyorduk. Annesi çok sevecen ve güzel bir kadındı. Bana da çok iyi davranıyordu.

"Ben okuyorum. Psikoloji ikinci sınıfım."

Memnuniyetle kafasını sallarken içeri genç bir kız girdi. Uraz'ın kız kardeşi olduğunu hemen anladım. Beyin bedava.

"Hoş geldin." Soğuk bir ifadeyle selam verip masaya oturdu. Tokalaşmamasını garipsemedim çünkü ben de sevmezdim.

Recep İvedik'in 'domuz gribi vesilesiyle tokalaşmıyorum.'  sözünün hayat bulmuş haliyim diyebiliriz.

Uraz kardeşine ters bakışlar atsa da gülümsedim ve yemek yemeye devam ettik.

Kız kardeşi gerçekten çok güzeldi. Sarı uzun saçları ve mavi gözleriyle çekici duruyordu aynı zamanda.

"Abi, Selin Abla ile ayrıldınız mı?"

Ne?

Nee?

Neee?

Biraz daha ne dersem level C5'e döneceğim ama.  Yeto.

Uraz'ın tepkilerini ölçerken kardeşine attığı ters bakışları yakaladım. Bu bakışların altında haklılık yatıyordu.

"Selin Abla kim Çağlacığım." Dayanamayıp bu soruyu sorduğumda hayretle bana baktı. Annesi ve Uraz şaşkınca bize bakarken Çağla "Abimin eski sevgilisi. Hatta nişan bile yaptılar. Haberin yok muydu?" dedi.

Demek ki 'Çok güzel kokuyorsun Selin' dediğinde ona demişti. Sonrasında ise 'kuzenim' diye açıklamıştı.

Uraz, kardeşine dönüp "Sen ne saçmalıyorsun yine?" diye hiddetle sordu. Kardeşi gayet normal bir şeymiş gibi konuşmasına devam etti. "Geçen iki yıl önce nişan yaptınız ya hani? Bunu söylemedin mi yoksa sevgiline?"

Bu kız ne saçmalıyordu? Ne nişanından söz ediyordu. Uraz, tam konuşacakken hemen ben sözü aldım. "Benim bundan neden haberim yok Uraz?"

Uraz, yalvarır gibi bana bakarken oldukça sinirlenmiştim. En sevmediğin şeylerden biri bana yalan söylenmesidir.

"Yok öyle bir şey, Çağla söylesene öyle bir şey yok diye, neden yalan söylüyorsun?"

Annesi Sevgi Abla, "Kızım bunu bilmiyor muydun yoksa?" dediğinde nefretle - Ne kadar mümkünse- Uraz'a baktım. "Yalancı pislik, bir daha arama sakın beni." Ayağa kalkıp askıya doğru hızla koştum. Akan gözyaşlarımı umursamadan çantamı aldım ve kapıya doğru ilerledim.

Kolumu saran güçlü kol beni kendine çevirdi. "Bana inan, yok öyle bir şey. Yalan söylüyorlar."

Kolumu ondan kurtarıp yüzüne acıyarak baktım. "Sakın peşimden gelme, düşünmeye ihtiyacım var."

Kapıyı açıp kendimi dışarı attığımda gözyaşlarım yanağıma hücum ediyordu.

Neredeyse bir yıldır sevgili olduğum adam, beni kandırmıştı demek? Hayata olan sevgim bir çiçek gibi solarken gözyaşları eşliğinde evime doğru sürdüm arabayı.

...

Merhaba arkadaşlar. 3 bin okumayı geçmişiz bile. Öylesine yazarak eğlendiğim bu kurguyu düzenleyip daha güzel bir şekilde sizlere sunacağım.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Kendinize iyi bakın. Hoşça kalın.

FUTBOLCU || texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin